İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Camilerin elektrik faturasını devletin değil, cemaatin ödediğini bilmediği ve bu bilgisizlikle “Camiyi ödeyen, cemevini de ödesin!” diyen CHP’li Engin Altay’a iki çift etmiştik de, meğer asıl iki çift lafı bundan günler sonra Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi, verdiği uzun karar metni içine bir bomba gibi gizleyerek edecekmiş:
“Cemevleri, ibadethanedir!”
Davayı 2015’te açan Kadıköy’deki Pir Sultan Abdal Kültür Derneği… Cemevi olarak işletilen dernek şubesi, ticarethane statüsünde kesilen elektrik faturasını ödememe kararı alıyor, haliyle elektrikleri bir süre sonra kesiliyor, mahkeme süreci başlıyor ve yaklaşık altı yıl sonra mahkeme, cemevinin elektrik şirketine borcu olmadığını, çünkü bu yerin bir “ibadethane” olduğunu karar metnine yazıyor… İşin ilginç yanı, bundan bir ay evvel hükümet, cemevlerinin de içinde bulunduğu dernek ve vakıfların, elektrik faturalarının artık “ticarethane” statüsünde değil, daha düşük bir tarifeden kesilmesi yönünde bir karar almıştı. Hükümetin kararı indirime odaklı ve o kararda cemevi, ibadethane değil, dernekti… Oysa mahkemenin mezkûr kararı, indirime değil, bindirime odaklı… Yani cemevlerinin elektrik mevzuundaki durumunu yanlış tarife üzerinden kıyas vahidine vurmakla beraber, bir de cemevlerine “ibadethane” vasfı tavsif etmiş… İşin içinde indirim bahanesiyle toplumsal kaosa mikser tutucu bir hinlik mi, yoksa mahkemece iş bilmezlikten kaynaklı ıstılahi bir sakarlık mı var, şimdilik bilmiyoruz… Ama davacı Alevî Derneği, mahkeme kararından bir emsaliyet durumu çıkarmakta gecikmedi tabi… Şimdi bu emsalliği genele teşmilin peşine düşecekler… Alevilik ile İslam’ın arasına aşılmaz bariyerler yerleştirmek için “CAMİ, KİLİSE, HAVRA” kelimelerinin yanına, onlarla eş statüde “CEMEVİ” yazdırmak… Emel, alenen söylendiği şekliyle bu…
Olayın seyri, nereye gider, cemevlerinin ibadethane olma mevzuundaki vaziyet, bu olayın dışında başka hamlelerle emeline kavuşur mu bilmeyiz; ama kavuşturulduğunda, devletin Alevîlere kucak açmış gibi olacak olmasına karşılık, gerçekte dirsek vurup kendinden daha da öteye iteklemiş gibi olacağını şimdiden kaydedelim…
İran’dan Almanya’ya, Batı’dan dinin tam dışına çıkmış Alevilik, Doğu’dan ise dinin güya içinde kalarak dinin dışına çıkmış Alevilik, iki müşahhas ve mücerret bir kıskaç halinde bünyemizi kıstırmak için kollarken, esas Türkiye’de tebliğ ve telkin yoluyla Alevi vatandaşlara gösterilmesi gereken irfan ve ilim rehberliği nerededir?
Biz kaydedelim:
- Laisizm isimli ömürlük iznini kullanmak üzere, Seküleristan isimli bir tatil beldesindedir!