İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Ayağınızı Afganistan’a yerleştirin ve Pakistan cihetinden gelen dedikodulara bir kulak verin:
-Batılılar, Taliban üzerinde baskı kurması için Pakistan’a baskı yapıyor. Bu sebeple Pakistan, Afganistan’da bir İslam Emirliği kurulması fikrine de pek sıcak değil…
Uluslararası siyasette dedikodu, hele de konu Afganistan ise dedikodu değil, “kod’udedi”dir ve bu kod’udediler hepten, Afganistan bağlamında eylenmek istenecek şeytanlıkların kodunu demektedir…
İşte bu sebeple de Taliban, kod’u denilen bu şeytanlık için tedbir aldı ve dedikodu değil de resmi ağızdan şöyle bir beyanda bulundu:
-Pakistan, bizim komşumuz… Müslüman bir ülke… Tarihî ve kültürel ortaklığımız çok… Barış sürecinde bize yardımcı olabilir ama bize kendi görüşlerini dikte edemez… Bu, uluslararası ilkelere de aykırı bir durum olur…
Dedikodu kazanı kaynarken, kodunu en net ifadelerle beyan eden Taliban, aynı kazana kapağını da en net ve toplu bir ifadeyle ekledi:
-Bir İslam Emirliğine sahip olmak, Afgan halkının hakkıdır!
İşte aynı Taliban, birkaç gün önce, bu defa dedikodu değil, bizzat ABD Başkanı Biden’ın NATO namına talebi ve Türkiye’nin bu talebe “Mali destek sağlarsanız hay hay!” diye icabetiyle ortaya çıkan bir mevzuda da bildiri yayınladı… Mevzu da şu:
“Afganistan Hamit Karzai Havalimanı’nın güvenliğini, NATO namına Türk Ordusunun sürdürmesi…”
Mezkûr bildiride Taliban, net ifadelerle Türkiye’ye sesleniyor:
“NATO ile anlaşma görüşmelerinde siz de bulundunuz… Ve imza edilen Doha Anlaşması’nda böyle bir madde yoktu. Eğer anlaşmaya rağmen Afganistan’ı terk etmezseniz, Afganistan’da işgalci konumuna düşersiniz. Bizler 20 yıldır, işgale karşı savaşıyoruz. Tüm yabancı unsurlar, vatanımızı terk etmelidir. Vatanımdan, çıkın! Aksi takdirde Afgan halkı, dinî ve vatanî görevini yerine getirir ve mücadelesini sürdürür!”
Taliban’ın söylediği şey aslında çok açıktır:
“Ben, yirmi yıldır, Afganistan’a tüm pençe ve dişlerini geçirmiş ABD-NATO sırtlanını, kelâm iknasıyla değil, sopalarla vura vura, şişlerle deşe deşe, taşlarla vura vura vatan bünyemi terke mecbur ettim, yetmedi bunu aynı sırtlana resmî bir anlaşmayla kabul ettirdim, hal böyleyken bu sırtlan tam da Afganistan’ı terk ederken, hem de muhatabı sanki de Afganistan değilmiş gibi kalktı ve:
-Ama Türkiye, Karzaî Havalimanı’nda NATO namına kalmaya devam etsin!
Dedi ki; ben de buna karşı sizden net olarak, dostum Türkiye olarak değil de, NATO üyesi Türkiye olarak Afganistan topraklarında kalmamanızı, hem de uluslararası hukuka göre imza edilmiş bir anlaşmaya dayanarak istiyorum, eğer ABD-NATO telkiniyle bu isteğimi reddedecek olursanız da, ülkemde NATO işgal unsuru olarak algılanacağınızı tarafınıza beyan ediyorum…”
Diyoruz ya; “Afganistan İslam Emirliği” namına bu beyanlarda bulunan Taliban’ın, NATO üyesi Türkiye’ye karşı söylediği şey çok açıktır ve haklı bir talebe dayanmaktadır… Türkiye, ABD Başkanı Biden’ın, son dakikada ve kümes dışında yumurtladığı bu talep yumurtasının üzerine, kuluçkacı bir tavuk gibi oturursa, birçok cihetten tuzağa düşmüş olacak… En beteri de; yıllarca NATO namına görev yaptığı Afgan topraklarında asla NATO unsuru olarak görülmeyen, Afgan mücahitlerin tek kez tehdidine maruz kalmayan, can pazarı yaşanan bir coğrafyada tek kez tehlikeye muhatap kılınmayan Türkiye’nin, yalnız Afgan halkı için de değil, tüm ümmet nezdinde ABD-NATO sinsiliğinin nesnesi kılınması… Taliban’la olası bir sürtüşme, çok hızlı bir şekilde bu nesnelik durumunu tebellür ettirir ve Türkiye’ye maddeden öte, manada çok ciddi hasarlar verir…
Bu sebeple Türkiye’ye yaraşan, değil mali destek sağlanması, karşılığında Afganistan çapında dev bir altın külçe de verilse, NATO namına Afganistan’da kalmamaktır!
Zaten Taliban da Türkiye’nin kendilerine, “Tek taraflı olarak böyle bir adım atmayız!” dediğini kaydetti. Bakalım; NATO-ABD sırtlanını Afganistan’da sırtlamak yerine, taleplerini kargaşasız göğüslemek şeklinde ifa edilmesi gereken orta yol bulunacak mı, bulunacaksa da nasıl bulunacak…
Aklımız ve kalbimiz, hadisenin kaydettiğimiz minvalde gelişmesinden yana… Midemizse, iktidar yanlısı fikirsiz ve yalak medyanın, ABD-NATO’nun Karzaî Havalimanı mevzuundaki talebini:
-ABD, çekilmek zorunda kaldığı Afganistan’ı Türkiye’ye bırakmak zorunda kaldı!
Diye tefsir edişi karşısında, istifra pozisyonunda…
Ah işte…
Dik durmakla, kendinden kat be kat güçlü olanlara karşı gelen bir zaferle başlattığımız sözü, bütün nefsanî taleplerini sadece yalamalık yaparak elde eden kimselerle bitirmek istemezdik… Amma ne yapalım; Haymana Ovası’ndan Kandahar Dağları’na kadar her yerdeler ve ilzam etmek üzere her meselemizin içindeler…