Beklenen Optikçi

Yazan: 16 Ağustos 2021 2659

İnsan günlük hayatını sürdürürken karşılaştığı her eşyaya kendi fikri nispetince bir muamelede bulunur. İnsanın eşya karşısında takındığı tavırdan ve eşyaya yaklaşım biçiminden onun fikir dünyasına sarkmak ve adeta yine fikir dünyasının röntgenini çekebilmek oldukça kolaydır. Fikirlerini türlü sebeplerden ötürü gizleyen ve adeta bir bukalemun maharetiyle kamufle olmaya çalışan insanı bile eşyaya karşı takındığı tavırdan kafasını kuma gömmüş bir deve kuşunu görme rahatlığıyla fark edebilirsiniz. Bu öyle bir bilinendir ki handiyse bilinmezin peçesini yırtıp atmaya yüz tutmuştur. Tabi her şeye rağmen bu bilinen üzerinden bilinmeyeni görme hassası tecessüs batağına düşmüş şahsiyetlerin değil, feraset sahibi derin insanların malıdır.

İnsanın ahvalini eşyayla olan münasebeti ortaya döküyorsa o halde yine insanın halini muhasebe ve tespit edebilmesinin yollarından biri de eşyaya karşı nasıl tavır takındığını gözlemektir. Bu gözlemden sonra da eşyayla olan münasebetini olması gereken konuma taşıyabilmek.

Ne demek istiyoruz?

Misal olmadan yapılan izah işlenmemiş madene benzer… Kendi içinde kıymeti vardır fakat işlenmeksizin halk arasında bir karşılığı yoktur. O halde bir misalle işleyelim…

Gözü bozuk insanların adeta bir organ gibi kullandığı gözlüğü düşünelim. İnsanlar bunu kendi gözleri bozuk olduğundan dolayı etrafındakileri daha iyi görebilmek için kullanıyorlar. Yani bir arızanın giderilmesi için kullanılan araçtır, gözlük. Eğer marjinal ruh haliyle gözlükle duygusal bir bağ kurulmadıysa bundan öte anlam ifade etmez. “Diğer koşullar sabit tutulduğunda” bir adam en ufak bir lekeden dolayı gözlüğünü siliyorsa bu tavır onun titiz olduğunu gösterir. Buna karşın gözlüklerinin camından bir önceki günün lekeleri rahatlıkla fark edilen bir insan özensizdir. Kibar olmak gibi bir derdiniz yoksa kabaca pasaklı da diyebilirsiniz.

Dilerseniz bu hususta birlikte pratik yapalım…

Peki ya bir insan gözlüğünü ve gözlük bezini önüne koymuş kara kara şunları düşünüyorsa, ona ne gibi bir kıymet hükmü koymak gerekir:

Bir çerçeve içerisine hapsolmuş numaralı camlardan müteşekkil bu gözlük yanındaki bu bezle temizlenmediği zaman yine gözlük vasıtasıyla bakılan her nesnenin üzerinde lekeler görünür. Öyle ki tertemiz bir sayfaya bakıldığında bile üzerinde leke görülecektir. Hayatı lekelerden ibaret görmemek için insan mutlaka ve mutlaka gözlüğün camı her kirlendiğinde onu temizlemelidir. İşte tam burada bir gözlük camı günah işleyen kalp ile birden aynı vasfı kazanır. Öyle ya günah ve gaflet lekeleri insanın hayata bakışında yanılsamalara sebep olur. Nasıl ki gözü bozuk insanın aklı keskin olsa da net görememesi muhakemesine zeval getirir işte bunun gibi kalpteki bir arıza da insanın aklının doğru çalışmamasına sebebiyet verir.

İnsan için bundan daha netameli olan ise gözüne yanlış gözlüğü takmasıdır. Gözlük insanın görmedeki kusurunu giderebilecek keyfiyetten yoksun olduğu zaman artık lekeli olmasının da bir önemi yoktur. Bundan sonra gözünün önüne gelen nesneleri göremeyecek hatta gözündeki gözlüğün yanlış gözlük olduğuna bilmiyorsa ömür boyu süren “mesut körlük” içinde yaşayacaktır.

Heyhat… Heyhat… Gözlüğün gelişim serüveniyle modern illetler serüveninin at başı gitmesindeki sır… Seni fark edebilecek gözlük kimin elinden çıkmadır?

Ahir zamanın ahirinde beklediğimiz optikçiyi bulmak yahut görmek ümidiyle…

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi