İngiliz Sömürge Bakanlığı mı, TOKİ mi?

Yazan: 05 Aralık 2022 1786

Daha fazla kazanma hırsının ülke şemailine attığı mimarî çizik ile bir gaspçının soyacağı kişiyi evvela bıçaklaması arasında bir fark yoktur. Ve dahi ülke mimarisinin, ur topakları halinde apartman apartman kabarması ile soylu bir milletin şahsiyet açışından krater krater çökmesi, eşgüdüm halinde gerçekleşen iki şeydir…

Maddede insanları balık istifi birbirine yaklaştırırken, manada onları fersah fersah uzaklaştırmanın şeytanî bir yolu sayılabilecek apartman vakıası, Toki elinde, çamur sıçramış bir kumaşı kavrayıp hepten çamura batırır gibi, tam öldürücü bir mimarlık kanserine tebdil olunmuştur.

Evet, artık asaletin kendisinden asla damıtılamayacağı bataklık bir şehir şemailine mahkûm kılınmış vaziyetteyiz… Bu mahkûmluğu pay-i taht özelinde fark edip “İstanbul’a ihanet ettik!” diyen devlet başının, aslında bütün bir Türkiye’ye ihanet ettiğini, harfli cümleli izah paragrafları anlatamaz da belki, mahallesiz silolar halinde sefer tasları gibi uzayan Toki blokları anlatabilir! İngiliz Sömürge Bakanlığı’ndan âlâ bir kibirle, şehirlerimizi istila etmiş, Toki blokları!

Olsun ama, nasılsa “Herkesi ev sahibi yaptık!” güzellemesinin hâlâ iş gördüğü bir sarsaklık devresindeyiz… Evet, herkes, şahsiyet kodesi gibi işleyen bir eve artık sahiptir ve bu sebeple herkes artık, şahsiyetimizi emen saklı bir efendiye de sahiptir!

Toki’nin baş çektiği, şehrin başını yemek ister gibi yatay değil dikey genişleme şehveti, zehirli mantar gibi her yerden bitiveren rezidanslar, ufku şehrin hudutlarından sitenin duvarları arasına çekilen mahkûm çocuklar, Sümerler ya da Hititler gibi Antik bir kavme dönüp kaybolmaya yüz tutan komşular, vatan kadar genişken Ortaçağ Avrupa’sının derebey şatoları ebadınca daraltılan millî dimağ, zayi edilen daha nice şuyumuz, buyumuz… Vatan ve millet için üzerinde tek bir hane bulunan eskinin küçücük arsası, idam sandalyesi kılınmış ve bu sandalyeye apartmanlaşma temayülünün cellâdı tekmeyi, aynı arsadan kırk daire çıkarma şehvetiyle vurmuştur, vurmaktadır, “İstanbul’a ihanet ettik” itiraflarının eşliği altında daha da vuracaktır! Bugün bütün vatan, kendisini hem yöneten, hem bu yarasını gören, hem de bu yaraya merhem çalmak yerine tuz basan yöneticiler elinde, kendisini hem doğuran hem de acıkınca yiyen timsahların dişinde gibidir!

Ne kadar yansak azdır, zira boyunu en fazla ikinci kata kadar kaldıran cumbalı evlerdeki hürriyetimiz öleli çok olmuştur ve burnunu bulutların içine kadar sokucu apartmanlardaki esaretimiz doğalı da çok olmuştur, yaşamaya devam ettikçe de günden güne daha bir derinleşmektedir!

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi