İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Bir istavriti bir palamut yutsa, palamutu bir ton balığı, ton balığını bir köpekbalığı, köpekbalığını da bir katil balina ve her biri, kendi ağzındaki daha küçük balığı hınçla ağızlarında ezmeye çalışıp dursalar… Yanlış anlamayın, deniz belgeseli için enstantane kurgulamıyor, Ak Parti hükümetinin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği mevzuunda beliren ve klasik münafıklığın da ötesinde olarak icraya gelen samimiyetsizliği için, teşbih arıyorum…
İşte mevzunun, emel sigası “se-sa” ile değil, olmuş bitmiş geçmiş zaman sigasıyla, teşbihli bir manzarası:
Otoban kenarında bağırsak yolunu otobanlaştırmak için bekleyen travesti istavriti, Ak Parti’nin yol açmasıyla kurulan LGBT derneklerinin palamutu ağzında, LGBT palamutu CHP belediyelerinin ton balığı ağzında, CHP belediyelerinin ton balığı Ak Parti köpekbalığı ağzında ve Ak Parti köpekbalığı da Avrupa Birliği katil balinasının ağzında…
Şimdi; küçük balıktan büyük balığa doğru teşbihle beraber ilerlettiğimiz bu çizgiyi tersine çevirin ve yukarıdan aşağıya her birinin, bir altındakini Toplumsal Cinsiyet Eşitliği mevzuunda gayretsizlikle suçladığını, suçlananların da suçlanmışlıklarıyla gayrete geldiğini görün…
Aşağıdan yukarıya yutuluş ve yukarıdan aşağıya eziliş belirten bu iniş çıkışta, travesti, LGBT derneği ve CHP belediyeleri, istavrit, palamut ve ton balığı olarak gayretini içten gelen bir şevkle icra ederken ve bu halleriyle küfür tabiatı belirtirken, maatteessüf Ak Parti, katil balinaca yutulmuş bir köpekbalığı olarak tabiatını münafıklık üzerine yıkmıştır, zira kendi tabanı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği mevzuuna misilsiz nefret taşırken, yutulduğu Avrupa Birliği katil balinası ise ondan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için icraat istemektedir ve o da, tabanına pek görünmeden, perdeli bir boyuttan bu isteği icraya koymaktadır…
Hatırlayın, Ak Parti tabanı, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan YÖK’e, Ak Parti’yi kaç kurumda kaç Toplumsal Cinsiyet Projesi icra ederken iş üstünde yakaladı ve ona geri adım attırdı… Amma işte Avrupa Birliği katil balina cürmüyle, ağzındaki köpekbalığı vasıflı Ak Parti’yi sıktı ve Toplumsal Cinsiyet yolundan dönmesine müsaade etmedi, Ak Parti de, bu andan itibaren tabanıyla birleşmek ve bu dayatmaya milli cephe ruhuyla karşı koymak varken, sadece taktik değiştirdi, Toplumsal Cinsiyet emelini aleni ve gurur duyucu bir icraat ruhuyla değil de, saklı ve esef duyucu bir icraat ruhuyla tatbik etme yoluna baktı…
İşte kaç zamandır da hükümet, dili ile LGBT’ye lanet okuyucu ama elindeki mühürle de Toplumsal Cinsiyet’e yollar açıcı bir siyaset münafıklığının burcunda durmaktadır…
Ürkmeyin hemen, ele geçirilmez bir delili, deli bir cinayet komiseri gibi vehmime tefsir ettirmiyorum… Apaçık olduğu halde, sırf bakılmak istenmediği için görülmeyen bir gerçekliği gösteriyorum…
Buyurun bakın; 2021 Mart’ındayız ve Ak Parti yanlısı bütün basın, Ak Partili kimi yetkililerle beraber CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) çullanıyor… Hangi saikle? İBB’nin, personeli için LGBT konulu ve zorunlu “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” eğitimi vermeye başlaması saikiyle...
Oysa İBB’nin yediği bu haltın yolunu aslında Ak Parti döşemiştir!
Zira Ak Parti’nin, Toplumsal Cinsiyet “davasına” hizmetleri sebebiyle ödül sahibi de olan Gaziantep B. Belediye Başkanı Fatma Şahin, aynı zamanda Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı’dır ve kurulduğu makamdan bütün belediyelere 2019 Temmuz’unda, Toplumsal Cinsiyet Komisyonu kurmaları için talimat göndermiştir!
Bu talimata o zaman hiç, Ak Parti içinden ya da Ak Parti yanlısı medyadan tek bir eleştiri gelmiş midir? Elbette hayır…
Oysa 2020 Mart’ında Ak Parti, kaybedilmiş İstanbul B. Belediyesi meclisinde, CHP’liler “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Şube Müdürlüğü” kurmak isteyince, çoğunluk olmanın avantajıyla bunu reddetmiş ve hatta gerekçe olarak da “Aile yapımızın parçalanmasına müsaade etmeyiz!” diye açıklama yapmıştı…
Ya bu teklif, kaybedilmemiş bir İBB’de, yani Ak Parti İBB’sinde verilmiş olsaydı ne olurdu? Cevabı elbette, Ak Parti TBB’sinden gelen talimata, Ak Parti’nin bir tepki göstermemesinde saklı… Hem zaten tepki niye gösterilsindi ki; talimatı veren Ak Parti’nin kendisiydi!
Amma işte 2021 Mart’ında İBB, CHP’dedir ve İBB’nin de, TBB’nin talimatına uygun olarak Toplumsal Cinsiyet semineri vermesi, dehşet hissiyle karşılanmaktadır… Yani meşhur deyim, işaret ettiğimiz hususla ilgili olarak evrim geçirmiş ve:
“CHP’ye verir talkını, kendi yutar salkımı!”
Şekline girmiştir… Yani anlayacağınız dert, Toplumsal Cinsiyet filan değil, vesilesi var iken CHP’yi bir şekilde yıpratmaktır… Öyle olmasaydı, İBB’nin zorunlu kıldığı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği seminerinden önce, aynı seminerlerin Ak Parti idaresindeki Sağlık Bakanlığı tarafından da personeline zorunlu kılındığı göze çarpmaz mıydı?
Çarpmıyor, çarpmaz da zira Toplumsal Cinsiyet Projesi, Batı dayatması vasfıyla aslında İstanbul Sözleşmesi’nin ruhu mesabesindedir ve bu sözleşme, Ak Parti’nin kadın tiltli bütün kuruluşları tarafından cansiperane savunulmakta, adeta vaziyet gönderlerinde bir şeref sancağı olarak dalgalanmaktadır…
Hem söyleyin; LGBT derneklerine resmen kurulma hakkını kim vermiştir? Ak Parti! Böyleyken Ak Parti, LGBT eleştirisini de, o da sırf, CHP’yi bu hususta yıpratabileceğini düşündüğünden kimseye bırakmamaktadır… Oysa mühür kendisindedir ve istediği an açılmasına yol verdiği LGBT derneklerini kapatabilecekken, kapatmamaktadır…
“Onur Yürüyüşü” denilen ve LGBT şahsında bir isyan kültü haline getirilen yürüyüşler, ilk Ak Parti devrinde yapılmadı mı, yıllarca bir karnaval havasında icra edilmedi mi ve belki de belirttiği onca sapıklıktan dolayı da değil, hükümet aleyhine bir edaya bürünmesinden sonra yasaklanmadı mı?
Ya zinanın suç olmaktan çıkarılması mevzusu? Zina serbestisi, katil balinanın, ağzına düşmüş köpekbalığını ezmesiyle, orta yere bir köpekbalığı icraatı olarak serpilmedi mi? Cumhuriyet tarihi boyunca, hatta bütün tarihimiz boyunca kanun nezdinde suç olan zina, Avrupa Birliği talimatıyla ama Ak Parti eliyle suç olmaktan çıkarılmadı mı? Evet… Hatta Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı R. Tayyip Erdoğan, bu hususta bir ikrarda da bulunmadı mı? “Avrupa Birliği isteyince yaptık ama yanlış yapmışız!” demedi mi? Peki bu ikrara rağmen, hem de Meclis’teki sayısal gücü de yetiyorken, zinanın kanun nezdinde yeniden suç haline getirilmesi için adım atıldı mı, adımı geçtik, böyle bir niyet taşındığına dair herhangi bir beyanatta bulunuldu mu? Hayır…
Ah işte… Her biri ancak CHP’ye şayan olacak bütün bu icraatların Ak Parti eliyle husule gelmesi, milli direnci de kırmıştır… Memleket küheylanına meşin torbayla uzatılınca asla yenilmeyecek halt samanı, yeşil takke ile uzatılınca yutturulmuştur…
Görmüyor musunuz, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” denilen sinsi lanet, CHP tabelasında iken Ak Parti yetmişlik top, kendi tabelasında iken de öpücü cillop kesilmektedir!
Velhasıl…
Bir zamanlar CHP’nin kudretli valisi Nevzat Tandoğan, Anadolu halkını her cinsiyle aşağılar bir edayla “Komünizm bu ülkeye gelecekse, onu da biz getiririz!” demişti…
Yoksa şimdi de dindar bir parti olan ve bu sebeple Batı’dan gelen her türlü ahlaksızlığın da karşısında duran Ak Parti’ye, eskinin CHP’si hulul mü etmiş, endamına da:
“Memlekete bir ahlaksızlık gelecekse onu da ben getiririm!”
Gibi bir icraat ruhu mu giydirmiştir…