İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
İnsan, hangi meseleye hayatını istinat ederse etsin, cemiyetle ve cemiyetin, kendi gönül müntehasında şahsiyet bütünlüğünü muhafaza ettiği, asgari müştereklerle yekpareleştiği cenahla kaimdir, daimdir ve mezkûr zümreyle münasebeti, sosyal yaşamının mihenk taşını ifade eder.
Sosyal yaşam, ömrün muayyen merhalelerine kadar bir temel yaşam ihtiyacıdır. Yeni doğan bebeklerin, farklı insanlara muhatap olamadığı takdirde hayatını sürdürememesi buna misal teşkil eder. Ta ki bu ihtiyaç; insanın, kendi hayatını asgari şartlarda idame ettirebileceği merhaleden itibaren, maddi değil manevi bir levazımata inkılap eder.
Her toplumun, her zümrenin, her cenahın, her cemiyetin ve hatta her güruhun kendine münhasır içtimai münasebet kaideleri ve minvalleri mevcuttur. Bu topluluk varyasyonlarına; aynı gayeye iştirak eden ve aynı ideale ufkunu dikmiş toplumlar da dâhildir.
Bu evsafta zümrelerin içindeki sosyal yaşamın en temel unsuru insanın insanla olan ünsiyeti ve iltisakıdır ve bu bağ emvai çeşit isimle tesmiye edilebilir.
Bir insan hangi maksada matuf bir yola çıkarsa çıksın; ona muharrik kuvvet ve motivasyon kaynağı olan ideali olmakla birlikte bu ideali paylaşan hemdemidir. İdealinde ve idealinin icap ettirdiği tefekkür havsalasının ideolojik formasyonunda ne kadar derinleşirse insan, birbirine yakınlaşır.
“Komünistin hususi hayatı yoktur!”diyen Lenin’e bu mutlak hakikatin kısmi tecellisi nasip olmuştur diyebiliriz. Ve yahut “Savaşa ister vatan sevgisi ister meşru şiddet maksadıyla gir; savaş esnasında arkadaşın için dövüşürsün.”diyen “2 Guns” filmi karakteri; senaristin eliyle bu kısmi hakikati terennüm eder.
Mutlak Hakikat Allah Teâlâ ve onun muradı ise bu hususta meselenin özü ve aslan payı Müslümanlardadır. ”Hubbu Fillah, Buğzu Fillah” kaidesi hikmeti, mutlak hakikatin davacısı her insana aynı ufku ilka etmekle beraber gönüldaş ve kadim yoldaşa olan tavır ve münasebet usullerini, hayatın her kompartımanında olduğu gibi, tayin etmiştir.
“İman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe kâmil manada iman etmiş sayılmazsınız.” buyuran Efendimiz sav) az kelamla çok meram ifade etme meziyetiyle yine bizlere kutlu bir buyruk vazetmiştir.
Birbirimizi sevelim. Nasıl olur bu sevgi? Bu sevginin bedeli ve levazımatı nedir? Hangi minvalde tezahür eder? Bu gibi hususların ihata edilmesi bir mesuliyet olmakla beraber; mübarek davanın aynı usulde idame ettiricilerinin iddiasında olduğu icraati ifa edebilmek için başlıca umdelerden birisi olma keyfiyetini taşır.
Ortalama bir insana, kelimenin manasından azade bir vaziyette “Nasılsın?” demenin bile münafıklık alameti sayılacağını beyan eden nurdan yolun remz şahsiyetlerinden İmam Gazali (r.a) ;dünyada bize en çok benzemesi, aynı hissiyatı yürek duyularında en çok hissetmesi gereken gönüldaşların münasebet usulüne dair örnek olur kanaatindeyim.
“Bize meselesinin divaneleri lazım...” Diyor Üstad Necip Fazıl (r.a).Divane adam meselesinde benliğini yitirmiş adamdır. Seyyid Ahmet Arvasi Hoca’nın deyimiyle “Ülküsünde fani olmuş” adamdır. Aynı güneşe gözleri dikerek baş gözünü kör eden, aynı duygu yangınıyla yanıp eriyen haldaşın vazifesi birbirinde fani olmayla başlar. Mübarek davanın esrarlı lübbü tasavvufta da bu böyledir. Derviş; Bekabillah yolunda Fenafilihvan olmadan ileri merhaleye adım atamaz.
“Bir adamın ruhi muhtevasını kurtarmak; o adamla aynileşmek demektir!” diyen Ululemrimiz; beyan ettiği sembol şahsiyetle beraber bu ifade; şeytan hempalarının altın çağının yaşandığı bu tasallut devrinde, ruhumuzdaki ufunetleri de tesviye etmek maksadıyla sudur etmiş olabilir mi? Sırf Aleyhissalatu Vesselam Efendimiz (sav) yaptı diye bir fiil işlemek; kainatın numune-i imtisalinin meramını hazmetmeye çalışmaya, gayret göstermeye azmetmek noktasında yapılacak en sarih icraatlardandır. Bu hadise; bu hususa emsal olmaz mı?
Sevelim... Benzeyelim… Kâinatta tek kalsak bile dava azmini kaybetmemesini Cenab-ı Haktan niyaz ettiğim gönüldaşların ruhları halleşsin. Kibirden Allah’a sığınarak haykırıyoruz:
Kimse yok bizim gibi, biz bize benzeriz!