İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Siyasi, iktisadi ya da toplumsal davranışlar ve yorumlar insanların itikad/inanç dünyasının dışavurumundan ibarettir. Çağımızda bu faktörlerin inançtan ayrı ve profesyonel(!) bir şekilde icra edildiğini söylemek yine bu faktörlerin iç yüzünü kritik edememekten kaynaklanır. Bunların itikad/inançtan ayrı olması gerektiğini söylemek ise modern bir efsaneye romantize edilmiş bir zihinle inanmak demektir ve bu inanç bir insan için hurafelerden daha tehlikelidir.
Misal, siyasetin ancak kazan-kazan veya reel politikle icrasını mümkün gören ve inançların, değerlerin bu yolla araçsallaştırılması gerektiğine inanan zihniyetin itikad dünyası budur. Bu yüzden başka görüşleri batıl kabul eder. Körü körüne buna inanır.
Kesin inançlılık budur!
Yahut iktisadı fayda maksimizasyonundan ibaret gören hatta sosyal yardımları bile "fakirlerin zenginlerin huzurunu bozmaması için yapılan ödemeler" olarak faydalaştıran bir zihniyetin dar görüşü dogmalaşmıştır.
Velhasıl, yobazlık dinle ilgili bir şey değildir.
Yobazlık, insanın sahip olduğu inancın iç yüzüne vakıf olamamasından kaynaklı tavrında meydana gelen hikmetsizliktir.
Bu sebepten itikadı, hayatımızı şekillendiren ana unsur olarak öğrenmeli kitap ve ezbere hapsetmeden onu pratize etmeli…
İtikadı "yeniden" hayat pratiği haline getirmek...
Bir misal...
"Rızkın Allah'tan olduğunu" idrak eden bir toplum vahşi kapitalizmin ne kadar ağına düşebilir?
İsrafın haram olduğunu bünyeleştiren bir anlayış tüketim kültürünün batağına ne kadar batabilir?
Elbette Rızkın Allah'tan olduğuna hakkıyla iman etmek için Allah’a nasıl inanılacağına dair bir bilgi gereklidir.
İşte bu itikad kitaplarımızda mevcuttur.
Kastımız bu…
İş bu anlayışı topluma çeşitli araçlarla ANLAYACAĞI DİLDEN anlatmakta hatta uygulamalı olarak GÖSTERMEKTE.
Ya da her şeyden evvel duaya tutunmakta… O halde buyurun…
* * *
Bir şey olmak illetinde debelenirken, birçok şeyden olmak belasına düşürme bizi Allah'ım...
İddiası iddiasızlığının latifliğinde, emeli tûl-i emelden arınmış, gelecek vehmini an şuuruyla bertaraf etmiş halis ve samimi kullarından eyle bizi...
Hırsla değil kanaatle bereketlendir bizi Rabbim...
Makamla değil tevazu ile yükselt...
Şöhret ile değil mü'min nazarında bedahatle anlaşılan bir tanınmayla tanıt...
Üç günlük dünyanın beş günlük derdine düşmekten kurtar bizi Allah'ım...