Ahmet Davutoğlu şahsında bir dönem Ak Parti’de zuhur eden “Hocacılık” furyası, “Reisçilik” kaidesinin sarsılmaz addedildiği Ak Parti’de öyle bir travma meydana getirmiş ki, partinin politika ve icraat diline bir kekemelik gibi adeta şu döviz raptiyelerle tutturulmuş:

-Cumhurbaşkanımızın talimatıyla…

Ama işte; yerinde olarak hakkı teslim ve lideri tahattur da ettirebilecek bu peşrev tabiri, öyle bir zırt-pırt hesabınca sarf edilmektedir ki, handiyse Ak Partili her bürokrat ya da siyasetçinin, kelimelerini kelimelerine, cümlelerini cümlelerine bağladığı bir bağlaç gibi kullanılmaktadır ve hatta şaka değil, Çevre Bakanı, çıkan bir orman yangını ardından aynen şöyle diyebilmiştir:

-Cumhurbaşkanının talimatıyla yangına müdahale ettik!

Anlaşılan, “Hocacılık” mevzuunun sütünden yanan ağız, sonrasının vaziyet yoğurdunu üfleye üfleye yemeye kararlıdır. Buna tamam ama fikir ve şahsiyetin yuvalanmadığı ağızlarda “Cumhurbaşkanımızın tabiriyle…” şeklindeki bu üfleme tabiri, fikir ve şahsiyet sahibi herkesin kulağına sadece saray soytarılarının şak-şak iştigallerinden çıkan gürültüler getirmektedir.

Ama ne fark eder, nasılsa devran, fikir ve şahsiyet kıtlığının yaşandığı bir cemiyette, fikirsiz ve şahsiyetsiz soytarıların tekerini bir şekilde döndürüveriyor! İşini daha iyi yapanların değil, yalamayı iş haline getirenlerin, şahsiyetiyle yürüyenlerin değil, ense biti gibi üreyenlerin para ettikleri bir vasatta nasılsa devran, kahrolmak yerine sadece “Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla…” tabirini en çok kullananları not ediyor!

Öyle, öyle ama biz gene de, fikir ve şahsiyet icabı kaydedelim: Çok hızlı dönen bir tekerin artık dönmüyor görünmesindeki gibi, bu nevi meselelerde de haddini aşan şeyin tersine inkılâp edeceğini biliyor ve hatta bir gün şöyle bir şekille icraya dökülebileceğini de hatırlatıyoruz:

“Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Cumhurbaşkanımızı bulunduğu makamdan düşüyoruz!”