İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Son bir, iki ay içinde, toplamda beş bin liraya yakın trafik cezası yedim… Bu rakam, iki asgarî ücret maaşı eder… Asgarî ücretle çalışan biri için bunun manası, iki ay çalışmak ve eline geçen her kuruşu devlete vermektir…
Peki; bana ne oldu da, hayatım boyunca yemediğim cezayı birkaç ay içinde yedim… Öyle ya; yirmi yılı aşkındır araba kullanmaktayım… Türkiye’de, Türkiye illerinde, aynı caddelerde, aynı yollarda… Herhalde ruhsal bir travma geçirmiş değilim… Bu aylara denk gelen ve öfkeme ait olan bir kabarma sezonu filan da yok… Ne bileyim; trafik bilgilerim filan da sıfırlanmadı…
Aslında boşuna sorguya hacet yok, zira değişen ben değilim, değişen şey, devletin trafikte vatandaş avlama hacmidir…
Şöyle etrafınıza kabaca bakarsanız, devletin vatandaş avlama ağlarına takılan sayısız vatandaş sazanı görürsünüz… Vatandaş gerçekte sazan değil ama vakıada sazan yerine konulan vatandaştır…
En yukarıdan aşağıya doğru:
“Kesilen cezalar şu miktara ulaştırılacak!”
Diye bir talimat kasırgası estirildiği belli… En diplere bakıyorsunuz, bu talimat kasırgasını Polis Whatsapp gruplarında:
“Ceza makbuz tutanaklarını almayanlar da alsınlar!”
Diye kırbaç cinsinden bir talimat tecellisi olarak görüyorsunuz…
Hani her köşeye serilen radar ağlarından başka, bir de her polisin kafasına bir radar cihazı yerleştirilmekte… Şu gibi bir yerleştirme:
“Makbuzları derhal alın ve halı sahaya maça giderken bile fırsat ve bahanesini bulunca cezayı yapıştırın!”
Zaten yapıştırılıyor da…
Hem de ne yapıştırma…
Sokak aralarına kadar serilen radar ağlarına takılan araç mesela, sivil bir polis aracı mı, ya da filyasyon ekiplerine mi aittir, emniyet şahsında cezada iptale gidilmiyor, iptal için başvuranlara “Aranızda toplayıp ödeyin!” deniyor… Zaten polis aracı için polis de, cezayı iptal adına emniyeti mahkemeye verecek değil…
Diyorum ya; etrafımda tek seferde 1228 TL ceza yiyen sayısız insan var… Mesela 76 km hız yapmış adam, 1228 TL ceza yemiş… Çünkü radar ağı serilen caddede hız limiti 50 km tutulmuş… Böyle tutulmuş ki; kasa kasa değilse de, makbuz makbuz destelenen sazan miktarı fazla olsun… Çünkü devlete para lazım!
Evvela kaydettim; televizyon izlerken zırt pırt çıkan bir kamu spotu vardı hani:
“Destek isteyen her vatandaşın arkasında, T.C. Devleti ve onun Hazinesi var!”
Ve bu kamu spotunun gerçek manasının şu olduğunu da eklemiştim:
“T.C. Devleti ve Hazinesi’nin ne zaman açığı olsa arkasında, vatandaş ve onun keklik gibi her istenildiğinde avlanılabilme özelliği var!”
O günden bugüne, vatandaşın ahı mı tuttu bilinmez, bu kamu spotuna sesiyle arkadan destek veren Ekonomi Bakanı Berat Albayrak, gurup eden ve batan bir güneş sessizliğinde bakanlığı bırakıp gitti… Haliyle bu kamu spotu da boşa düşmüş oldu… Yeni Bakan, bu kamu spotunu günceller mi bilmem… Ama kesilen trafik cezalarına bakarsanız bu mümkün, zira vatandaş şimdilerde daha bir “T.C. Devleti ve Hazinesi”nin arkasındadır!
Ama parasıyla mecburî bir arkalık belirten bu vaziyet, ahıyla da iradî bir karşındalık vaziyeti belirtmekte…
Millet, ah ediyor, ah!
Duyulmuyor mu?
Duyulmuyorsa, bu duyulmayışın iki manası olabilir…
Ya devlet, lazım olan para için gözü karartmıştır… Böyleyse, bu, garabete müteallik bir durum…
Ya da devlet içinde, hükümet ile vatandaş arasına bir mesafe hendeği açmak için bu cezaları kasıtla çoğaltan bir ekip vardır… Böyleyse, bu da, ihanete müteallik bir durum…
İlk durumda, kararan gözlerin, edilen ahlarla morarabileceğini de söyleyelim…
İkinci durumda da, ihaneti görmemekten kaynaklı garabet ve gafletin, onu görmeyenlere fatura edileceğini kaydedelim…
İlk durumun, cezayla destelenen paranın kısa vadedeki faydasına rağmen, uzun vadede iki durumun da, zararı hükümete…
El insaf yahu…
Alt geçidin giriş ayağına, dört parmak büyüklüğünde ve cansız bir keklik gibi bir radar levhacığı koymak ve aynı alt geçidin çıkış tarafına da, keklik tuzağı gibi limiti 50 km olan bir radar aracı yerleştirmek, nasıl bir insafsızlıktır!
Para lazımsa, deyin de Kuvay-ı Milliye ruhuyla toplayalım!
Vatandaşı ne diye asfalttan sazan diye topluyorsunuz!
Yahu 50 km hızla böyle alt geçitten geçmek, ayrıca trafik kazasına sebep olmaktır! Trafiği kilitlemek, araçlar arasında küfürleşme senfonyaları oluşturmaktır!
Oldu olacak, araba devrini noktalandırın ve vatandaşı deve devrine geçirin…
Ama niyet ceza yazmak olunca bu da vatandaşı kurtarmaz ve devesi asfalta işediği için cezayı gene yazarsınız, değil mi?
Hey!
Bütçeyi denkleştirmek için vatandaşa makbuz makbuz ayar çekenler!
Ahu vah ahu vah, Allah’a havale olunmaktasınız, haberiniz olsun!
Bunu az şey saymayın, 2500 TL maaşı olan bir kimseyi, bütçeyi denkleştirmek için 1228 TL cezayla evine gönderirseniz; onun yanık sinesinden de size gönderilecek çokça gadab-ı ilahî sinyali olur…
Hele böyle bir adam üstelik trafiği bıçaklamamış iken ve rutin dışında yediği cezaya sebep gerçekte, sizin bütçeyi delik deşik etmeniz ise…