Harf İnkılâbına Çattı ve Kaçtı...

Yazan: 01 Kasım 2022 2229

Yıllar evvel, bir gönüldaş ile ıssız mı ıssız bir bozkır ortasında, bir buğday tarlasının kıyısında, gelip gelmeyeceği belli olmayan bir köy minibüsü bekliyorduk… Ben, uçsuz bucaksız kuraklıkları mesafeler boyunca süzerken, gönüldaşım da buğday başakları arasından yalnız başı görünen bir köpeğe takılıyor, can sıkıntısından küçük taşlarla köpeğin dikkatini çekmeye çalışıyordu…

-Yapma!

Dedim… Güldü ve benim de çok ciddi olmayan söyleşiden yüz bularak yapmaya devam etti.

-Yapma yav!

Dedim, daha da güldü ve gene yaptı. Bilmem, yaptığı işi ona kaçıncı kez yapmamasını söylemiştim ki, aman Allah’ım o an, telgrafın tellerinden sapan taşıyla kalkan binlerce karga gibi, mezkûr buğday tarlasından onlarca köpek bir anda baş doğrulttu ve üzerimize doğru hışımla koşmaya başladı. Meğer, buğday başakları arasından görünen tek bir köpek, nazarlıkmış ve asıl köpek sürüsü, başak köklerinin dibinde yatmaktaymış…

Cesaretine her manasıyla kefil olduğum gönüldaşım, o esnada tarlaya benden en az on metre daha yakındı ama anlık bir refleksle üzerimize doğru koşan köpeklerden kaçarken, yanımdan rüzgâr gibi geçti. Ben de kaçmaya yeltendim, hatta üç beş metre koştum ama sonra köpeklerden birini, baldırımı arkasından kafasını yan çevirerek ısırmaya çalışırken gördüm. Köpeklerden kaçamayacağımı anlamıştım. Bu sebeple dönüp dövüşmeye karar verdim. Döndüm ve köpeklere doğru ilk hamlede bulunmamla beraber, sürüsüyle beraber bütün köpekler durdu, seslerini kestiler ve hepsi, başak gölgesindeki yerlerine yollandılar…

Bu hadise nereden mi geldi aklıma?

Ak Parti gediklisi ve Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın, Harf İnkılâbını eleştirisiyle başlayan kakafoni vesilesiyle… Kakafoniyi çıkaran güruha zaten diyecek sözümüz yok… Sözümüz, bu kakafoninin yattığı yere taş atan, orada yatanları sürüsüyle hücuma geçiren, sonra jet hızıyla olay yerinden uzaklaşan ve keskin dişlere sadece Müslüman Anadolu halkının baldırlarını muhatap tutanlara…

Mahir Bey, madem meseleyi açtınız, üzerimize köpekler çullanırken olay yerinden ne diye jet hızıyla kaçıyor, elinizdeki onca imkân ve sizinle-bizimle aynı fikirdeki sayısız akademisyen-fikir adamını ne diye organize etmiyor, baldırlarımızı dişleyip duran bu güruha ne diye gerekli cevapları vermiyorsunuz?!

Ama boş…

20 yıldır yapılan iş, nohut büyüklüğündeki taşlar ve onbaşı kültürlü başlarla, küfür köpeklerini kızdırmak ve sonra bu kızgınlığı, aynı köpeklerin Müslüman Anadolu üzerine boşaltmasını izlemek… 20 yıldır, taşları atanlar, köpekler mevkiinden kalkınca, jet hızıyla olay yerinden uzaklaşmaktalar…  Ak Parti de şimdi Mahir Ünal mevzuunda, sözlerinin yanlış anlaşıldığı hususunda kediler gibi mırıldayıp duruyor. Tabi azgın güruhun, Mahir Ünal vesilesiyle derin ve gerçek Müslümanlık ile Müslümanların tümüne küfredişine eşlik ederek!

Yıllar evvel köpek galeyanından jet hızıyla kaçan gönüldaşımız, köpeklerle kavga olacağını anlayınca dönmüştü… Sizce, Müslüman Anadolu’nun mana köpekleriyle asrı aşkın süredir devam eden kavgasına, bu köpekleri yalan yere kızdıran muhafazakârlar şimdilerde iştirak edecek mi?

Nerdeee…

Onlar için kavga, can sıkıntısından buğday tarlasındaki tek bir köpeğe nohut büyüklüğünde taşlar atmak ve sonra köpekler sürüsüyle hücuma geçerken, köpeklerden ne kadar hızlı koştuğunu göstermekten ibaret…

Bugünlerde, baldırları sızlayanlar bizi çok iyi anlar…

Yıllardır yap yap dediklerimizi yapmayan Ak Parti idaresi, yıllardır yapma yapma dediklerimizi yapmakta ve bu da namımıza, yirmi yıllık bir köpek hışmı şeklinde birikmektedir…

Nasılsa bizim, yani Müslüman Anadolu’nun, hışmedile hışmedilene bitmeyen dev bir kahır sinesi vardır! Bu sine kahırdan eriyip tükendiğinde belki de, köpekleri hışmedecek sahici bir idare de, öfkeden tepeleşmiş bir sine halinde gelecektir… Kim bilir?

NOT: Bu yazı yazıldıktan bir hafta sonra, bu yazının yazılmasına vesile olan Mahir Ünal, Ak Parti’deki görevinden affını istedi ve kaçtı. Yazının, bir hafta önce yazıldığında da başlığının “Harf İnkılâbına Çattı ve Kaçtı” olduğunu bilmenizi isteriz. Yani bu başlık, Mahir Ünal, kelimenin hakiki manasıyla kaçınca koyulmadı…

 Diyeceğimiz odur ki; biz meselelere ne şunun ne bunun, ne şöyle ne böyle bir menfaatin, ne partinin ne pırtının hesabıyla değil, bir mutlak’ın nispetiyle baktığımız için, hadiseler içindeki ciğeri görebiliyor, bu hadiselerin muhasebesini ulvi ve yürütücü bir fikrin haysiyetiyle tartabiliyoruz. Evet, Mahir Ünal, yazıdaki kıyasımıza göre köpeklere, ne onları korkutmak, ne de onları sindirmek için değil, zevk olsun, laf olsun torba dolsun diye nohut iriliğinde taşlar atmıştır, onları ürkütmüş, en sonunda sürüsüyle saldırıya geçirmiş, köpek saldırısına takiben kaçmış, ilk korkuyu atlattıktan sonra köpeklere karşı müdafaa için dönüş yapacağına daha da kaçmış ve hatta, bu son istifa hamlesiyle köpeklerin safına bile geçmiştir… Köpek misalimizin, asla hakaret kastı taşımaksızın ve sadece yaşanan bir hadise üzerinden kıyas vahidi kurmak için olduğunu tekrar kaydedelim ve son açıklamasında Harf İnkılâbını yapan Mustafa Kemal’i gönül tahtına yerleştirip “Onun bize bıraktığı Cumhuriyet, her dem kendini yenileyen coşkun bir nehir olmalıdır!” gibi de bir 23 Nisan çocuğu ağzı kullanan Mahir Ünal’ın, aynı açıklamada kendisini, tam da Mustafa Kemal’in kelimeleriyle “Cumhuriyetin fikri hür, irfanı hür bir evladı” olarak takdim edişini de derin ve gerçek müminlerin nazarlarına sunalım…

Dikkat ediniz; Mahir Ünal’ın yarım ağızla ettiği laf ile sürü saldırısına geçen köpekler, ilk günden beri saldırıyorlar ve şimdi de saldırmaya devam ediyorlar… Bu da, çekirdeğini oluşturduğu yirmi yıllık Ak Parti toplam icraatı namına, ilahi muhakeme divanına sunulacak bir şey…

Öyle ya; köpeklere oyun oynamak kastıyla taş atanların ettikleri aymazlık, kendilerinin değil, derin ve gerçek müminlerin baldırlarında köpek ısırıkları bırakmaktadır! Yirmi yıldan bu yana, bu böyle… Öyle olmasaydı, yirmi yıldan bu yana köpekler salınık, mümin diller bağlı olmazdı…

Ey baldırları sızlayanlar, söyleyin Allah aşkına!

Köpekler hâlâ niye salınıktır ve dilleriniz niye hâlâ bağlıdır!

Bir daha söyleyin Allah aşkına, Harf İnkılâbını bile ilmî ve entelektüel bir bağlamda tartıştırmayan Kemalist jakobenizm bugün hâlâ dipdiriyse, sakın bu, 20 yıldan bu yana sütünüz ve ekmeğinizle aslan beslediğinizi zannederken aslında, sansar beslemiş olmanızdan kaynaklanmasın?!

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi