Türkiye'nin İHA-SİHA İhracatı

Yazan: 29 Aralık 2021 8263

Türk Savunma Sanayii’ndeki yerlileşmenin önemli dönüm noktalarından olan Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında artan çalışmalar özellikle son 20 yılda çok büyük ivme kazandı. Bu çalışmalar, birçok alanda büyük gelişimleri de beraberinde getirdi. Hiç şüphesiz bu durumun en büyük sebebi son 20 yılda sağlanan istikrar ve hükümetin izlemiş olduğu politikalar oldu. 2000’li yıllara kadar sağlanamayan istikrar ve geliştirilemeyen politikalar bizim için çok büyük önem arz eden Savunma Sanayi’nin gelişiminin çok geç zamanlara kalmasına sebep oldu.

Son 20 yılda birçok gelişim gösterdiğimiz bu alanlardan bir tanesi ise İnsansız Hava Araçları üzerine oldu. Dünyanın henüz yeni tanımaya başladığı bu teknolojiyle biz de yeni tanışmışken üzerine ciddi manada çalışmalar yapmamız sonucunda bu alanda büyük gelişmeler kaydettik. Öyle ki şu an dünyada İnsansız Hava Aracı üreten parmakla sayılan ülkeler arasında yer aldık. Ülkemizde İnsansız Hava Aracı üreten 3 büyük firma bulunmakta. Üretimin en büyük lokomotifliğini yapan BAYKAR, Türkiye’nin en büyük havacılık şirketi TUSAŞ ve VESTEL Savunma. Bu şirketlerden BAYKAR, kuruluşu itibariyle bütün ilgi odağı İnsansız Hava Araçları üzerine… 5,5 kilogramlık mini İHA ile başlayan serüvenleri şu an 5,5 tonluk İHA ile devam ediyor…

2014 yılında BAYKAR Makine tarafından geliştirilip seri üretimine geçilen Bayraktar TB-2 Türkiye’nin birçok yurt dışı operasyonunda aktif rol oynayarak sayısız başarılara imza attı. Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı, Barış Pınarı bunlardan birkaçı… Bu başarıların akabinde birçok ülkenin dikkati Bayraktar TB-2’lerde toplandı. Daha sonrasında kendisini ispatlamış bu sistemlere yurt dışından birçok talipli çıktı. Havacılık tarihinin gelişiminde çok büyük katkısı olan Ukrayna’nın yanı sıra Katar ve Azerbaycan’a bu sistemleri sattık. Her geçen gün namı daha fazla duyulan TB-2, dünyadan birçok ülkenin de  radarına girmeye devam ediyor. İHA alan ülkeler ek sipariş verirken farklı ülkeler de ilgilenmeye başlıyor. En son Polonya bu ülkelerden birisi oldu. Uzun süredir TB-2’ler ile ilgilenen Polonya’ya  24 adet S/İHA ihraç ettik. Ek olarak hava araçlarıyla beraber ROKETSAN tarafından  tamamen yerli olarak üretilmiş MAM-C ve MAM-L mini akıllı mühimmatlar da ihraç edilecek.  Yapılan bu ihraç NATO ve AB üyesi olan bir ülkeye ilk ihraç olma bakımından da çok kıymetli.

 Polonya’ya yapılan bu ihraç Türkiye’nin savunma pazarında sadece NATO dışı veya Batı dışı ülkelere yönelik satış yapmadığını aynı zamanda Batı içerisinde de satış yapabilme gücüne sahip olduğunu Tüm dünyaya göstermiş oldu.

Asırlardır Savunma Sanayisini yurt dışından ithal etme alışkanlığı kazanmış olan ülkemizin bu durumu gelecekte kendi lehine çevireceğinin sinyallerini veren bu ihracatlar, özgüvenimizi tekrardan kazanmamızı sağlaması yönünden de ayrıca kıymetli. Bu vesileyle gerekli çalışmalar yapıldığı taktirde daha fazlasını yapma potansiyeline sahip olduğumuzu da görmüş olduk. Yeter ki geçmişte olduğu gibi insanımızın önü kesilmesin…

Şu halde ürettiğimiz İHA sistemlerini dünyaya teklif edebiliyoruz, çünkü ortaya başarılı bir ürün çıkardık ve bu ürün başarısını ispatladı. Bu başarıyı gören herkes de bu sistemi almaya talip oluyor. Bu ihracatlar bize önemli bir noktayı da göstermiş oldu. Kendi ülkemizde ortaya koyabileceğimiz her türlü başarılı girişime, tüm dünya talip olma potansiyeli taşıyor. Peki biz başka ne tür başarılı girişimler ortaya koyabiliriz ki bunu tüm dünyaya teklif edebilelim?

Öyle bir şey ortaya koymalıyız ki, bu şeye tüm dünya talip olup onu bizden istemeli… Ortaya koyduğumuz bu şeyin alternatifi bile olmamalı… Peki nedir bu teklif edeceğimiz şey? Bu şey ki mutlak hakikatleri içerisinde barındıran İslam’ı merkezine almış, her şeyini O’na göre ayarlayan sistemdir.  İslam’a paralel bir şekilde ortaya koyacağımız sistemin adaletini ve başarısını gören bütün dünyaya bunu teklif edebiliriz. Tüm dünyanın asırlardır bulmaya çalıştığı, bulmak namına bir sürü sistem geliştirip de bir türlü bulamadığı sistem…  Büyük mütefekkir Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in ömrünü adayıp anlatmaya çalıştığı sistem… Sanayiden ekonomiye, sağlıktan hukuka bütün alanlarda İslam’ı merkezine almış bir sistem… Bizim için kendi teknolojimizi geliştirmemize imkansız diye bakanlara gerekli cevabı, en iyisini üretip üstüne üstelik bu teknolojiyi ihraç ederek verdiysek, yine aynı şekilde İslam’a paralel bir sistemi bu devirde geliştirip yaşanılamaz diyenlere karşı yaşamalıyız ki, tüm dünyaya bunu teklif edebilelim. Tüm dünyanın muhtaç olup dört gözle beklediği bu sistemi tüm dünyaya teklif edeceğimiz günler için bize düşen, çok çalışmaktır.

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi