İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Şu an piyasadaki en yüksek Türk Lirası olan 200 liralık banknot, tedavüle girdiği 2009 yılında tam 133 Amerikan Doları ederken, şimdilerde (2023) sadece 7 Amerikan Doları etmektedir. Yani Türk Lirası’nın amiral gemisi mesabesindeki 200 Türk Lirası, 14 yılda kendisini oluşturan parçaların % 95’ini bir şekilde kaybetmiştir, ya aldığı isabetlerle parçalanmış, ya hırsız tayfalarca filikalara doldurulup götürülmüş, ya deniz nemince çürütülüp denize düşürülmüş, ya ambar dehlizlerindeki farelerce kemirilip öğütülmüş, şu olmuş, bu olmuş, her ne olmuşsa olmuş ama neticede matematiksel bir kesinlikle % 95 oranında yok olmuştur! Bunun da manası, artık Türk Lira donanmasının amiral gemisi mesabesindeki 200 TL’lik banknottan geriye, belki yelken direğine tekabül eden % 5’lik bir kısmının kalmış olmasıdır… Şimdi debdebeli iktisat denizinde millet, gene dipdiri düşman karşısındadır ama cümlesince amiral gemisi içinde değil, maatteessüf bütün cürmüne karşılık gelen kupkuru bir direğin üstündedir!
Peki, bu direkle bu milleti kimler baş başa bırakmıştır?
Bu sualin cevabını “Eksilenler bir yerlerde artanlardır!” hesabınca yapacak olsak ve tefekkürümüzü de gene gemi analojisi üzerinden yürütsek şöyle bir sonuca varmaz mıyız:
-Türk Lira donanmasının Amiral Gemisi mesabesindeki 200 TL’lik banknot, eğer denize indirildiği günden bu yana (14 yılda) % 95 oranında eksilmişse, bunu eksiltenler bu süre zarfında kendi gemi filosunu % 95 oranında arttıranların ta kendileridir!
Velhasıl; 200 TL’lik banknot elbette, 14 yıl evvel evinden artist yapılmak vaadiyle kaçırılan ama 14 yılın sonunda kara bahtına bir bitirimhanede karın tokluğuna konsomatrislik yapmak düşen bir kadın değildir, değildir ama kara bahtlı olmak yönünden onu öz be öz kader ortağıdır!
14 yıllık ağlatıcı bir sergüzeştte bu defa ne o kadına, ne 200 TL’lik banknota dair bir teşbih getirmeyecek ve onları kendi kulvarlarının “kötü yolu”na düşüren pezevenklerinden bahsetmeyeceğiz!