"Adına Allah Denilen" mi?!

Yazan: 08 Nisan 2021 1770

Hangi ilim zirvesine çıkarsa çıksın, hangi kütüphaneyi kafasına doldurursa doldursun, hangi akademik unvanları yakasına takarsa taksın, eğer bir kimse, doğru akaidden, muvazeneli itikaddan, mecburi ibadetten, konulmuş ölçüden, selim kalpten, derin aşktan nasibini almamışsa, şahsiyet bütününün bir yerlerinde tren dikizleyen bir öküz besler ve bu öküzü, tüm şahsiyetini kaplamadan evvel türlü vesileyle sahneye çıkarır…

Neyse geçelim… Gönüldaşlar, şöyle bir mesaj gösterdiler:

“Düşünülesi bir önerme: Dünyada insan kalmasa, ‘Tanrı’ ne olurdu? İyi düşünün; ödül-ceza sistemi işlevsiz, irade yok, takdir-temaşa yok, akıl-fikir yok... Tanrı(lar) ne olurdu? Benim varabileceğim sonuç: Gerçekte ‘Tanrı’ yoktur; ancak ‘Allah’tır var olan...”

Aklımıza hemen Abdulhakim Arvasî Hazretlerinin “Manasız sualin gereksiz cevabı olmaz!” hikmetini getirten bu mesaj, aslında manasız suale, manasız karşı sual halinde şöyle de yönlendirilebilir:

“Düşünülesi bir önerme: Kafanda beynin olmasa, sen ne olurdun? İyi düşün; yeme içme sistemin işlevsiz, iraden yok, bakma-görme fiilin askıda, aklın fikrin yok… Sen ne olurdun? Bizim varabileceğimiz sonuç: Gerçekte sen yoksun, ancak bir öküz ve karşısından geçen kara bir tren var…”

Durun daha, mesaj sahibinin, mesajını şerh için mesajına bir de eki var ki; felaket:

 “Evet, kelimeler kısıtlı olunca anlaşılmıyor, Allah ‘ilahların reddi’nin adıdır. Adına Allah denilen ‘ilah’ veya ‘tanrı’ya inanmak da dolayısıyla şirktir…”

Şimdi; Allah’ın Kuran’da kendisini “Şüphesiz ben Allah’ım! Benden başka ilah-tanrı yoktur!” (İnneni en’Allahu la ilahe illa ene  …-Taha-14) diye tanıtmasından girip, “adına Allah denilen” değil,  adına Allah diyenin bizzat Allah olduğundan çıkıp, aklına felsefe balesi, cüretine de laf ebeliği yaptırmanın ne menem bir öküzlük olduğunu bu kişiye göstermek isterdik ama aynı mesaj sahibinin, bambaşka bir gün ve bambaşka bir meselede paylaştığı şöyle bir mesajını da gördük ve ona katıldık:

“Bazı şeyler öyle kötüdür ki; onlar hakkında kelam etmek bile kötülük gibi olur. Ona kötü demek adeta kötülük kelimesini incitir. O nedenle inceliğini yitirmemiş olanların böylesi kötülüklere karşı cevap hep sükûttur... Ama o sükût, bin çığlıktan daha etkilidir…”

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi