Motorda giden evli çifte, mesafeyi korumadıkları için, tek başına arabasında giden adama, maskesi takılı olmadığı için ceza yazdılar… Dağ başında keçilerini otlatan ve Covid-19’dan haberi bile olmayan yaşlı kadına jandarma ceza kesmeye kalktı, belediyeler sokakları köpükle yıkayarak Covid-19 virüsünü gebertmeye çalıştı, atölyelerde traş olan insanlar fuhuşta iş üstünde basılmış muamelesine tabi tutuldu, denize girenlere ceza yazayım derken denizdeki Alman ile İngiliz’e geç denilip Türk’e ceza yazıldı ve böylece bilmeden canlı bir fıkra teşekküle getirildi, hatta evi yandığı için dışarıya çıkan adama maskesi olmadığı için bile ceza kesildi!

Daha ne kadar sayalım, hatırlayın ve söyleyin, Dünya Sağlık Örgütü’nün, fırsattan istifade bir şeytanlığa dönüştürdüğü salgın mevzuu, bizde fırsattan istifade değil de, uyduruktan tayyare bir dizi saçmalığa döndürüldü mü, döndürülmedi mi?

Elbette döndürüldü…

Ve maalesef bu durum, dünyaya nispeten vaziyetimizin, derin bir fikirsizlik ile öldürücü bir donma tavrına müteallik olduğunun en bedihî nişanesi oldu…

Neymiş, Türkiye, her şeye hazırlıklıymış cart curt!

Oysa gerçekte, Batı’dan gelen her şeye tereddütsüz don indirme tavrı, bir asırdır asli asabiyetimizdir, son yirmi yılda da bu asabiyet, asli bakiyesinden tek gram eksiltmemiştir…

Düşman saldırısı, uzaylı istilası, küllerinden değil de, buz kütleleri altında saklı kalmış virüslerinden ejderhaların yeniden doğması falan filan…

Türkiye’yi zerresinden kürresine her felakete hazırlıklı kılacak tek yetkinlik, fikirdeki yetkinliktir ve bu da şimdilik, bizden gaiptir…

Covid-19 geçti gitti, ya da geçirtildi ve götürtüldü…

Fikirse zaten bizden kaçaktı... Kaçırtılmıştı!