39. Sayımız Çıktı!

02 Ocak 2022

TAKDİM

Öyle garip bir hale geldi ki memleket, bir yanımız, gün aşırı gönlümüze sarkıp “Çek git bu memleketten!” diyip duruyor… Ama bu yanımıza, imanımızdan neşet diğer yanımız derhal “Halt etme! Otur yerine!” diyor ve onu susturuyor…

Zira diğer yanımızın, gönlümüze taktığı bir mana dürbünü vardır ve bizi çok uzaklardanmış gibi bu dürbünden, güzelim memleketimize aşıkmış gibi, hasretmiş gibi, meftunmuş gibi baktırıyor…

Mış gibisi de ne, biz bu memlekete, ona muttasıl iken aşığız, içinde iken ona hasret ve meftunuz!

Böyleyken, İslam’ın, kaskatı bir gerçeklik halinde güzelim memleketimize hâkim olduğu devirleri hayal olmuş ve hatta İslam’ın gölgede hakimiyet bile belirtmediği zamanlar gerçek olmuş…

Bahtımız böyleymiş, ne yapalım!

Gene de…

Bu yakıcı ve kusturucu gerçeklikte, eski günlere karşı bir hasretiniz mi var mesela…

Öyleyse siz, iki şeyin kendisi için mübarek olması gerektiği bir makamdasınız:

-Müminliğiniz ve cinnetiniz!

Bir zamanlar İmam Rabbanî Hazretleri, kendi devrinin perişan vaziyetine dönüp bakmış, “Nasıl bir devir oldu bu! İslam gayreti gösterenlere mecnun gibi bakmaktalar!” demiş ve hemen ardından, kendi müminliğini imanî bir cinnet ile mübarek edercesine şunları kaydetmiş:

“İslam gayreti göstermek, başkalarına cinnet gibi görünse de, bizim bu mecnunluğu kabul etmemiz ve ona göre savaşmamız lazımdır…”

Maatteessüf, bizim devrimiz, İmam Rabbanî Hazretlerinin devrinden de beter bir vasat belirtmekte… Artık İslam gayreti gösterenler yalnız İslam düşmanlarına değil, bizim “çeyrek Müslüman” diye yaftaladığımız ve İslam’ı bütün değil çeyrek, tam değil oranlı kabul eden ve esas peydası son yirmi yılda olan kimselere de, cinnet gibi görünmeye başlamıştır…

Heyhat!

Artık, gönüllerin serfiraz ettirildiği yemyeşil iman kırlarında değiliz, İslam gayreti gösterenleri, kâfirlerden önce çeyrek Müslümanların taşladığı bir nifak taşlığındayız!

Öyleyse bize düşen, bu cinnet yaftasını kabul etmek, ona göre mücadele göstermek ve gene İmam Rabbanî Hazretlerinin kaydettiği üzere “söz ve fikir cihadı”nın sancağını yükseltmektir!

Kendi devrinde:

-Bu devirde, söz ve fikir cihadı, her cihattan üstün…

Diyen İmam-ı Rabbanî Hazretleri, hiç şüphemiz yoktur ki; bizim devrimizi görseydi, bu devirde sözünü ve fikrini, yalnız İslam gayreti için işleten ağız ve akıl sahiplerini, alınlarından öperdi!

İşte buyurun, ne menem bir ikilik…

Bir yanda, devrimizin çok seküler ve ziyadesiyle laik tipleri ile çeyrek Müslümanları tarafından “cinnet”le suçlanmak, diğer yanda Müceddid-i Elf-i Sanî Hazretlerinin, alından takdir busesiyle taçlanmak…

Şimdi…

“Çek git bu memleketten!” diyen yanımız, ne sebeple ahrazdır ve “Halt etme! Otur ve mücadele et!” diyen yanımız, ne sebeple kısılmaz bir avazın sahibidir, anlıyor musunuz?

Yaşasın, dizginlenemez iman küheylanımız ve mübarek olsun, kendisine yapışınca imandan döndürmez, ulvi cinnetimiz!

 

Mesaj ile sipariş vermek için tıklayınız>>

Kitapyurdu üzerinden sipariş vermek için tıklayınız>>

 

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi