Gerizekâlılık ile ileriimansızlık, birleşip yekpâre olsa, ne olur bir hayal etmeye çalışın! Ama güç olacağından hayalini bırakın, pratik bir göz çabukluğuyla şöyle bir etrafınıza bakın ve bu eksantrik formüllü ucubenin ne olabileceğini görün!

“Şahitliğimiz odur ki…” dediğimiz yerde bunu “Şehidimiz odur ki…” diye duyan, iman ile ameli, küfür ile günahı bile ayırt edemeyici idrak ve izan perişanlıklarına rağmen, Allah’ın bütün alemleri kuşatmış rahmetine sığınma vaziyetimizi sanki de küfre af, imansızlığa cennet, cinayete de hoşgörü diliyormuşuz gibi yansıtan, bunu yaparken de rahmete matuf bir hisle değil, politik bir menfaat hissiyle hareket eden bir güruh, işte ekser kısmı birer tuğla olarak “gerizekâlı+ileriimansız insan hisarı”nın gerçek münşiidirler!

Elbette biz her hamlemizde şu-bu ne der diye değil, “Allah ne der?” keyfiyetiyle hareket etmekten imtina etmeyeceğiz ve bize, meclisimizdeki vaziyeti ile ömründeki son akıbeti zıt düşmüş, böyle olduğu için de ciğerlerimizi büzmüş bir dosta, her halükârda dost vazifesini icra ettiğimiz için küfredenlere perva etmeyeceğiz! Cinneti, ennihayetinde kendisine karşı da cinayetle neticelenen bir insanın yaptığını, biz dahil kim savunabilir ki zaten! Hani, buyurun, bunu savunduğumuza dair bir iz, bir işaret, nerede var! Maksadı mutlaka politik hesaplaşma ile feminal duyar terörizmini köpürtmek olan aptallara faydası yok ama izan sahiplerine lazım olur diye tek tek sayalım:

-İntihar da etse kişi, Allah’ın affına ısmarlanabilir! Böylece ölmüş birinin cesedine “Aklın başında mıydı?” diye sorma şansı kimde vardır ki? Olmadığından da zaten İslam hem bu payı kullanır, hem de büyük, çok büyük günah olduğu halde “küfür” olmayan bu eylemin cezasını, kendilerine rahmet dilenmeyecek kâfirlerinkiyle bir tutmaz! Gerizekâlı-İlerimansız tiplerin, bize bin bir küfürle beraber kondurmak istediği melanet işte, aslında kendi ciğerlerine yapışık olarak, bu…

-Biz, bize ait şahitlikten bahsediyoruz… Bizim meclisimizdeyken, bizim şahitliğimiz (Gerizekâlı-İleriimansızlar iyi okusun, şehitlik değil, şahitlik!) ahlâklı, namazlı, içkisiz, yiğit bir Anadolu çocuğu oluşunadır! Tekrara lüzum var mı? Bizim meclisimizde zaten ahlâksızlığa geçit yoktur, bizim meclisimizde namazlar kılınır, ahlâklı olunur, kadına zulüm akıllardan bile geçirilmez, akıldan geçirilip de eyleme döküldüğünde, alenileştiği ilk andan itibaren hep beraber eyleme kalkılır ve bu zulme engel olunur, bizim meclisimizde içki içilmez, içene müsaade edilmez, ısrar edene usulünce kapı gösterilir! Biz, Allah indinde, bize ait şahitlikten bahsediyoruz…

-Biz, sadece Allah’ın rahmetine güven addeden ve ciğer yakıcı bir hadisenin ilânı sadedinde bir mesaj paylaştık! Sonuna kadar mesajımızın arkasındayız! Kimseden perva edecek halimiz yok… Hem niye edelim ki; ne yaptığımızı ve yaptığımız şeyde bir yanlışlık olmadığını biliyoruz, dahası bize bu vesileyle küfredenlerin ekser kısmı, zaten Allah’a ve Resulü’ne de mütemadiyen küfreden kimselerdir ve hatta vaziyet öyledir ki, bize küfredenlerin küfretme platformundaki diğer paylaşımlarına bakıldığında habis gaye kendisini zaten ele vermektedir…

-Son söz sadedinde… Sırtlanlar üşüşecek diye aslanlıktan düşülmez, düşen aslan olmaz, aslan kalmaz, kalamaz… Yalnız bu değil, her meselede de böyle… Bu meselede de muradımızı ve vaziyetimizi çarpıtıp, buradan “dinci, siyasal İslamcı, milliyetçi, köpekçi” gibi kendi mucidi oldukları habis tabirlerle üzerimize gelip küfredenlere tek cevabımız, kelimesiz vasfıyla tek bir ünlemden ibarettir:

-Hoşşt!

Sayısı çok az olan ve yanlış anlayışla, hakaret ve küfre başvurmaksızın laf edenlere zaten sitemimiz yoktur ve zaten bu kısa izah da, olanın ne olduğunu bilsinler diye onlar içindir…

Tekraren: Başta biz, Rabbimizin af ve mağfiretine muhtaç olmayan kim vardır ki?

Zaten af ve mağfiret de en çok, günahkârlar için değil midir?