İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Yaratıldığı günden bugüne yaşamını kolaylaştırma çabası veren insan, birçok buluşa imza atmıştır. Bu buluşlardan bir tanesi ise otomobillerdir. Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen otomobiller, insana büyük kolaylıklar sağlamaktadır.
Otomobiller yaklaşık olarak 100 yıllık bir geçmişe sahiptir. 100 yıllık geçmişi içerisinde çeşit çeşit tasarımlarda üretilmiştir. Bu tasarım üretildiği yılın teknolojisine ve modasına göre şekil almıştır. Ancak otomobilin 100 yıllık tarihi içerisinde bazı kısımları olmuş ki, bu kısımlar üretildiği günden bu yana hiç değişmemiştir. Bu kısımlar otomobilin ilk icat edildiği günden bugüne üretilen her arabada yer almıştır.
Bu kısımlardan iki tanesi var ki, onlar otomobil için vazgeçilmez konumda yer almıştır. Bu kısımlar otomobilin aynaları ve farlarıdır. Bu iki parça arabanın sağlıklı bir şekilde yol alabilmesi için olmazsa olmaz kısımlarıdır. Öyle ki, büyük masraflar yapılarak üretilen arabada uzaktan bakıldığında süs gibi duran farlar olmaz ise, araba geceleri yol alamaz ve işlevini yitirir. Aynı şekilde sürücünün kontrolünü sağlaması bakımından çok büyük öneme sahip olan aynalar olmaz ise sürücü arabayı kullanıp kontrolü sağlayamaz. Bu sebepten ötürü farlar ve aynalar otomobilin ilk üretildiği günden bugüne otomobilin temel ve vazgeçilmez unsurlarından olmuştur.
Araba farının ve aynalarının ehemmiyetini anlamak için birkaç misal verelim…
Düşünün ki bir yola çıkıp, bir yere varmak istiyorsunuz. Varmak istediğiniz yere yürüyerek gitmeniz mümkün değil. Bir otomobile atlayıp onunla gitmek mecburiyetindesiniz. Otomobile bindiniz, otobana çıktınız ve o kadar süratli araba içerisinde kontrolü kaybedip kaza yapmamak namına önünüzü arkanızı devamlı olarak kontrol etmek zorundasınız. İşte burada yardımınıza otomobilin aynaları koşar. Sizin göremeyeceğiniz yerleri size yansıtır ve görmenizi sağlar. İlk engeli aştınız. Lakin yol uzun. Akşam vakti oldu ve hava karardı. Zifiri karanlığın ortasında kaldınız. Burada ise yardımınıza otomobilin farları yetişir. Arabanın farlarını açar açmaz etraf apaydınlık olur ve sağ salim bir şekilde hedefinize doğru devam edersiniz.
Farlar ve aynalar arabayı kullanan kişi için rehber vazifesi görmektedir. Aksi halde kaza kaçınılmaz olur ve bu durum sürücünün ölümüyle sonuçlanır. Bu rehberlere sahip olunmadan araba sürülmesi imkansızdır.
Her otomobilin trafikte kullanılabilme onayı alması için yıllık olarak muayeneye girmesi gerekmektedir. Bu muayeneyi geçen otomobiller trafikte istenildiği gibi kullanılırken muayenesi olmayan otomobiller, görüldüğü yerde trafikten men edilmektedir. Herhangi bir farı çalışmayan veya aynası bozuk olan hiçbir araçta bu muayeneden geçemez!
Düşünün ki bir grup insan çıkıyor... Bu insanlar, otomobilin farlarının ve aynalarının ehemmiyeti bu denli ortadayken, otomobilin farlara ve aynalara ihtiyaç duy(ul)madan kullanılabileceğini iddia ediyor. Gösterdikleri gerekçe ise; farların ve aynaların fazlalık olduğu ve bunların arabaya sonradan eklenmiş olması… Neymiş efendim arabanın bu parçalara ihtiyacı yokmuş, tek başına araba, onları istedikleri yere ulaştırırmış. Bu savunulan düşünce ancak hiçbir arabanın olmadığı bir yolda sadece gündüzleri işe yarardı. Lakin böyle bir yolda yok devamlı gündüz olması da mümkün değil!
Bu düşünceyi pervasızca çıkıp savunanlar olsaydı insanlar tarafından nasıl bir tepki alırdı varın düşünün artık… Ne kadar da gülünç olurdu öyle değil mi? Bu düşünceyi savunan kişilerin aklından şüpheye düşülür bu insanlar ciddiye bile alınmazdı. Hatta bu düşünceleri insanların hayatına mal olmasın diye bu düşünceler yok edilirdi…
Bu tehlikeli düşünceyi savunan kişilerin kıymet hükmü ne olurdu peki? Farklı bir şey söylemek namına insanların hayatlarını bu denli tehlikeye atmanın hükmü… İnsanın canına kastetme suçundan en ağır şekilde cezalandırılırlardı.
Peki ya bu yanlış fikre inanıp, otomobilinin farını ve aynasını sökerek seyahat etmeye kalkan kişiler olur muydu? Olurdu elbette… Ancak farın ve aynanın ehemmiyetini bilmeyen kişiler bu şekilde yola çıkardı. Varmak istedikleri yere varamadan da kazalara karışıp bedelini canlarıyla öderlerdi…
Bir anlık için düşünün, gerçek manada böyle bir durum söz konusu… Ne kadarda tehlikeli olurdu öyle değil mi? Lakin bu durum, maalesef hayal değil gerçek. Nasıl mı gerçek?
Bir grup insan(!), Gaye İnsan Ufuk Peygamberinin Sünnetinin gereksiz(!) olduğunu iddia edip Kuran-ı Kerim’in kendilerine tek başına yeteceğini söylüyor. Nasıl ki otomobil farsız ve aynasız yol alamayacaksa, Kuran-ı Kerimde tek başına Peygamber Efendimizin(sav) Sünneti olmadan anlamlandırılamaz. Bir Müslümanda tek başına Kuran-ı Kerim’e bakarak kulluk vasıflarını yerine getiremez. Neden yetmeyeceğinin gerekli izahatlarını alimlerimiz yeteri kadar izah etmiştir zaten. Etmeye de devam ediyorlar… Biz sadece bu durumu anlamlandırıp durumun vahametine dikkat çekelim.
Nereden peyda olduğu belirsiz bu insanlar, Müslümanları helak olmaya sürüklüyor… Tehlike tam olarak bu şekilde… Durum far ve aynasız otomobilin gideceğini iddia etmek gibi gülünç, lakin bir o kadarda tehlikeli. Çünkü Sünnetin ehemmiyeti maalesef ki Müslümanlar tarafından bilinmiyor. Bilinmediği içinde alıcısı çok oluyor. Müslümanlar Sünnet olmadan Kur’an-ı Kerim-i anlamlandıramayacağını, far ve aynasız otomobilin gitmeyeceğini bildiği gibi bilseydi bu gülünçlüğe asla inanmaz, ciddiye bile almazdı.
Tehlike tam olarak bu şekilde. Her Müslümanın bu tehlikenin farkına varması gerekmektedir. Bizlere düşen vazife Müslümanlara Sünnetin ehemmiyetini anlatmaktır. Allah’ın izniyle bu ehemmiyetin farkına varan Müslümanlar, bu gülünç fikirleri muhatap almayacaktır…