Baba ve Çocuk

Yazan: 02 Ekim 2019 739

Baba müessir, çocuk eserdir… Baba mimar, çocuk imardır… Bir çocuk, babasının faaliyet bütününün mecmuudur… Eskinin:

 “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.”

Sözüne nispeten, “Bana babanı söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.”

Diyebilir miyiz? Aslında diyebilmeliyiz. Biz de tam olarak bundan bahsediyoruz. Alimden zalim, zalimden alim doğar, toplumsal şartlar çocuğunuzu elinizden alır ve kendi şartlarına göre şekillendirir ve siz buna müdahale edemezsiniz, bunlar ayrı husus… Biz devlet ve millet eliyle tesis edilmesi gereken müesseseden bahsedelim… Çocuk aslında bir tuval gibi ressam olan babasının karşısında durur. Ressama, o tuvale sanatıyla birlikte şahsiyetini de resmetmek düşer. Belirtmeye gerek var mı bilmiyoruz ama burada bahsettiğimiz baba, mukaddes ölçüler ile tarifi yapılmış, mesuliyeti belirlenmiş ideal bir Müslümandır.

Çocuk, babasının tohumudur. Baba bir çiftçi maharetiyle o tohumu ıslah edilmiş toprağa bırakır ve onu en emin şartlar içinde yetiştirip terbiye eder. Ancak bundan sonradır ki o tohumdan ormanlık çapa erişebilecek bir fikir ve aksiyon bekleyebilir. Bu mübarek mimar-imar, müessir-eser nispetini bahsettiğimiz şartlar içinde yürüttüğümüz sürece saadetli devirlerin kapısı aralanacak demektir. Yoksa her gelen yeni neslin, kendisinden önceki nesli aratacak derecede bir ucubelik belirteceğini tahmin etmek hiç de zor değil.

...

Devlet de milletine nispeten baba gibi olmalıdır. Millet, çocuk; devlet, babadır… Devlet, baba olmanın şartlarını yerine getirdikten sonra da çocuğunu istediği gibi yetiştirebilmelidir. Çocuğunu sokağa gelişigüzel bırakan ve onu akşamında bambaşka bir şekilde bulan baba nasıl ki kendi ettiğini bulursa, devlet de çocuğu mesabesindeki milletini hürriyet, eşitlik, demokrasi gibi popüler kültürün şekerle kaplanmış tuzaklarıyla baş başa bırakırsa, yarın değilse bile öbür gün mutlaka bu çocuktan göreceği muamele kendisinin babalık haklarının inkâr edilmesi olacaktır. Ama dediğimiz gibi baba, babalık vazifesinin gerektirdiği şartlara malik olacak… Bir de mezkûr tuzaklara çocukla birlikte babanın da düşmesi vardır ki böyle bir durum toplumsal intihardan başka bir şey değildir.

...

Şimdi ise ayağımızı idealin arsasından kaldırıp gerçeğin tarlasına basalım ve karşılaştığımız ilk realiteyi okuyalım:

                “Bu millet uzun bir süredir yetimdir, yetim! ”

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi