İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Oluş sırrına nasıl erilir? İstikamet nedir? Zafer ne ile mümkün? “Olmak” yolunda kendimizi nerede konumlandırmalıyız? Sorular, sorular, sorular… Ve bir ideale inanan insanın inandığı ideale nispeten kendisine çeki düzen vermesi gerektiği… Kanatlanmaya meyyal ruhumuzun eteklerine yapışarak onu bataklığa çekmeye çalışan dünyalık meşgaleler ve onlarla baş etme zorunluluğu… “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, hemen ölecekmiş gibi ahirete…” sırrını bir çırpıda söyleriz de bu sözün hakkını verebilmek için elzem olan çırpınışlara bir türlü başlayamayız… Müspet işe adım atmaya niyetlenişlerimize bile şeytan soluğu ve nefis kokusu karışıverir… Allah’ım! Kısa bir süreliğine dahi olsa ruhen ve bedenen istikamet üzere bir halin ve tavrın elbisesine bürünemeyen biz acizlere acı… Tamamladığını beyan ettiğin dinini idrak ve tatbik etme liyakatinden mahrum olan bizleri katından bir gayretle gayretlendir… Biliriz, senin rızanın gözetildiği yerlerde bile sana rağmen bir adım dahi atılamaz… Senden, senin rızanın olduğu yerlerde senin rızana muvafık hamle etme liyakati istiyoruz… Su testisi su yolunda kırılır. Hakk’a da ancak hak yolunda erilir… Son nefesimize kadar hayatımızı hak olan yollarda geçirmeyi nasip et Rabbimiz… Alnımızı secdeye çivilemiş olduğumuz halde ruhumuzu teslim etsek bile sana layık bir kulluk etmiş sayılmayabiliriz… Kulluğun ölçüsü, senden razı olmaktır… Hakkımızda ne takdir etmişsen ve bize neyi emretmişsen bütün bunlara rıza tavrı göstererek senden razı olmak… Senin bizden razı olmanın şartı, bizim senden razı olmamızdır… “Ne vermişsen o, ne buyurmuşsan amenna, ne getirmişsen eyvallah!” diyen bir kalbe sahip olmayanın sana ettiği secdenin alelade bir spor hareketinden ne farkı vardır? Sana inandığını ve dininin hakk olduğunu kabul eder de bir insan, dininin en ufak bir cüzünü, modern çağın dayatması karşısında nasıl da satar? Ve bu haliyle nasıl da Müslümanlık taslar? Namaz, oruç, zekat, hac ve daha nice ibadetlerin icracısı olduğu halde misal faizin artık bu çağın vazgeçilmezi olduğunu nasıl da söyler? Bu insan, dışarıdan bakılınca, senin razı olduğun kullar sınıfındanmış gibi gözükür ama heyhat! Bu adam senden razı değildir! Bin tane emrinin dokuz yüz doksan dokuzunu yerine getirdiği halde bu çağda artık kabul edilemez bulduğu için bir tane emrine de burun kıvırır… Burnu yerde sürünesice! Öte yandan, bin emrinin hiçbirini yerine getirmeyen ama hepsinin de her zaman diliminde hakk olduğuna iman eden bir insan senden razıdır… Bizleri, her emrini yerine getirme gayretiyle birlikte, her dediğinin her zaman diliminde hakk olduğuna inanan ve bu inancını da gizlemeyip her ortamda dile getirme cesaretini gösterenlerden eyle…
Allahsızlığın prim yaptığı bu devirde senden razı olmak, ateşten gömlek giymektir… Değil ateşten gömlek giymek, ateşlerde yanmak demek de olsa, bizi, dünya menfaatleri için senin rızası satanlardan eyleme…
Rabbimiz! Bizleri, zalimin ve küffarın kapısında dilenecek hallerden beri eyle… Bizler, sadece senin kapının dilencileriyiz… Dilenciye dilenmek, sultana da cömertlik yaraşır… Rızanı dileniyoruz Rabbimiz, yalnızca rızanı…