Artık ana haber tekerlemesi, gazete bulmacası ve hatta pazarcı geyiği, kocakarı dedikodusu gibi herkesin bellediği bir şey oldu:

-Faizler yüksek olursa, dolar düşer… Yükselmesi durdurulamayan dolar kurunu aşağı çekmek için, faizler yükseltilir…

Biz işin devlet idaresindeki sergüzeştine bakalım:

Giriş… 1 nolu Merkez Bankası Başkanı’nı, faizleri düşürmeye yanaşmadığı için görevden almak, yerine getirilen 2 nolu başkana faizi ok gibi indirtmek, böyle olunca doların fırlamasına engel olamamak ve bu defa fırlamış doları indirmek için, Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık rezervini bozdurmak...

Gelişme: Ok gibi indirilen faizi, daha yeni ve 3 nolu Merkez Bankası Başkanı’na ok gibi yükselttirdikçe yükselttirmek, adeta Türkiye’yi, dolar indi-çıktı derken, Faizistan’a döndürmek…

Ve soru (sonuç değil): Madem faizler bu denli zıplatılacak ve dolar bu yolla frenlenecekti, 1 nolu Merkez Bankası Başkanı niye şutlandı, Merkez Bankası kasasındaki 128 milyar dolarlık rezerv ne diye eritildi?

Sonu gelmez, sonuçsuz sergüzeştler hapsindeyiz…

● ● ●

Matbaa önü bir yazı eki olarak kaydedelim ki; gece yarısı 3 nolu Merkez Bankası Başkanı da, sadece dört aylık görev süresinin ardından, Cumhurbaşkanı tarafından görevinden alındı…

4 nolu Merkez Bankası Başkanı, dolara ve faize merhametle mi, hiddetle mi yaklaşacak bilmeyiz ama taban tabana zıt dolar ve faiz stratejileriyle Merkez Bankası başkanlarının bu denli sık değiştirilmesi, Merkez Bankası Başkanlığı makamını, başına şişe koyulup ateş edilen bir konu mankeni derekesine düşürebilir ve muhalefet de, hadise sathından gelmesi muhtemel:

“Puh! Bunun da kafasına geldi!”

Gibi seslere hoparlör bağlamakta gecikmez…

A kuzum, madem Merkez Bankası başkanları, bekçi mülakatından geçirilir gibi “Sen geç! Sen dur!” gibi bir kayıtla ülke yönetimine tam bağlıdır, başkanlık makamına sadece ismini bağladığınız birini de, bağladığınız gün tatile gönderin ve namına her işe vekâlet edin ki; ele güne, içe dışa karşı, para pistonumuzun yalama olduğu gibi bir imaj oluşmasın…