40. Sayımız Çıktı!

30 Ocak 2022

TAKDİM

Türkiye, mazi derinlikleri ve içi itibariyle mübarek bir ülke… Ama Türkiye, sığlaştırılmış hali ve dışı itibariyle de, enteresan bir ülke… Öyle bir enteresan ki; Türkiye’de devlet idaresi ile millet arasında, doğrudan ve doğru bir ahenk yoktur…

Var olduğu varsayılan ahenk, doğrudan değildir, çünkü milleti oluşturan geniş halk kalabalıkları, sandıklara attıkları oylarıyla devlet idaresini doğrudan belirlerken, bu belirleyişin hem öncesinde, hem de sonrasında devlet idaresi ile bağları daima dolaylı kalmaktadır…

Var olduğu varsayılan ahenk, doğru da değildir, çünkü devlet idaresini ele geçirmek için milleti oluşturan geniş halk kalabalıklarına, anlayamayacakları meselelerin, ilgili ya da ilgisiz varyasyonlarına dair, uygun ve uydurulmuş yalanlar sıralanıp durulmaktadır… Bu manada Türkiye’de mabetleştirilen demokrasinin yürütücü motoru mesabesindeki seçim sandığı da, üzerinde, kandırılmış genç bir kızın visaline erilen bir yatak gibidir!

Seçim sandığında iş görülür ve seçilenlerle seçenler, yani mana iffetleri yönünden mütecâvizler ile mütecâvez kılınanlar arasındaki bağ derhal gevşer, bir sonraki seçimin sandıktan yatağı serilene kadar da, mevcutta serili olan yatak dürülüp kaldırılır ve bu kısır döngülü iş, seçimler boyunca uzayıp gider!

CHP zaten Türkiye’de, millet manada ne ise onu tersinden gerçekleştirmek üzere var olmuş devletin-rejimin kendisidir, devletin-rejimin sahibidir! CHP, kırk yıl muhalefette de olsa, bu kaide değişmez… Hatta CHP’ye rağmen iktidara gelenler bir süre sonra, CHP’yi var eden sebeplerin eşiğine yaklaşıp diz çökmek zorunda kalırlar… CHP’nin kutsalları, kıymıkları törpülenmiş bir kütük gibi yutulur ve bütün iktidar icraatı, bu kıymıklardan azade bir CHP kütüklüğüyle sürdürülür…

Bu manada Türkiye’de demokrasi dedikleri şey, CHP ve diğerleri arasındaki iktidar-muhalefet imecesinden ibaret bir toplamdır… Misal, CHP’yi Atatürk kurmuştur ve ATATÜRK, en çok CHP’nindir… Ama Türkiye’de Atatürk’ü korumaya tahsisli 5816 sayılı kanunu CHP değil, CHP’ye rağmen iktidar olmuş DEMOKRAT PARTİ getirmiştir! Yani CHP solu değil, CHP karşıtı sağ! Ve bugün için Türkiye’de bu kanunun sürdürülmesi noktasında teminat da, CHP’den çok AK PARTİ’dir! Yani CHP solu değil, CHP karşıtı sağ! Bu misalimiz tam da, CHP’ye rağmen iktidara gelenlerin bir süre sonra, CHP’yi var eden sebeplerin eşiğine yaklaşıp diz çökmek zorunda kalışlarına, güzel bir nişanedir…

Derviş Yunus’tan ödünç bir kalıpla söyleyecek olursak, “Türkiye’de bir CHP vardır, CHP’den içerudur!” ve bu “içeru CHP’nin” de konumlandığı mıntıka, sözde CHP muarızlığıdır!

Öyle olmasaydı, tek başına 20 yıllık iktidarın, dinozor gücüyle bostan tarumarı gibi kudret belirttiği bir vasatta, Ak Parti, 20 yıllık iktidarı ardından CHP bostanını baştan ayağa tarumar etmez miydi, öyle olmasaydı tarumar ederdi, ama öyle oldu ve bu sebeple bırakın tarumar etmeyi, Ak Parti CHP’yi daha da mamur hale getirdi, çünkü Ak Parti, CHP’nin varlık sebebi olan hiçbir değerine, yürütücü gücü olan hiçbir imkânına değil dinozor abanmasıyla darbe vurmayı, şaplak seviyesinde bir darbe bile vurmayı beceremedi!

Bakmayın siz; ikide bir başınıza kakılan başörtüsü mevzuunu!

Basir bakın ki; çok karmaşık olanı basit olarak anlayabilin:

CHP’nin, ezelî ve ebedî batıl olduğu bir yerde, onun karşısına ezelî ve ebedî hakkı temsil liyakati ve iddiasıyla çıkmayınca, CHP ile yürütülen didiş de Hak-batıl mücadelesi olmaz! Orada olsa olsa, politikleştirilmiş bir menfaat didişmesi olur…

İşte; Türkiye’de de her devir olan budur… CHP başın başında, Türkiye’den İslamî idare tam olarak giderilsin diye doğmuştur ve CHP bugün hâlâ, Türkiye’ye İslamî idare bir daha geri gelmesin diye yaşamaktadır… Öyleyse, CHP’nin yaşamasına fırsat veren amil her fiilin faili de, dış sıvasında İslamî renkler olsa da, İslamî idarenin Türkiye’ye yeniden gelmemesi mevzuunda CHP’nin, CHP ile didişikmiş gibi duran ortağıdır! Doğrudan değilse bile, dolaylı…

Anlayacağınız Türkiye’de millet, içinden, rejimle uyuşup, devleti CHP’ye teker eyleyecek değil, rejimle didişip, devleti CHP’nin tekelinden kurtarıcı bir teşkilatlanma çıkarmayınca, küfür ve şekavet ocağı CHP ile olan didişikliği, maymuna kızıp ona muz atmak şeklindeki bir mücadele patinajıyla daha çokkk uzayıp gidecek…

Bir devrim ki; devrimi de devirecek manasıyla doğmadıkça, devranı Müslüman Anadolu halkı için hep kahırla döndürmüş CHP, yaşamaya devam edecek…

Kaydettiğimiz bu inceliklerin, Müslüman Anadolu halkı tarafından kavrandığı o günün şafağına selam olsun! Rabbimiz o şafağı yakın eylesin… Âmin!

 

Mesaj ile sipariş vermek için tıklayınız>>

Kitapyurdu üzerinden sipariş vermek için tıklayınız>>

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi