"Gündem"

Yazan: 02 Ekim 2019 3477

Gündemi takip etmek... Gündemden demlenmek... Mühim meseleler evet... Ama gün olmuyor ki eline kumandayı alıp televizyondan bir haber açıyorsun ve yahut elinde telefon arama motoruna haberler yazıp karşına çıkan ekrana tıklıyorsun. Kumandayla haberi açıyorsun ya da ekrana tıklıyorsun aynı şey! Ama karşına çıkanlar da aynı şey! Aynı illet! Eskimez pörsümez daima yeni olan İslam’a gizliden veya açıktan saldırı... Bu işin amilleri ise Batıcı kuklalar ve uşakları...

Kim bunlar? Milliyetçi gezinip ters tarafından batıdan daha çok batıcı sahte milliyetçiler! Kim bunlar? Nizamların nizamı olan İslam’ı sözde savunma gayesiyle meydan yerine atılmış batının zehirli okları! Kim bunlar? Vatan, millet, edebiyatı yapıp bu işin zerre çilesini çekmemiş vatan için de zerre çapında değer ifade etmeyecek insanlar! Kim bunlar? para nerede ben oradayımcılar! Ama gel gör ki devletlülerimiz bu yapmacık insanları etraflarına ateşten bir çember gibi çevrelemiş, yanlarına bu vatanın öz sahibi nezdinde olan insanları yaklaştırmıyorlar. Konumuzu dağıtmayalım... Her şeyin büsbütün dağılmış olduğu şu zamanda konumuzu dağıtmayalım bari... Gündem mi? Şekil veren onlar... Çünkü basın-medya hep bu tiplemelerin elindedir. Binaenaleyh gündeme şekil verme yetkisini de ellerinde bulunduruyorlar. Ellerinde bulundurdukları sihirli değnek müminliğe ram olmuş milletimizin gönlüne vuruyor. Gönlünü zedeliyor, ahlakını bozuyor, değiştiriyor. Edebi, hayayı bitiriyor.``Haya İmandandır/imandadır.`` buyuran Peygamber Efendimiz (sav), ahlakın nihai noktasını asırlar önce nakış nakış işlemişti. Bu ahlak fukaraları ise kendi fukaralıklarını sâri bir nefes gibi milletimizin üzerine üfleyip ahlak cinayeti işliyorlar. Gençleri tenasül cihazından beslenen, semizlenen ahlak ve kültür fukarası olarak yetiştirmeyle iştigal ediyorlar. Foseptik çukurundan fark belirtmeyen sözde ahlaklarını, üzerini altın suyuyla boyayıp değerli altınlar gibi gösteriyorlar. Asırlardır İslam’ın sancaktarlığını yapmış, İslam’ın nurunda erimiş milletimiz de göremiyor. Göstermiyorlar...

Sebep? Çünkü her şeyi ele geçirmişler. Yamyamlar gibi her yeri talan etmişler. İdrakleri iğdiş etmişler. Berrak ve net olan ilahi hakikate bir şey yapamayacaklarını sezdikleri için milletimizin gözlerini astigmat hastalığına düçar etmişler. Ferasetini kırmışlar. Oyun içinde oyun yapıp milletimizin imanıyla oynamışlar. En yakın süre zarfında 15 Temmuz darbesini yapan alçakların asıl hedeflerinin zahiri darbe değil batini darbe olduğunu, maddeye değil manaya balyoz vurduğunu sezdirmemişler. Milletimizin ruh hamurunu yoğuran, edebi-adabı insanlara kanaviçe gibi işleyen, İslam sarayının içi diyeceğimiz tasavvuf-tarikat müessesini yıkmaya çalıştıklarını göstermeyip milletimizi tasavvuf-tarikat düşmanlığına sürüklemişler. Peygamber Efendimiz (sav) den, Hz. Ebubekir’e (ra) üflenen, silsile halinde deveran eden o lahuti nefesi kestirme yoldan tıkamaya çalışmışlar. "... Allah nurunu tamamlayacaktır." (Saff, 61/8) ayetinin senediyle tıkayamayacaklar, tıpalarını kendilerine tıkayacaklar orası ayrı ama görememişiz, göstermemişler. Birileri çıkmış bu hadiselerden semizlenip semizlenip şişmiş, dışarıya da `` şehvetiye tarikatı`` diye kendi şehvetini müşahhaslaştırdığı pislik çıkartmış. Gündeme gelmiş. Yok satmış. Bunları görüyorsun, gündemden demlenip dertleniyorsun... Devam ediyorsun haberlere. Bakıyorsun sinsi sinsi gülerek İstanbul’u alanlar, İstanbul’un sembolü cami simgesini logodan kaldırıyorlar. ``İslambol`` lafzıyla asırlarca terennüm edilen şehir, sinsi kahkahalarla mana bakımından talan ediliyor. Öfkeleniyorsun, üzülüyorsun lakin ferdi olarak hüzünden başka bir şey olmuyor. Sonunda ne oluyor gündemden demlenip dertleniyorsun. Cemiyeti yalana boğanları, cemiyetin altına mayın döşeyenleri, bizi medeniyetimizden koparmak isteyenleri, İslam kelimesini duyunca (iğrenilesi adamların) iğrendiklerini, imrenilmesi gereken hakikate iğrendiklerini görünce gündemden demlenip dertleniyorsun.

Servet Turgut'un Yakazat kitabında ki cümleleri düşüyor yâdına: "Bir Hadis-i Şerif'in "Kıyamete yakın baş ayak, ayak baş olacak!" diye bildirdiği hakikat, bütün insanî hakikatlere musallat olmuş bir konuşlandırış zulmü olarak dünyamızda vaki ve caridir!" Kurduğun cümleleri hülasalandırıyor. Ayakların başlarda gezdiğini, başların ayaklarda tekmelendiğini hadis-i şerifin tahakkuk ettiğini anlıyorsun. Ne diyelim? Dua edelim... Yalvaralım... Yakaralım..

Allah’ım bize güç ver... Bunların röntgenlerini çekebilmek için fikir idrakimizi arttır... ALLAH’IM bizleri vesile kıl... Fikirle, tefekkürle kafa çatlatanlardan eyle bizleri... Eskimez-pörsümez ebedi yeni olan İslam’ı anlamak, anlatmak, anlamlandırabilmek için imanımızı, beynimizi, kalbimizi, dilimizi, kalemimizi kuvvetlendir...

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi