İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Servet TURGUT Reisin beş cilt ve 2500 sayfadan müteşekkil Necip Fazıl KISAKÜREK’ in eseri “Çöle İnen Nur” dan esinlenerek yazdığı ve Efendimizi tüm yönleriyle ele aldığı “GAYE İNSAN UFUK PEYGAMBER-Mukaddes Hayata Seyir-” eserini görünce elhamdülillah dedim. Bu eserin ve verilen mücadelenin ne anlama geldiğini bana öğretmişlerdi. Yine Necip Fazıl KISAKÜREK eserleri üzerinden ve yine Efendimizin hayatı üzerinden.
Şöyle ki…
Servet TUGUT Reis’in yıllar önce Gazi Üniversitesinde düzenlenmiş “Necip Fazıl KISAKÜREK Konferansı” vesilesi ile etkileyici bir konuşması vardı. Bu tertipte emeği geçen tüm gönüldaşlarımdan Allah razı olsun. Konferanstan birkaç yıl sonra internetten dinleme imkânı buldum ki, internet zeminine taşıyan gönüldaşlarımdan da ayrıca Allah razı olsun.
Bakınız Necip Fazıl KISAKÜREK yazmış. Reis Servet TURGUT takdim ve takdis etmiş. Gönüldaşlarım tertip etmiş. Yine gönüldaşlarım günümüz koşullarına uygun sunum yapıp ulaşılabilir hale getirmiş. Herkese ve her alana ihtiyaç var vesselam. Mücadelemiz görüleceği üzere her sahada ve her şekilde var olmaya devam ediyor.
Konudan uzaklaşmayalım…
Reis konferansın bir kesitinde Necip Fazıl KISAKÜREK için sadece iyi bir şair olarak bahsedilmek isteniyor. Bu şekilde dikkatleri şiirlerine toplayıp, şair olarak anılmasını sağlayarak diğer vasıflarından (mütefekkir) özellikle bahsedilmiyor demişti. Ve bu hususa konferansta özel yer vermişti. Bu vesileyle Necip Fazıl KISAKÜREK ’in şair olmanın dışında çok daha derin meselelere kafa yorduğunu o zaman öğrenmiştim. Hakikatimize musallat olanlar bakın işlerini ne inceliklerle ve ne kadar derinlerden işliyorlar.
Şöyle ki...
Bu konferansın verdiği şevkle Anadolulunun orta yerinden gelmiş ve herkesi Anadolulu gibi gören biri olarak Ankara Kızılay da Dost Kitabevine girdim. Kitabevlerinin kitapları ve yazarları seçerek sergilediğini o güne kadar hiç düşünmemiştim. Ailemde her Anadolulu gibi oku oğlum oku da ne olursa olsun oku derdi. Yani okumaya dikkat çekerlerdi fakat okunacak yazarı ve neşriyatı hiç ayırt etmemişlerdi. Bende tabii olarak en büyük kitapçıya girdim. Burada her türlü kitap olmalı dedim. Ankara da yeniydim o zamanlar.
Bir başka ayrıntı daha var bu hususta. Ankaralı olanlar bilirler devasa bir kitabevi burası. Birkaç kattan oluşuyor. Ve bir oda genişliğinde alanlarda, birkaç yerde zamanın meşhur yazarı Elif Şafak ın en tartışmalı eserlerinden biri sergileniyordu. Yani alacağın yoksa da al. Okuyacağın yoksa da oku der gibi. Gözünün içine soka soka satıyorlardı o anda.
Anadoluluğun tüm saflığı ile bu kitabevine girdim ve sordum. Necip Fazıl KISAKÜREK ’in “Çöle İnen Nur” adlı kitabı bulunur mu? Tezgâhtar beni tanımadı fakat Mütefekkiri ve eserleri çok iyi tanıdı. Net bir şekilde cevap verdi.
“Burada Necip Fazıl Kısakürek’in “Çile” şiir kitabı dışında başka kitabı bulunmaz.”
Aman Allahım…
Şu cürete bakın… Şu hadsizliğe bakın… Onlarca eseri olan bir mütefekkire bakışa bakın…
Bütün bu hadsizliğe birde Elif Şafak eklenince kafama balyozla vuruldu sanki…
Ve Reisin konferanstaki sözleri…
Anladım ki biz okursak daha çok şey yaparız. Anladım ki bizlerin okumasından korkuluyor. Bu Anadolu insanı eğer okursa fedailiğine fikri nakşederse dünya düzenini yeniden kurabilir.
Ve Reise hususi olarak teşekkür ediyorum ki. Allah ebeden razı olsun ondan. Bu alçaklara korktukları yerden cevap verdi. Sakındıkları eserlerden ilham alıp daha çok sakınacakları eser ortaya koydu.
“GAYE İNSAN UFUK PEYGAMBER-Mukaddes Hayata Seyir-”
“GAYE İNSAN UFUK PEYGAMBER-Mukaddes Hayata Seyir-” son satırları bizlere ve bize siz kimsiniz diyenlere…
Ha! Birde kitapsızlara…
“Ah O’nu sevmek ve ah bu sevginin tezahürü olarak O’na uymak hassası… Sen, ne emsalsiz bir kıymet ve sen, devrimizden ne kadar kaçaksın!
Utangacız…
Hayatı boyunca karpuz yemeyen, sebebini soranlaraysa: “Çünkü bana Allah Resulünün karpuzu nasıl yediğine dair bilgi ulaşmadı!”
Diye cevap veren alimin, mevkiinde bulunduğu burçtan utangacız…
O’na dair ne varsa hasretiz…
O’nu her şeyden çok sevmek, O’na her şeyden çok bağlı olmak, O’na her şeyden çok uymak…
Ve O’na gül denince, feryat ile ağlayan bülbüller kadar, hasretiz…
Ve dahi, liyakat değil, sadakat belirten bir keyfiyetle her dem ve mutlaka peşindeyiz;
-Biz Seriyyeyiz, Şari’nn (SAV) izindeyiz…
Aşk ile, ölümüne…”
Allahüme Salli Ala Seyidine M…d Ve Ala Ali Seyidine M…d