İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Baskil’e yürüyen merdiven gelmiş… Bütün Baskil, ilk kez görecekleri bu hilkat garibesi cihazı görmek için akın etmişler… O da ne, üzerini tıklım tıklım doldurdukları merdivenle bir yukarı, bir aşağı çıkıp-inerken elektrik kesilmesin mi? “Baskil severler” durmuyorlar tabi, hadise ile ilgili kıymet hükümlerini konduruyorlar:
“Merdivende birkaç saat mahsur kaldılar…”
Bu fıkra, Baskillinin her halükârda bilmediği bir cihaz karşısındaki acziyetini resmeder belki… Ama şöyle de düşünülebilir: Baskilli, bilmediği bir alet karşısındadır… Bilmediğine karşı temkin ve hürmet tavrıysa, her yanıyla asildir… Yürüyen merdiven durmuştur, yürüyüp gidebileceği halde Baskilli de durmuştur tamam ama Baskilli, çığlık atıp kaçmamıştır da, belki bir yanını bozarım diye temkine durmuştur, üzerinde durduğu meçhule karşı hürmete bürünmüştür… Bunlar da, Baskillinin eşya ve hadiselere nefsiyle bağlanmadığına nişane… Hatırlayın, Cumhuriyet Halk Partisi’nin, sureti ve siretiyle “Avanak Avni” tiplemesini çağrıştıran genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, böyle bir yürüyen merdivene tersten binmiş, hayata nefsiyle bağladığı perspektifi bir de kamera kadrajına yakalanınca bu yanlışından dönememiş ve merdiven yukarıya doğru çıkarken, o ısrarla ve “rüzgâra karşı yürüyen adam” pozunda aşağıya inmeye çalışmıştı. Mesela masasındaki kavun dilimi, televizyona daldığı bir an terliğiyle değiştirilen bir adam, terliğini ilk ısırdığı an kameralara yakalansa ve yanlış yapmadığı kibriyle ısrarla terliğini kemirmeye, yemeye çalışsa ne olur? Herkes böyle bir adamın aklından şüphe eder değil mi? Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı da bununla aynı şey iken, kimse onun aklından şüphe etmiyor, herkes ona sadece gülüyor… Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu, bu haliyle lazımdır. Bu haliyle CHP muarızı bütün partiler için kuş sütüyle beslenecek adamdır. Hasbelkader getirildiği ana muhalefet koltuğundan, jiletle kazınmakta ama her defasında, su yüzünde beliren cin suretleri gibi yeniden zuhur etmektedir. Bu zuhur, Kemal Kılıçdaroğlu’ndaki çap düşünüldüğünden dolayı Müslümanlar için bir nasiptir. Bu manada, boks salonlarında asılı antrenman torbaları gibi onu dövmeli ama asla ringdeki ciddi bir rakip gibi ona öldürücü kroşe ve aparkatı vurmamalı… Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı da zaten bu… Bakmayın siz, onu her gün dövdüğüne… Antrenman yapıyor, anlayın…