Ak Parti seçim zaferinin ardından, sakalı şalvarı sarığıyla yaşlıca bir zat, bir otobüsün üzerine çıkıyor ve ne halay, ne horon, ne zeybek, kalçasıyla yelpazeler çizmek suretiyle düpedüz dans ediyor… Mesele sosyal medya ile yayılınca da çıkıp:

“Normalde olmayacak hareketler dinimizde… Nefsimize uyduk…”

Diye açıklama yapıyor… Bu zat, şahsıyla önemsiz, bir kenara koyalım da, bu hadisede belirttiği mana yönünden önemine odaklanalım: Türkiye’de İslam davası, Müslüman Anadolu halkının umumi kitlesi açısından parti mücadelesine inhisar kılındığı gibi bu tesire artık, tarikat-cemaat mahfilleri de çekilmiştir… Otobüs üzerinde dans eden zatın dediği üzere normalde bu olmayacak bir iştir ve olması gereken şekliyse, tarikatsız-cemaatsiz-bilinçsiz kimselerin cehaletle parti zaferini dans ederek kutlaması ve bu onu, takke takıp sarık saracak bilinçteki tarikatli-cemaatli-bilinçli kimselerin kınayıp ikaz etmesi…

Sizce, fikirsiz olunca tarikatlı olmanın bile ne hale gelebileceğini, otobüs üstünün dans efsanesi bu adam üzerinden anlayabilir miyiz?