43. Sayımız Çıktı!

29 Nisan 2022

Nisan 2022’de, Hicri 1443’ün Ramazan ayını idrak etmekteyiz… Bir diriliş muştusu olarak Allah’ın, senenin bütün günlerine de temas etsin diye gezindirdiği Ramazan, bir zamanlar Allah Resulü’nün şereflendirdikleri kendi devrelerine de uğramıştı… O Ramazanlar’dan birindeydi. Ve “Size bereket ayı Ramazan geldi!” diye buyurduktan sonra Allah’ın Resulü şöyle devam etmişlerdi:

- Bu ayda Allah sizi kuşatıp rahmetini indirir, hataları örter, duaları kabul eder. Allah bu ayda sizin hayır hususunda yarışmanıza bakar ve meleklerine karşı sizinle iftihar eder. Bu ayda Allah’a hayırlı ameller takdim ediniz. Şâkî kimse, bu ayda Allah’ın rahmetinden mahrum olan kimsedir…”

Tam da Allah Resulü’nün kaydettikleri minvalde Hicri 1443’ün Ramazan ayı, 2022’nin Nisan’ından bizlere el uzatmış vaziyette… Allah’ın rahmetiyle kuşattıklarından, hataları örtülen, duaları kabul edilenlerden, hayır hususunda yarıştıkları için Allah’ın meleklere karşı kendileriyle övündüklerinden olmak, Allah’a hayırlı amel takdim edenlerden bulunmak, bize de nasip olur mu bilemeyiz ama bu nasibi Ramazan himmetiyle aramaktayız…

Kalbimize Allah ve Resulü’ne düşman olanların sevgisini almıyoruz. Allah’tan en büyük muradımız, rahmeti ile kalbimizi bu manada muhafaza buyurması… Bildirildiği üzere biliyoruz, “Her insanın kalbi, Allah’ın iki parmağı arasında ve istediği tarafa çevirir!” Kalbimizi bu manada Allah’a, hem de âşıklık istidadıyla havale etmişiz… O’ndan başkasını istemiyoruz… Madde gücünü bile sırf, O’nun yolunda daha kapsamlı mücadele edebilmek için istiyoruz. Bir şey ki; insanlar nezdinde istenen şeydir ama bizi Allah’tan tek milim de olsa uzaklaştıracak şeydir, onu asla istemiyoruz… Allah’tan, her şeyi istiyoruz ama Allah’a rağmen tek şey istemiyoruz…

Ramazan’ı, bir ikmal ayı olarak değerlendiriyoruz… Bütün bir sene boyunca, içinde yaşadığımız cemiyetin, maddî ve manevî, fikrî ve fiilî manada üzerimize bulaştırdığı pisliklerden arınmak ve Ramazan ardı yeni seneye, tastamam İslam’ın tam hâkimiyetine odaklı bir mücadele azmiyle intikal edebilmek, Ramazan’dan müstefit olmanın namımıza bir nişanesidir. Lahuti bir sada gelip bunu baş değil, gönül kulağımıza fısıldayıp bizi sevindiriyor…

Teravih kılıyoruz ve rekât aralarında Peygamberimiz Efendimiz Hz. M….d’e, salât ve selâm terennümüyle sesleniyoruz… Hem; bize Allah’tan ne getirdiyse zerresi eksik olmaksızın aşkımız ve kavgamızda tüttürmeye çalıştığımızı bilsin istiyoruz, hem de bize Allah’tan ne getirdiyse zerresi eksik olmaksızın aşkımız ve kavgamız ile tüttürebilelim diye kendilerinden şefaat dileniyoruz…

Ramazan bize, bu şumullü muradımızı da tebcil edecek şekilde, dünyanın faniliğini ihtar ediyor… Farkında mısınız; mezarlıklar her gün daha bir bombeleşiyor… Dikkatlerden kaçan bir mezarlık keyfiyetini gönüldaşlarımızla kritik ediyoruz… Değil mi ki; şu an mezarlıklar ahalisini elli, hadi yüz yıl sonra ziyaret eden kimse kalmayacak… Unutulacaklar demiyoruz, bilinmeyecekler ki unutulsunlar! Söyleyin; içinizde dedesinin dedesinin mezarını bilen kaç kişi var… Dahası, içinizde dedesinin dedesi herhangi bir mezarlıkta yatan kaç kişi var. Üç beş nesil öncesinin çoğu mezarlığı şimdi ya park, ya tren istasyonu, ya kavşak, ya da sellerin düzlediği bir kır, bayır… Kendilerinden ne iz, ne nişane… Hicri 1443’ün Ramazan ayı işte bize:

-Geçiyorsunuz, geçiyorsunuz!

Diye aheste bir ihtarda bulunduktan sonra, her zerresi fikir boğumlarıyla dolu şu telkinde bulunuyor:

-Geçip gitmeden, fani olana baki olanın mührünü vurun, hiç olmazsa vurmaya çalışanlardan olun!

Ramazan işte; lübbün lübbü halinde bize bunları ihtar ediyor… Ramazan bize, sahih din yerine, nefisleri emniyete alan gayr-ı sahih dine müptela olmaktan Allah’a sığınmayı salık veriyor… Üç günlük fani dünya için dinini satanlardan, nefsanî ve şeytanî tevillerle putların önünde kapaklananlardan olmamayı telkin ediyor…

Allah, kenar kıvrımları yıpranmış, gözyaşlarıyla çürümüş Kur’an başlarında kıraat eyleyen ninelerden, teravih tenhalarında cezbelere gelip Allah diye haykıran dedelere, ülkesi işgal edildiği için cihat eyleyen mücahitlerden, İslam’ın fikrî ikbali için göz eskitip gönül parlatan talebelere kadar, arzın her yanına serili tüm müminlerin gayretini Hicri 1443 Ramazan ayı göğünde bulutlaştırsın ve oradan fert fert her müminin ve sonra topluluk hakikatiyle tüm ümmetin başından aşağı, İslam’ın arzdaki tam hâkimiyetini esas alan bir murat ve gayret yağmuru halinde yağdırsın!

O sağanak ile sırılsıklam olmak ithafıyla, Ramazan’ınızı tebrik ederiz!

 

Mesaj ile sipariş vermek için tıklayınız>>

Kitapyurdu üzerinden sipariş vermek için tıklayınız>>

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi