Milli Teknoloji Hamlesini Milli Kılma

Yazan: 28 Aralık 2020 2098

Yeni dünya düzeniyle beraber teknolojinin hayatımızdaki yeri yadsınamaz hale geldi. Elimizi attığımız her yerden teknolojinin etkisini görmeye başladık. Haberleşmekten günlük ev aletlerine kadar her yerde teknoloji var. Teknolojinin olmadığı bir saha olmadığı gibi onsuz hiçbir şey de olmuyor. Durum böyle olunca devletler için gelişen teknolojiyi yakalamak kaçınılmaz hale geldi. Yakınçağ itibariyle dünyada söz sahibi olmaya başlayan devletler hiç şüphesiz gelişen teknolojiyi yakalamışlardır. Teknolojisi gelişmiş ülkeler dünyaya hükmediyor, gelişmemiş ülkeler ise gelişmiş ülkelerin güdümü altına giriyor yahut dünya siyasetinde sözü geçmiyor. Tabiri caizse teknolojisi gelişmiş ülkeler dünyada borularını öttürüyor.

Sanayi Devrimi’ni başlatan Avrupa, ilerleyen teknolojiye ayak uydurmasıyla beraber kendi teknolojilerini üretir hale geldi. Bizde ise durum maalesef bu şekilde değil. Bizde belli bir yaşa gelmiş milli duyguları olgunlaşmaya başlamış herkesin düşünüp de sorguladığı meselelerden biri; neden biz kendi arabamızı, silahımızı, uçağımızı özetle “Milli Teknolojimizi” üretemiyoruz ve bunun akabinde “Avrupalı devletlerin gerisinde kaldık.” şeklindedir.

Bu sorunun cevabını yüzyıllardır bulmaya çalışıyoruz ama bir türlü muvaffak olamıyoruz... Farklı farklı çözümler denenmiş olmasına rağmen işe yaramamış. Ne zaman dinimizle aramıza mesafe koyup aşkımızı kaybetmişsek, bunun akabinde maddede de geri kalmaya başlamışız. Peygamber Efendimiz’in (sav) büyük mucizesi… İslam’dan uzaklaşan madde de, sefil duruma düşüyor. Çözümü özümüze dönmekte bulmak yerine, hep başka yerlerde aramışız. Sahte çözümler üretilmiş hiçbiri işe yaramamış. İşe yaramamakla kalmayıp daha da geriye götürmüş. Bu geri kalmışlığımızın önüne geçmek namına “Milli Teknoloji Hamlesi” ortaya koyuldu. Bu yazı vesilesiyle de Milli Teknoloji hamlemizin bizim için neden bu kadar değerli ve önemli olduğunu inceleyip Milli Teknoloji Hamlemizin hangi süreçlerden bugüne geldiğini, hangi eller tarafından nasıl engellendiğine bakıp nereye doğru gittiğini inceleyeceğiz.

Neden “Milli Teknoloji”?

Öncelikle teknolojinin bizim için amaç mı yoksa araç mı olduğunu belirlememiz gerekli. Daha iyi yaşamak için teknolojiyi amaç edinen Avrupa’nın aksine biz, teknolojiyi İslam davasına hizmet etmek için araç olarak görmeliyiz. Ne zaman bu amacı ıskalayıp teknolojiyi amaç olarak edinirsek o zaman hüsrana uğrarız. Nitekim ceddimiz teknolojiyi İslam’a hizmet etmek için kullanmıştır. Fatih Sultan Mehmet Han, devrin en büyük teknolojisine sahip şahi toplarını döktürürken kendi saltanatını güçlendirmek için değil küfrün merkezi Bizans’ı ortadan kaldırmak için döktürmüştür. Niyeti Allah rızası olup teknolojiyi araç olarak gördüğünden dolayı Peygamber Efendimiz’in (sav) övgüsüne layık oldu. Niyeti hayır olanın akıbeti de hayır oluyor. Ceddimizde bunun gibi yüzlerce örnek var. Anlatmakla bitmez. Biz de ceddimizde olduğu gibi İslam’a hizmet etmek için teknolojiyi araç olarak görmeliyiz. Teknolojiyi araç olarak görmekle beraber, Milli Teknoloji esas itibariyle milli olmuş olacak.

milli.teknoloji.hamlesi.1

“İlim Çin’de de olsa gidin alın.” diye buyuran Peygamber’in (sav) ümmeti olarak madde ilimlerinde geri kalmamamız gerekli. Geri kalmamakla yetinmeyip teknolojik gelişmelerin ana merkezi haline gelmeliyiz. Dinimizin emri bu şekildedir.

Mazlum ümmet coğrafyasının umutlarını bize bağladığı bu asırda onlara kucak açmak için bizim de çok güçlü olmamız şart haline gelmiştir. Nitekim o güç şu an bizde olsaydı Doğu Türkistan’da zulüm gören gardaşlarımızın yardımcısı olabilirdik. Dünyada nerede bir Müslümanın canı acıyacak olsa Osmanlı zamanında olduğu gibi bir emrimizle zulmün son bulmasına vesile olabilirdik. Zamanında Peygamber Efendimiz’e hakaret içeren tiyatroyu oynatmayan Ulu Hakanımız gibi biz de bu zamanda Peygamber Efendimiz’e yapılan alçakça karikatürleri kaldırtabilirdik. Lakin bunların hepsi için güç gerekli. Günümüz çağında ise bu güce sahip olmanın yolu yüksek teknolojiye sahip olmaktan geçiyor. En yüksek teknolojiye biz sahip olduğumuz zaman dünya bu teknolojiyi bizden almak zorunda kalacak. İşte bu seviyeye geldiğimiz zaman dünyada bizim sözümüz geçecek, o teknolojiyi almak için bizle iyi geçinmeye bakacaklar. Alçakça yapılan o karikatürleri yayınlamaya cesaret bile edemeyecekler. Tüm dünya bunu görecek inşallah.

Konuyu başka bir açıdan ele almak gerekirse sayılı dostumuzun olduğu bu dünya düzeninde, her an saldırıya açık halde olduğumuz, unutmamamız gereken bir gerçek. Doğumuzda İran, batımızda Yunanistan, kuzeyimizde sözde(!) dost Rusya, güneyimizde PKK/PYD… Hepsi de varlığımıza tehdit unsuru. Bu unsurlara karşı mücadele vermek namına bizim de bu yüksek teknolojiye sahip olmamız gerekli.

Ülkemizde son on yıldır hızla ilerleyen İnsansız Hava Aracı teknolojisi, gerek teröre karşı gerek sınır ötesi operasyonlarda düşmana karşı çok büyük koz olarak kullanıldı. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı hareketlerinin kaderini belirleyen en büyük faktör İHA sistemleri oldu. Bundan on yıl öncesine kadar yerli ve milli İHA’mız olmadığından ötürü İsrail’den almak zorunda(!) kalmıştık. Paralarını ödeyip birçoğunu alamadığımız Heronlar… Almak bir yana, aldığımız Heronlar’ı doğru düzgün kullanamadık bile. Sonradan bozulup tamire gönderilip bir türlü gelmeyen Heronlar… Yazılımı onlara ait olduğu için onların istemediği zaman kullanılmaz hale gelip arıza veriyordu. Sonuç olarak onlardan bir hayır gelmedi. Çok şükür biz de gayret edip kendi İHA’mızı ürettik. Üstelik ürettiğimiz İHA sistemleri Katar ve Ukrayna’ya ihraç edildi.

Aynı şekilde 2009-2013 yılları arasında geliştirilen Milli Piyade tüfeğimiz MPT76 ve MPT55 envanterimizde hızla yerini almış, sınır ötesi operasyonlarımızda bu silahlar kullanılmıştır. Bunun gibi birçok örnek vererek Milli Teknolojimizi geliştirmenin akabinde sahip olacağımız avantajların farkına varıp önemini anlayabiliriz.

milli.teknoloji.hamlesi2

Aynı zamanda teknolojinin ülke ekonomisine olan etkisi çok büyük… Bilgisayar, iletişim araçları, makine ve robot, uzay araçları, bilimsel aletler, tıbbi ve biyolojik bileşikler ve ileri malzeme içeren özellikli kimyasallar gibi ürünler yüksek teknolojik ürün olarak adlandırılır. TÜİK’ten alınan ihracat ve ithalat verilerine göre 2014-2018 yılları arasında yaklaşık olarak 26 milyar dolar yüksek teknoloji ihracatı yaparken ihracattan yaklaşık 5 kat fazla 133 milyar dolar seviyesinde yüksek teknoloji ithal etmişiz. Aradaki fark 107 milyar dolar seviyesinde. Bu parayla 5 tane nükleer santral, 10 tane İstanbul Havalimanı, 21 tane Marmaray, 30 tane boğaz köprüsü yapılabilir. Örneklerden anlaşılacağı üzere ne kadar da büyük bir para.

İlerleyen teknolojiye ayak uyduramazsak bu aradaki fark yıllar geçtikçe daha da büyüyecek ve ülke ekonomisi için büyük problem haline dönüşecek. Yıllar geçtikçe cari açık artacak, paramızın değeri azalacak.

Bunların hepsinden anlaşılacağı üzere Milli Teknoloji Hamlesi İslam’a göre şekillendirildikten sonra yani “MİLLİ” yapıldıktan sonra süratli bir şekilde geliştirilmesi gerekli sektörlerden bir tanesidir.

DEVAMI GELECEK…

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi