İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Merkez Bankası politika faizini 250 baz puan daha arttırdı ve %42,5’a çıkardı. Ve ekranlara Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 yıl evvel (2013) attığı şu tivitin düşmesi de gecikmedi:
“Biz göreve geldiğimizde faiz oranı yüzde 47 idi. Nereden nereye geldiğimiz hep birlikte görüyoruz…”
İktidar serüveni bir daire olsa, faizin şu anki oranı ile Erdoğan’ın bu dairedeki tam turuna az bir mesafe kalmıştır. Yani Erdoğan, 25 yıla varan iktidarının vardığı yerde başladığı noktayı bulmuştur. Hatta gelinen noktada faizden başka, Kemalist rejime olan buğzunun da benzer bir tekâmül göstermesi, yani göstermelik muhabbetle başlayıp, hakiki buğza evrilmesi ve ennihayet hakiki bir muhabbet şekline girmiş gibi durması da hesaba katıldığında, vaziyeti hakikat tablosunda Erdoğan namına gösterecek en iyi muhasebe kaydı da galiba “Sıfıra sıfır elde var sıfır!” olacaktır…
Öyle ya; Erdoğan yoldaşı ve eski çam nevinden eski rejim düşmanı Müslümanların ekser kısmı el an, seküler bardak cinsinden birer muhafazakâra evrilmiş vaziyettedir. Rejimi, banisiyle beraber sineye basmak şeklinde noktalanan bu süreç, İslam’ın tam hâkimiyeti davası esas alınıp da kıymet hükmüne vardırılacak olsa, hakikat tablosunda bu defa bu nevi bir tekâmüle “toplu irtidat” şeklinde bir karşılık kondurmamak için ortada şerî bir mânia yoktur. Bunun da en sarih göstergesi, Ak Parti’nin sarih bir şekilde “İslam’ın tam hâkimiyeti davası”ndan infirah etmiş olmasıdır. Zira bu yapının en gözde tiplemeleri, Müslüman Anadolu kendilerinden Kur’an’a dayanarak talepte bulunduklarında rahatlıkla “Bize ayetle gelmeyin!” diyebilmekte, bunu dedikten sonra yaka paça tutulup çöpe gönderilmeleri gerekirken de başlarda taç olma durumlarını devam ettirebilmekte, hatta bunu dedikleri için tacdan vaziyetlerine afili cinsinden bir de cila çekilmektedir…
Meseleye faizle girdik ya; bu dediğimize biri kalkıp da:
“En başta Erdoğan’ın kendisi muhatap kitlesine ayetlerle gelmekte, faiz indirirken mesela Kur’an’ı referans göstermektedir. Ak Parti’de İslam’ın tam hâkimiyet davasının yaşadığına bundan açık nişane mi olur?”
Aslında şimdilerde birilerinin bunu kalkıp söylemeye de mecali kalmamıştır. Çünkü Erdoğan’ın Kur’an’ı, sadece faizleri indirirken referans aldığı görülmüş, faizi çıkarırken bütün taraftar kitlesiyle beraber sadece ıslık çalıp tavana baktığı anlaşılmıştır. Peki, şu ana gelene dek bütün bir topluma hal lisanıyla verilen mesajlar neler olmuştur?
Bir: Faizleri indirmek istedik, ama bu ekonominin bozulmasına sebep oldu…
İki: Faizleri indirirken Kur’an’ı referans göstermiştik, ekonomi bozulunca toplumun dimağında Kur’an’ı bu ekonomik sarsıntının asıl faili kıldık…
Üç: Şimdi faizleri şimşek hızıyla yükselttik, ekonominin düzelir olma alametleri belirdi, bu da toplumun dimağına faizin iyi bir şeymiş gibi oturmasını sağladı…
Dört: Faiz hususunda işin gerektirdiği birçok bilinmeyen, sonucu etkileyen sayısız denklem varken ve de gerçek fikir örgüsü ve dünya görüşüne malik bir İslamî hareket faizin canını bu topraklarda hakikaten okuyabilecekken, kaba dindar talepkârlığımız ile Kur’an’ı, içinde hiçbir dahlinin olmadığı bir kavganın hem kaybedeni, hem de kötü kalpli Ceyar’ı kıldık… Böylece müstakbel İslamî hareketleri, henüz girişmedikleri bir mücadelenin peşinen yara almışları haline getirdik… Yaptığımız şey galiba, şehirdeki tüm araba lastiklerini deldikten sonra cürüm şişini, Kur’an mushafının arasına koymak, akabinde de hemen onu ihbar etmek şeklindeki bir sarsaklık ile aynı türdendir…
Evet, hakikaten bunlar oldu!
Ama olmayan şeyler de oldu…
Mesela bu olanlara sebep olanların beşinci bir madde halinde ve tek bir çırpıda ve de kalpten “Allah belamızı versin!” demeleri gerekirdi, demediler, demedikleri gibi bir de dedikleri tam olarak şu oldu:
“Yuppi! Erdoğan gene kazandı!”
İşin bize göresinde kaybetmek olan bir şeyin, işin Ak Partisine göresinde karşılığı kazanmak olmuşsa zaten, Ak Parti çoktan rejim lehine kazanılmış ama Müslüman Anadolu aleyhine kaybedilmiş bir yitik yapı haline gelmiştir…
Haberiniz olsun; daire, tamamlanmak üzeredir ve mahsuplaşma tablosunda belirgin harflerle “Sıfıra sıfır, elde var sıfır!” yazmaktadır!