İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Ne demişti?
“Üniversitelerin etrafında kurulu apart evleri, neredeyse fuhuş evi gibi kullanılmakta!”
Peki, bu cümleyi nasıl duymak işlerine geldi?
“Üniversiteler, fuhuş yuvası oldu!”
Hemen ardından, hem hükümet hem muhalefet kanadı, iki kafa tek kulak halinde eyledikleri ittifakla O’nu lince girişti… Hem de sahteden ne duygular kasarak, kendilerine mahallenin namusunu koruyan bıçkın delikanlı süsü vererek…
Oysa o delikanlı onlar değil, O idi!
Herkeslerin ıslık çalıp tavana baktıkları yerde O, laf atan bir serseri edasıyla değil, kahreden bir baba şefkatiyle olanı haykırmış, Anadolu kızı için irfan ocağı olmak iddiasındaki kurumların etrafında, Anadolu kızı için kurulan tuzakları ifşa etmişti…
İşte Anadolu irfanı tam da bu sebeple O’na sahip çıkmış, hatta hükümet kanadında lincin başını çeken bazı tipler de gördükleri tepkiyle linç viteslerini sessiz sedasız “R”ye takıvermişlerdi…
Evet; Prof. Ebubekir Sofuoğlu Hoca’dan bahsediyoruz…
Hem de şu vesileyle:
-Herkeslerin bal gibi bildiği halde umursamadığı, bu sebeple de kör kaldığı bir hususa irfan projektörü tutan Ebubekir Hoca’ya, söylemediği sözler sebebiyle 7.5 ay hapis cezası verdiler!
Kimler peki?
Baksanız, Mahkeme…
Ama siz olanı, “mahkeme+hâkim+kanun= karar” gibi rutin bir formülasyona vurarak anlamayın, manzarayı kuru kuruya bir fikir nazarıyla izlemeyin…
Ortada “mahkeme+ x + hâkim + kanun+ y= ibretlik karar” gibi rutin dışı, “x-y” gibi bilinmezleri olan bir formilasyon ve kimi yerleri gölgeli bir manzara vardır…
Şöyle ki…
Normalde ceza ebadı bu gibi olan davalarda hâkim kararı verir, sonra sanığa “HGB istiyor musun?” diye sorar, böylece eğer sanık isterse cezayı verip hükmü açıklamayacağını, beş yıllık bir tecile tabi tutacağını, eğer istemezse de verilen cezaya itiraz için hukuk yolunun açık olduğunu tebliğ eder…
Burada da, HGB isteyip istenmediği kısmına kadar her şey rutin gelişmiş, Ebubekir Hoca da suçlu olmadığına emin olduğundan HGB’yi kabul etmemiş, yani 7.5 aylık cezaya itiraz edeceğini mahkemeye bildirmiş ama işte tam bu noktadan sonra hâkim “İster iste, ister isteme, verdim gitti!” gibi bir oldubitti tavrıyla 7.5 aylık cezaya HGB uygulamış, böylece cezaya itiraz için hukuk yolunu da kapamıştır!
Peki, böylece ne olmuştur?
Biz kaydedelim:
-Üniversiteler hinterlandında gelişebilecek her türlü “fuhuş atraksiyonu”, Anadolu hinterlandında bunu dile getirip itiraz eden her türlü “milli reflekse” karşı eline mahkeme kararı gibi sağlam bir koz geçirmiştir!
Yani artık misal, üniversitenin meydan yerinde Manokyan’ın hortlağına “vergi levhasız” bir işletme kurulacak olsa, içinden “Neuzubillah” çekmek dışında kimselerin olana bir çift lafla da olsa itirazı mümkün olmayacak, bunu mümkün kılacak her vicdan ve insaf sahibinin diline 7.5 ayarlı bir kilit vurulacak!
Bunları; on yılı lisans, üç yılı da yüksek lisans olmak kaydıyla, üniversite hayatı bîfiil on üç yıl süren; bu süre zarfında Anadolu kızına üniversite bağlamında kurulan tuzakları Ebubekir Sofuoğlu Hoca’nın bahsettiğinin çok fevkinde olarak gören, bunu ıslık çalıp tavana bakarak karşılamayan, bizzat fiilî müdahale ile kovalayan ve hatta “fuhuş atraksiyonlarını” zarara uğrattığı için nice zararlara da uğrayan biri olarak kaydetmekteyim ki; kısanın kısası halinde özetini verdiğim bu sergüzeşt de benim için bir şereftir, “millî refleks”imin ihtizaza gelmesinden başka şey değildir!
Anlayacağınız Ebubekir Sofuoğlu Hoca üzerinden, milli refleks cihazımıza, hiç de rahmanî olmayan bir rot–balans ayarı çekilmiştir!
Yani beyim; anlamıyor değiliz!
Diyoruz ki:
-Prof. Ebubekir Sofuoğlu Hoca eğer “Üniversiteler komple fuhuş yuvasıdır!” dediyse, verilen 7.5 aylık ceza çok azdır, yok eğer böyle demediyse, verilen 7.5 aylık ceza neye muhal farzdır?
Onlar namına biz kaydedelim mi:
-Bu ülkede isteyen, istediği yerde, istediği kişiyle, istediği işi, istediği saatte görür, anlayınız! Muhalfarz, bir daha kimin kimle ne şekilde münasebetine din, ahlak, namus namına eleştiri getirirseniz, size ancak bela, tedip ve gadap üleştiririz, biliniz!
7.5 aylık ceza, yatarı kalkarı olmayan sembolik bir cezadır ama yatarı kalkarı açısından değil, belirttiği delalet açısından bu 7.5 aylık ceza, bu vatandan ruhumuzu tam def etmek isteyenler için sembolik bir müebbettir!
Ya, aleyhimize tahakkuku için sembol sembol ilerletilen hakiki müebbet? Onu sezemiyor muyuz ne?
Seziyor muyuz, seziyorsak niye susuyoruz, niye?