İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Zamanında, sevdiğim bir insandan işittiğim, yakın zamanda da sıkça aklıma gelen bir sözle Bismillah diyelim yazıya...
Bahsettiğim insan bir kere sohbet sırasında hiddetlenerek “Ebu Cehil bile bunlardan daha samimi.” demişti. Onunla beraberken sıkça yaşadığım şaşkınlık hali, yine tahtına oturmuştu. Cahillerin babasından daha samimiyetsiz nasıl olunur, düşündüm biraz.
Mevzu şu:
Efendiler Efendisi’nin (s.a.v) davetine icabet etmeyen cahiller sürüsünün lideri Ebu Cehil, hayatını İslam düşmanlığına adamıştı. Fakat inanmış olduğu poşet dinine o kadar içten bağlıydı ki, aslında hak olduğuna inanmış olduğu dine (İslam) icabet etmemek için Efendiler Efendisi’ne, (s.a.v) her şeyimiz senin olsun ama putlarımıza karışma demişti. Servetini ve şöhretini tek seferde ruhsuz putlara feda edebilecek çapta küfründe samimi (!) olan bu adam, mesele, inanmış olduklarına veya inanmak istediklerine gelince zerre taviz vermeyen birine dönüşmüştü aniden. Hayatının sonuna kadar da cahilliği nispetinde küfründe samimi olarak yaşamıştı.
Haydaa…
Putlara inanmak ve sadakatten taviz vermemek. Saçmalıklar dininin saçma sapan putlarına inanmanın vecibelerini koşulsuz yerine getirmek. Putlara pazarlıksız inanmak!
Ebu Cehil (Allah’ın laneti üzerine olsun.) bir tarafa, diğer tarafta ondan yüzyıllar sonra yaşamış Allah’a mecburiyetten inanan insanlar sürüsüne bakalım. Bu insanların en ayırıcı vasfı şudur; herhangi bir kişinin İslam düşmanlığı, o kişinin nasılı hakkında bir ölçüt değildir onlar için. İslam’a savaş açmış herhangi biri, en alakasız ve kıytırık bir sebeple, oldukça muteber ve sevgili bir insan olabilir yani.
Örneğin;
Zındığın biri Efendiler Efendisi’ne (s.a.v) hakaret içeren sözler söylemiştir.
Ahmak kişi: “Ona bir şey diyemem. Şiirlerini okuyorum. Çok iyi bir şair.”
Başka bir meczup yine alaycı ifadelerle yaklaşmıştır büyüklerimize.
Ahmak kişi: “Allah affetsin. Fakat çok iyi piyano çalıyor be. Besteleri süper. Hem Türkiye’yi de temsil ediyor dünya çapında.”
Başka bir andaval, ömrünü İslam düşmanlığına adamıştır. Yapmış olduğu küfür hamleleri sadece kendisini bitirmekle kalmamış, koca bir milleti de ölüme sürüklemiştir.
Ahmak kişi: “Evet yapmış olduğu çalışmalar müspet değil. Fakat ben onun askeri ve siyasi zekasına hayranım. Bence örnek alınması gereken bir devlet adamı. Hatta deha!!!”
Belki çekindiğinden, belki korktuğundan, belki başka herhangi bir sebepten ötürü bu gibi İslam namusunu ilgilendiren meselelerin, asla kendilerine mesele olmadığı bu ahmak ve gafiller, kendilerini de hiçbir zaman küçük görmezler haşa! Onların bu namus ve şeref dışı kolpa söylemleri aslında güzel sanatlara olan saygısından kaynaklanıyordur. Yersen! Şiir üstadıdır da teknik açıdan ele alıyordur meseleyi ve hak dağıtıyordur hak sahiplerine hani. Yersen! Objektif ve akademik baktığı için siyasi ve idari meseleleri, inançlar dışında değerlendirir. Yersen! Piyanoda ses nereden çıkıyor bilmez. Fakat sanatı önemser ve sanat başlığı altında din, dil, ırk farkı gözetmez. Yersen!
Dahası, dahası, dahası…
Meseleyi fazla uzatmaya gerek yok. Bizim için tek kıstas İslam’dır. İslam’a mugayir herhangi bir söylemde veya eylemde bulunan ve bu tutumunda ısrarcı olan her kim ise, değil piyanist, şair, devlet adamı; isterse ana-babamız olsun, “Ama bizi onlar dünyaya getirdi.” demez, insanların ancak Allah adıyla girebileceği gönüllerimizden, kapı dışarı ederiz.
En içten selamlarımız, dostluğu ve düşmanlığı Allah için olanlara olsun.
En kalbi dualarımız, dostluğunda ve düşmanlığında samimi olanlara olsun.
Hak Teala bizleri, O'na mecburiyetten değil hakkıyla inananlardan eylesin.