İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır diye bir deyimimiz vardır. Özgürlük, eşitlik gibi kelimeleri ağzına dolayıp milleti köşeye sıkıştırmaya çalışan kişilerin bu kelimelerin manalarının hayata yansımasına en çok ket vuran kişiler olması bu deyimi onaylar niteliktedir.
Avrupalı düşünürler, kitaplarında sürekli inançlı biriyse Hristiyanlığın ne kadar hoşgörü dini olduğundan değilse Batının fikir süzgecinden süzülen düşünceler ve ahlaki öğretilerin insanlık için nimet cinsinden olduğundan dem vurur durur.Tarihin en namlı toplu katliamcıları kendilerinden değilmiş gibi onları cephelerine alıp en ağır eleştirilere maruz bırakırlar.Tıpkı gölge boksu gibi kendisi ile hayali bir dövüş içerisine girip ,Batı aslında atom bombasının istemiyordu da Hitlerin buna daha çabuk sahip olabileceği korkusu bombanın yapımına yol açtı , gibi bazı gülünç ve pişkince iddialar ortaya atarlar.
İki bin yıl önce Yunanistan da başlayan entelektüel çabalar, Avrupa kültürünün temelinde yatan Yunan mucizesi olarak takdim edilir. Batı uygarlığının doğmasına vesile olan Avrupa'nın ilk alfabesi ve ilk kutsal kitabı olarak takdim edilen Homeros’un yazdığı eserde şu ibretlik hikayeye bakalım:''Hermes -Yunanlıların tanrısı-sabah doğmuş, öğleyin müziği icat etmiş ve gece çökmeden önce çobanlarından Apollon'un sığırlarını çalmış''. Tanrılarına atfettikleri bu din anlayışı kendi yaşamlarının hayasızlıklarını ifşa eder cinsinden...Aristo gibi baş öğreticilerinin 'Politika'' adlı eserinde bazı insanların dünyaya köle ve bazılarının da efendi olarak gelmeye daha layık oldukları gibi saçmalıklar serisi yer alır. İşte övünüp durdukları Yunan mucizesi martavalı bu saçmalıklar üzerine kurulu... Buna dayanarak batı toplumu, mücadelenin, kılıçla değil; sözcüklerle, akılcı argümanlarla daha iyi ve etkili olduğunu, Yunanlılardan öğrendi diyebiliyorlar.
Roma dönemiyle insanların başına bela olmuş felsefeye bulaşık Hristiyanlığı icat etmişler.İsa Mesih Hz. Ademin Tanrının yasasına karşı geldiği için insanların suçlu olduğunu ve doğan her çocuğun kötülükle beraber doğduğunu ; İsa Mesih'in ,bu suçun kefaretini canıyla çarmıha gerilerek ödemiş olduğu hikayesini asırlarca bağlılarına yutturmuşlar.Bugün Katolik bir kiliseye girdiğinizde çarmıha gerilmiş kan sızan bir bedene sahip İsa figürü Avrupa'nın abartılı ajitasyon figürlerinden biridir.
Kutsal kitaplarında komşunu kendin gibi seveceksin (Matta 22:39) denir yalnız tarih boyunca komşu oldukları Müslüman coğrafyayı rahatsız etmedikleri bir an bile yoktur. Amerikalı, Kilisenin engizisyon mahkemeleri ile bizzat kendi halkına her türlü işkenceyi reva görmüş bir zihniyetin devamı olarak şimdi Ebu Gureyp, Guantanamo gibi işkence merkezlerinde Avrupalının asırlık vahşilik geleneğini, Müslümanlara tatbik etmektedir.
Sorsan Batı olmadan ne sanat ne yazı ne toplum onlarsız vardı. Fransız devrimiyle insanlığa hürriyet adalet eşitlik sunmuşlar. Saçma milliyetçilik anlayışı da cabası...Fransız devriminin önemli kişilerinden Robespierre estirdiği terör döneminde özgürlük eşitlik ve kardeşlik sloganları adı altında en iğrenç cinayetleri nasıl işlenebileceğini öğretmiştir.
Batı felsefesinin önemli şahsiyetlerinden Thoma Hobbes,'' homo homini lupus'' (İnsan insanın kurdudur) cümlesiyle batının insani duygulara yaklaşımını özetler. Hiç kimse kendine bir iyilik gelmesinden başka bir amaçla kimseye bir şey vermez der ve tüm istemli eylemlerin amacı insanın kendi iyiliği için olduğunu ilave eder. (Leviathan).
İslam'da iyilik yapmaya büyük önem verilir ve Kuranda Allah yapılan kötülüğe güzel bir şekilde savmayı ve böylece arasında düşmanlık olan kişi ile dostluk duygusunun gelişebileceğini ifade eder. İşte İslam ve Modern Batı anlayışı arasındaki muazzam fark...
Tüm bunlara rağmen Katolik yetkililerin İslam' ı şiddet ve kılıç zoruyla yayılmayı ilke edinmiş gibi sunma çabaları, Batının Müslümanlara yüzyıllardır sonu gelmeyen iftiralarının ürünüdür. Bu iddiaları ile beraber günümüzde, dinler arası diyalog adı altında uzlaştırmacı ve birleştirici bir sevgi dini olma gayretleri tam bir iğretilik belirtir.
*
İslam'ı en mümeyyiz haliyle mümesilliğini yapmış olmasından sebep; Müslüman Türkler, kevni ve fikri manada, Batının imha edilme emeline en başta muhatap olmuştur.
Millet olarak can havliyle bir uçurumun eşiğinden döndüğümüz ve hayatta kalış gayreti gösterdiğimiz Kurtuluş mücadelesi sonrası Yunanı döktüğümüz denize, Yunan mitolojisinde geçen Atina kralı Egeus' tan gelme Ege denizi isminin tercih edilmesi, Batı tefekkürünün İslam'la savaşına karşı bizim içine düştüğümüz fikri ahvali sergiler.
Bu savaşa iştirak etmek için, merhamet ve ahlak anlayışımızla hiçbir kök alakası belirtmediğimiz Batı uygarlığının temeli olan Yunan kültürü izlerini derç edip ruh ve fikir hanelerimizden toptan def etmeye bakmakla işe başlamalıyız.