İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Sayıları birkaç milyonu bulan EYT’liler, “Siyasî hayatıma mal olsa da, hayır!” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, birkaç sene süren örgütlü ve “Siyasi hayatını bitiririz!” imalı bir karşı koyuşla nihayet “Evet!” dedirtti…
Emeklilikte Yaşa Takılanların, maddî ve ufak bir hak talebi için, o da birkaç meydan mitingi ve ceplerindeki telefonlardan giriştikleri sayısız gündem çalışmasıyla erdikleri bu muvaffakiyet, aslında başka bir şeyi net bir şekilde ortaya koydu:
Müslümanlar, Müslümanlıklarına tekabül eden haklar mevzuunda hükümete karşı gevşektir, hiç olmazsa EYT’liler kadar olsun sıkı değildir ve hatta, hükümete karşı EYT’lilerin yalınız oy ile çektikleri restin onda birini, hem de mevcut hükümetin varlık sebebi bizzat kendileri iken çekememişlerdir!
Hani hükümet, bindiği kayığa konan bir leyleğin “Delerim ha!” yollu tehdidini gale almaktadır da, bizzat bindiği kayığın sahibi olan Müslümanları, leyleğin onda biri kadar olsun gale almamaktadır! Çünkü kayığın tapusunu elinde bulunduranlar çok zamandır, hem bu sahipliklerine ait şuuru, hem de bu kayıkla aslında ne diye yola çıkıldığının şuurunu akıllarından çıkarmıştır… Şurası kesin: Bu şuurlar, ait olduğu kafaya avdet etmeden, kayığı kullananların gösterdiği lakaytlık da istop etmeyecek…
Öyle bir lakaytlık ki, hâlâ para etmekte ve Müslümanları hâlâ ketenperiye getirebilmekte…
Bunun en bariz göründüğü meseleyse, İstanbul Sözleşmesi… Kısa sergüzeştiyle olan şu idi:
İstanbul Sözleşmesi’ni Ak Parti gururla imzaladı, onu yürütmek için kanuni düzenlemeler yaptı, 6284 sayılı kanunu bunun için çıkardı, zehirin etkisini bir süre sonra göstermesi gibi toplum da yasanın zararlarını hissetmeye başlayınca ilk tepkiler oluştu, ilk tepkilerle beraber sözleşmedeki pislik iyice belirince Müslümanlar sözleşme aleyhine bağırmaya başladılar, bu bağırışlar yıllarca avaz ritminde devam etti, bu süre zarfında Ak Parti kadınları, Çanakkale’yi geçirmemiş cinsinden bir ruhla sözleşmeyi savundular, ennihayet Müslümanların bu husustaki ısrarının süreceği anlaşılınca Ak Parti, alicenaplık gösterip şunu yaptı: İstanbul Sözleşmesi’nden “Nasılsa onu yürüten 6284 sayılı kanun var, onu da zaten daha da güçlendireceğiz!” diyerek çekildi!
Yani Ak Parti düpedüz, kendisinden rahatsızlık duyulan bıçağın kendisini değil sadece kılıfını, hem de elmalı şekerle avuttuğu bir çocuk gibi Müslümanlara gösterip attı, sonra da azgın Kemalist güruha dönüp bir de Müslümanların duymasından da çekinmez bir pişkinlikle açık açık “Rahat olun, 6284 var!” dedi ve gene onlara, bu bıçağı, eskisinden daha da keskin hale getirmek için bileyleyeceği sözünü verdi!
Ve bu iş, böylece kapandı, kapanabildi!
Anlayacağınız, EYT’lilerin, emekli maaşları hakkında gösterdikleri dirayet ve ince zekâyı, Müslümanlar, çocuk oyunlarına gene bir çocuk hücumuyla girmek çapında olsun, yani tahta kılıçla bir “eyyyt!” çekerek girmek çapında olsun, gösteremedi…