İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Bugünlerde malumunuz, İyi Parti, kesin bir suretle belediye seçimlerinde ve hatta ondan sonraki 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de CHP ile bir ittifak yapmayacağını yineleyip duruyor. Matematiksel olarak CHP’ye mutlaka eldeki belediyelerini de kaybettirecek bu tutuma bakıp koca koca adamlar, İyi Parti’nin bu tutumunu anlayamadıklarını söyleyip duruyorlar. Neyi anlamıyorsunuz yahu! İyi Parti bu tutumuyla Kılıçdaroğlu’nun politik canını, daha 2024 baharındaki belediye seçimleri gelmeden çıkarmak istiyor. İstiyor ki; seçim hezimetinin bütün cürmünü Kılıçdaroğlu’nun boynuna assınlar, sonra onu o haliyle bir çukura gömüp üzerini kapasınlar ve böylece tekrar kurulan ittifakla Ak Parti karşısına zinde bir vaziyette çıksınlar!
Peki; Kılıçdaoğlu bu denilenleri hak etti mi? Etti! Ama Kılıçdaroğlu ne yaptıysa yaptıklarını, vazife şuuruyla yaptı. Vazife şuuru derken, bu vazife kendi partisi CHP’den de, Millet İttifakı’ndan da gelen vazifeye tutunuk bir şuur değil elbette… Kılıçdaroğlu’nun vazifesi, Türkiye’nin bilinmez bir menzile doğru sürükleyen iktidarı, ona dışından payanda olmak, bunu da güya sert bir muhalefet tavrı göstererek yapmaktı. Yaptı mı? Yaptı… Ve o da kaydettiğimiz üzere yolun sonuna geldi. İyi Parti’nin anladığı da bu… En son ki politik manevrasının dürbünlü tüfeği şimdilerde, avanak bir geyik gibi CHP eteklerinde gezinen Kılıçdaroğlu’nu kolluyor. Artı fonlu dürbün ona değer değmez, tüfek ateşlenecek… Bunun için de CHP içi muhalefetin onu tüfek hinterlandına sokması lazım. Zaten onlar sokabilsinler diye Meral Akşener de, seçimlerde Kılıçdaroğlu’na cortayı çektirecek formülü iki de bir açıklayıp duruyor ya! “Artık CHP ve biz ha! Asla!” derken aslında “Artık Kılıçdaroğlu ve biz ha! Asla” demek istiyorlar, istemek de ne demek, zaten herkese de anlatabildikleri üzere istemedikleri CHP değil, Kılıçdaroğlu… Onu aşabilirlerse, dakkasında ittifak aşına yeniden kaşık çalacaklar… Aşamazlarsa, Kılıçdaroğlu’nun son nefesini, evvelki seçimlerde kazandıkları büyükşehir belediyelerini kaybetmek pahasına çıkartacaklar…
Elbette bütün bu manzaraya bakıp da Kılıçdaroğlu’na, böyle milli menfaatleri düşünen bir vazifeli ajan imajı kondurmayın. Bu kisve, Kılıçdaroğlu’na hem geniş gelir, hem onu karizmatik kılar. Oysa Kılıçdaroğlu, bir ajanın tuvalet sifonuna yerleştirdiği bir gizli kamera kadar olsun ebatlı ve karizmatik değildir. Kılıçdaroğlu bir şekilde –kasetler filan!- CHP başına kondurulmuş ve en derin istihbarat tecrübesinden damıtılma bir keyfiyetle kendisine “Sen tamamen kendin olacaksın tamam mı! Kendin ol, bize yeter!” denmiştir…
Evet, uzun süreden beri Ak Parti’yi iktidarda tutan şey, kendi maharet ve icraatları değil, nereden uzandığı belli olan bir hamakat elidir!