Millî-İslamî kültür bakiyesi açısından Ak Parti idare mekanizmasına kurulu kafanın, asla millî-İslamî olmadığını anlamak için, ucundan kıyısından az buçuk millî-İslamî bir kafaya sahip olmak yeter…

Buyurun, işte şu sözleri, Ak Parti’nin, millî-İslamî aile bütünümüzü kendisine teslim ettiği Aile Bakanı Derya Yanık daha yeni lakırdadı:

“ ‘Kocandır, haydi barış!’, anlayışı bitti, şimdi kolluk kuvvetleri, görevinin onları barıştırmak değil, kadını korumak olduğunu biliyor…”

Ve işte bu da, zamansız mekânsız bir buuddan kaydedilmiş ezelî ve ebedî sözler olarak, Allah’a ait kelâmdır:

“Eğer karıkoca arasının açılmasından endişeye düşerseniz, bir hakem erkeğin tarafından, bir hakem de kadının ailesinden kendilerine gönderin. Bu arabulucu hakemler gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah karıkoca arasındaki dargınlık yerine geçim verir. Şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, her şeyin aslından haberdardır...” (Nisa 35)

Biz boşuna, Şeytan, bir mitoloji hayvanı değil, işinin başındaki bir organize suç örgütü lideridir demiyoruz… Şeytan, evvela bir kafaya zehirli görüşlerini yerleştiriyor, sonra oradan bu görüşleri arzın yasal görüşleri olarak yayıyor ve Allah’a karşı olan savaşını, Şeytanlığı bilfiil yöneterek idare ve sevk ediyor…

Derya Yanık’ın ağzı yani, Ak Parti’ye de ait bir ağız olarak Batı’nın ağzıdır, Batı’nın ağzı da birkaç bin yıldır, Şeytan’ın ağzı… Yoksa istense hiç bu kadar, Allah kelâmına tam zıt ve Allah muradıyla tam çatışık bir söz edilebilir, bir murat taşınabilir mi?

Aklıyla beraber imanı olan her dimağa, gayet açık bir husus…