Türkiye ve Uyuşturucu

Yazan: 17 Haziran 2021 1996

Balıkçı tabiridir; “Boğaz’a balık akını var!” derler… Hani Boğaz’da balık yoksa, Boğaz’a balıkçı akını da olsa, kovalar boş kalır. Ama Boğaz’a balık akını varsa, bu defa balıkçı kovaları dolar… Peki, sizce balıkçının çokça balık yakalayabilmesi, Boğaz’ın balıktan azade tutulduğunu mu, yoksa Boğaz’ın balıklarca istila edildiğini mi gösterir?

Biz balık dedik; şimdi siz onu uyuşturucu diye duyun… Esrar, bonzai, eroin, kokain ve daha bilmem kaç çeşidiyle uyuşturucu…

Bir tarafta İçişleri Bakanlığı var; yayınladığı istatistiklerle, Türkiye’nin uyuşturucu ile mücadelesindeki başarısını göstermeye çalışıyor. Tamamlanmış en son yılın, yani 2020’nin istatistiklerine göre Türkiye’de ele geçirilen uyuşturucu miktarı oldukça artmış… Mesela esrarda %35, bonzaide %90, metamfetaminde %254’lük bir yakalama artışı var. Bu veriler, İçişleri Bakanlığı’nın, övünmek kastıyla 2021 başında yayınladığı istatistikten…

2.uyusturucu.2

Ama işte bizce bu veriler, söze başlarken kaydettiğimiz “Boğaz-balık-balıkçı” metaforuna tekrar işaret ederek kaydedelim ki, kendisinden çıkartılan sonuç açısından, kendi içinde sahte bir mantığa da mündemiç…

Zira; balıkçı kovalarının dolmasını nasıl “Boğaz’a balık akını var!” diye tabir ediyorsak, Emniyet kovalarının eskisine göre daha çok dolmasını da, “Türkiye’ye uyuşturucu akını var!” diye tabir edebiliriz… Ama işte apaçık belli ki İçişleri Bakanlığı, Emniyet kovalarının eskisine göre daha çok uyuşturucu balığı ile dolmasını, Türkiye boğazına eskisine göre daha çok uyuşturucu balığının akın etmesiyle değil de, Emniyet’in daha çok ve daha başarılı operasyonlar yapmasıyla yorumluyor. Yani neticenin iki ihtimalli sebebi varken, bunlardan birine karşı kendi gözlerinden birini tam açarken, diğerini yumuyor…

Oysa bizce tablo, görülmez-gösterilmez olan ihtimalin daha kuvvetli olduğunu da gösterir haliyle ürkütücüdür. Zira İçişleri Bakanlığı’nın aynı istatistiklerine dayanarak kaydedelim ki; 2020 yılı uyuşturucu operasyonlarında gözaltına alınan kişi sayısı, etli butlu irice bir şehrin nüfusuna denk olarak 229.156’dır! İşin içine, Emniyet kovasına doldurulamayan ve doldurulandan daha kifayetli bir miktarda olması da kuvvetle muhtemel bulunan uyuşturucu balıklarını da katarsanız, övünmeyi değil, ürkmeyi gerektirecek bir vaziyetin olduğunu da görürsünüz…

Dedik ya; bu işin bir tarafı…

Ya diğer tarafta ne var?

İki adet araştırma…

İlki, 2020 Avrupa Uyuşturucu Raporu… Avrupa genelinde, envai çeşit uyuşturucuda yakalanma oranları artmış… Ama dikkat; gene en çok Türkiye’de artmış… Mesela Türkiye dâhil tüm Avrupa’da ele geçirilen 200 ton esrarın 50 tonu, sırf Türkiye’de ele geçirilmiş… “Fakir kokaini” olarak bilinen Metamfetamin mi? Tüm Avrupa’da ele geçen miktarı 646 kilo, sırf Türkiye’de ele geçen miktarı 564 kilo… Avrupa’yı nerdeyse, tek başımıza tartmışız… Tüm Avrupa bir kova balık doldurmuş, Türkiye tek başına bir kova… Ya eroin? Türkiye’de ele geçirilen eroin, tüm Avrupa’da ele geçirilenin toplamından daha fazla… Yani tüm Avrupa’nın doldurduğu bir kova ve Türkiye’nin tek başına doldurduğu, bir kovadan fazlası…

Hal böyleyken, işin düğümlendiği nokta gene şu soruda:

-İyi balıkçı olduğumuzdan mı, üzerimize balık akını olduğundan mı?

Yani elimiz mi balıkçılığa çok yatkın, evimiz mi balıklarla çokça dolu?

Bu suali cevaplandırabilecek vaziyeti de, iki araştırmadan bir diğeriyle az da olsa tebellür ettirmek mümkün… Yeşilay ile “İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Adli Bilimler ve Adli Tıp Enstitüsü”nden akademisyenlerce yapılan bir araştırmadan bahsediyoruz. Arıtma tesislerindeki atık sular analiz edilerek yapılmış, bir araştırma…

İstanbul atık suları incelendikten sonra ele geçen veriler, Amsterdam, Barselona, New York, Münih, Berlin, Zürih, Şangay gibi metropollerin atık su verileriyle kıyaslanmış… Buna göre İstanbul, 10 metropol içinde Barselona’dan sonra en çok esrar tüketilen şehir… Eroinde ise New York’tan sonra ikinci!

Yani balıkçıların kovalarına doldurdukları balıklar, nasıl evvela sofralara, sonra midelere, sonra kanlara, en son da kanalizasyonlara karıştırılıyorsa, ele geçirebildiği bir yana, Emniyet’in ele geçiremediği uyuşturucu da, benzer bir yolu izleyerek atık sulara karışıyor ve bu karışımın bize verdiği istatistik, Emniyet kovasına doldurulamayan uyuşturucunun, doldurulabilenden çok daha fazla olduğuna dair güçlü bir veri sunuyor…

Zaten bunu; bebe belik kavgalarına bile çokça girmiş “uyuşturucu argo kültüründen” anlamak mümkün… Eskiden:

-Bayramlık ağzımı bozdurma!

Diye tafra satan mahalle çocukları, şimdilerde:

-Git o yanı, haplıyım, maraz doğmasın!

Diye tafra satmaya başlamışsa, bu biraz da, Boğaz’a balık değil de, mahalleye uyuşturucu akınından kaynaklı değil midir?

Ne diyelim; uyuşturucu Türkiye’de eskisinden daha fazla yakalanıyor evet ama aynı zamanda eskisinden çok daha fazla da tüketiliyor…

Herhalde, Boğaz’a balık akını olduğundan değil…

Akın, Boğaz’a değil Türkiye’ye ve akın eden de, balık değil, uyuşturucu…

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi