Deniz Kıyısında Yürümek Yasaktır Yüzme Bilmeyene

Yazan: 09 Mayıs 2021 1586

İnsanın en mühim vazifelerinden biri okumaktır. Araştırmak ve öğrenmek ancak insan içindir. Kişi şer’i ve fenni ilimlerde mesafe alabilmek için okumalı, araştırmalı ve bunları (hakikatleri) diğer insanlarla paylaşmalıdır. Konuyu Alemlerin Efendisi’nin (s.a.v) şu hadisi, en net hatlarıyla izah etmekte:

“İlim tahsil etmek maksadıyla bir yola giden kimseye Allah Teâlâ cennet yollarından açar. Melekler, ilim tahsil edene karşı memnuniyetleri ve tevâzuları sebebiyle kanatlarını yere sererler. Göklerde ve yerde olan her şey, hatta su içindeki balıklar, âlim için Allah'tan rahmet diler. Âlimin, bilmeden ibadet eden kimseye üstünlüğü, on dördündeki ayın, görünen diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne altın ne de gümüş bırakmışlardır, onlar miras olarak sadece ilmi bırakmışlardır. Kim ilmi almışsa büyük ve değerli bir şey almış demektir.” (Ebû Davud, İlm, 1)

Fakat, günümüzde yanlış anlaşılan onlarca meseleden biri de maalesef ilim tedrisi mevzusu.

Problemin iki sacayağı var:

  • Her şeyi okumak hastalığı.
  • Her meselede fikir beyan etme küstahlığı. (Bütün ilimlerin uzmanı olmak!)

Giyeceği elbiseyi satın almadan evvel saatlerce araştıran, elli kere deneyen, yiyeceği yemeğe onlarca kriter koyup midesine girecek olan gıdanın en güzelini seçen insan, maalesef mevzu ilme ve kitaba geldiği zaman sanki çöp kutusuna malzeme taşır gibi ne bulursa içe atmakta. Kitabın ne kadar kıymetli bir hazine olduğunun sürekli altının çizildiği ve öneminin kavranmış gibi göründüğü günümüzde, her kitabın okunmaya değer olduğu ve okunması gerektiği gibi yanlış ve tehlikeli bir algı oturmuş durumda. Çuvallarla satılan, dünyanın bihaber olduğu dünya klasiği setleri; satıcının cebini doldurmaktan dahi aciz, fakat iddiası kişisel gelişim olan elli kuruşluk, iki liralık kitaplar, sosyal medyanın ve dahi kütüphanelerin bitki örtüsü haline gelmiş durumda. Tek problem bu değil tabi. İki defa duygusallaşanın psikolog, üç beş defa yanlışlıkla düşünmek durumunda kalmışların felsefeci olduğu günümüzde, şu haberi vermekten insan kendini alamıyor: “İlmin iffeti tasallut altında!”

a.i.k.1

Yaratılmışların en üstünü olan insan, her meselede en güzele layıktır. Bunda şüphe yok. Hele ki bahsi geçen şey, insan zihninin ve fikrinin ta kendisi iken, yanlış gıda takviyelerine başvurmak, insanın kendi eliyle kendisini beyin ölümüne terk etmesinden başka nedir?

Bahsi geçen problemlerin en profesyonel çözümü yine büyüklerde. Herhangi bir fenni ilim tahsili görülürken, bir uzmanın mentörlüğü şartsa, bunun gibi şeri ilimlerde de bir mutahassısın rehberliği elzemdir. Onun için her biri deryalar gibi derin olan bu ilimler, başıboş bir şekilde tahsil edilemez. Önce o ilmin gerekli altyapısının oluşturulması gerekir. Bunun yanında da herkesin her şeyi bilmesine hacet yok. Zaten kim buna teşebbüs etmişse günün sonunda her şeyden biraz bilip hiçbir şeyi tam bilememiştir.

Nasıl ki yüzme bilmeyenin deniz kenarında yürümesi tehlike arz eder, bunun gibi herkesin her şeyi bildiğini sandığı çağımızda da her biri deniz olan bu ilimler için önce yüzmeyi kavramak şarttır.  

İnsanın işine yarayacağı ilmi talep etmesi ve fayda devşireceği meseleler üzerine mesai harcaması, muhakkak öz saygının gereğidir. Bunun yanında talep ve tahsil edilen ilim hakkında bir şeyler söylemeden evvel, vukufiyetin ziyadeleştirilmesi de ilmin iffetinin gözetilmesinin gerekliliğidir.

Her şeyi okumak hastalığı ve her meselede fikir beyan etme küstahlığı, beraberinde insanın evvela kendine sonra etkilenene ve belki büsbütün cemiyete zarardan başka ne getirebilir?

O halde zihin tarlalarımıza güzel ekinler ekelim ki yemişi hoş olsun. İlim ve fikir envanterimizi, ilim ve fikir muharebesinde işimize yarayacak şeylerle dolduralım ki, Allah düşmanlarının karşısına tam teçhizat çıkabilelim. İlim kurşununu düşmanın bizzat kafasına sıkmaya yemin etmiş Anadolu çocuklarının kuru sıkı ile işi yoktur. Kuru sıkı ile ancak gürültü çıkarılır.

Buyurdular:

"Allah'ım, bana öğrettiklerinle beni faydalandır; bana fayda sağlayacak ilim öğret, ilmimi artır." (Tirmizî, Daavât, 128)

"Faydasız ilimden Allah'a sığınırım." (Tirmizî, Daavât, 68)

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi