İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Bazı Aleviler kendilerini Müslüman saymaz… Bazı Müslümanlar da Alevileri Müslüman saymaz… Bu “bazılar” bir yana, bu husus mevzuunda bir “bazısı” var ki; o da, Alevilerin “Müslüman mı, Müslüman değil mi?” mevzuundaki bu alacalı bulacalı vaziyetini, Alevilerin yalnız Müslüman olmamakla kalmayıp aynı zamanda Müslümanlığa düşman da oldukları bir vasata doğru itekleyip durur…
Bazısı dediysek, hususun türlü türlü bazısını, hem de kaydettiğimiz niyet etrafında cem eden bu “bazısı” elbette CHP’den başkası değil…
Zira CHP için Aleviler, laik yaşam ve laik idarenin teminatı olmaktan başka, Türkiye’nin bütün bütün İslamîleşme ihtimaline karşı aynı zamanda kilerinde tuttuğu potansiyel bir Şahkulu, bir Celalî ayaklanmasıdır ve bu potansiyelliğin istenilen aktivasyonu için lazım olan şey de, Alevilerin kendilerini tam manasıyla Müslüman hissetmemeleri, kendilerini tam manasıyla Müslüman hissetmemekten başka bir de, Müslümanlık tarafından kendilerine her dem asimilasyon ve baskı uygulanmaktaymış gibi bir hissi her an tahassüs etmeleridir. Bunun da en hassas ve kronikleştirilmek istenen hususu, cami ve cem evinin, ibadethane kabul edilip edilmemek üzerinden kıyası… Hani, iş istenilen noktaya iteklenirken mahyalaştırılmaya çalışılan cümle şu:
“Müslümanların camisi, ibadethane hükmündedir de, Alevilerin cemevi, ne diye ibadethane hükmünde değildir?”
İçinde, Aleviliğe, Müslümanlık, Yahudilik, Hristiyanlık gibi hususi din, cemevine de, tıpkı cami, sinagog, kilise gibi bu dinin bir ibadethanesi imajı vermek şeklindeki sinsi niyeti de taşıyan bu cümle, her devir, dolaptan tenceresiyle indirilip ısıtılan, ısıtıldıktan sonra da bir miktar yedirilen ama bir türlü istenen etkiyi göstermeyen, göstermediği gibi bir türlü de tükenmeyen, tükenmediği için de yeniden yedirilmek üzere dolaba kaldırılan zehirli bir dalâlet yemeğidir ve işte onu da en çok memleketin sindirim sistemine, Aleviliği kendi arka lokantası gibi konumlamış CHP servis etmektedir…
Varlık sebebi, bütün Türkiye’nin, İslam’dan tam azade ve büsbütün din dışı laik bir vasata getirilmesi olan CHP, Dersim katliamı gibi bir Alevi kırımına rağmen Aleviliği cebinde, kendisine baştan verilmiş bir hibe sermayesi gibi bulmuş, hatta Alevileri, laiklik ile kimlik bunalımları tam felaha ermiş Sabatay kitlesi ile bu emelde senkronize etmiş ve her ne zaman kendisinden başka bir idare Türkiye dümenine geçse bu iki kitleye “Laik yaşam tarzınıza müdahale edilecek! İslamcılar sizi kesecek!” diye nifak üflemiş, böylece Sabataycılara içten ve sinsi, Alevilere de dıştan ve yıkıcı roller biçmiş durmuştur…
Velhasıl; gerçek bir İslamî idare olsa, haklarında ancak tebliğ ve telkin yoluyla itikadî ve imanî rot ve balans ayarlamaları düşünülebilecek Alevileri, idrakine “İslam dışılıkları mikyasınca laiklik içiler!” diye yerleştiren CHP var oldukça Aleviler, fikrî, imanî, itikadî, irfanî, dimağî ve millî bakımlardan olmaları gereken yerde değil, olmamaları gereken yerde olmaya devam edecek…
Bizim, her dem ardında durduğumuz gösterge tezimiz de carî kalacak:
-Fikrî, imanî, itikadî, irfanî, dimağî ve millî hususlarda Türkiye vasatını ölçmek isteyip de zorluğu sebebiyle ölçemeyenler, Türkiye’de CHP’nin ne derece var olduğuna baksınlar ve beceremedikleri ölçümü böylece yapmış olsunlar!
Alevilik meselesi de dahil, sayısız nice meselede CHP, belirttiği kuvvetle ters orantılı olarak Türkiye için bir gösterge ibresidir!
CEMEVİ-CAMİ-CHP
CHP Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay, CHP’nin Alevilik mevzuundaki şeytanlığı sürdürdüğünü ama bu şeytanlıkta da kaliteden ciddi miktar düştüğünü göstermek ister gibi şöyle konuşmuş:
“Cemevi ibadethanedir! Caminin elektrik faturasını kim ödüyorsa, cemevinin de elektrik faturasını ödeyecek, nokta!”
Aklınca, camilerin elektrik faturasını ödeyen devleti, ayrımcılık yapmayıp “Alevilerin ibadethanesi” olan cemevlerinin de elektrik faturasını ödemeye davet ediyor, üstelik bunu, kendisi Napolyonmuş da, mevzu da savaşmış gibi ekâbir bir tavırla, cümlesini “Nokta!” ile sonlandırarak yapıyor…
Oysa farkında değildir ki; camilerin elektrik faturasını devlet değil, cami cemaati vatandaşlar ödemektedir!
Yani Engin Altay, cami-cemevi tartışmasında Alevileri gazlayayım derken, sarsak bir kaz vaziyetine düşmüştür…
Ha, mesele CHP olunca, sarsak kazlığın bir anda, savsak kazmalığa dönmeyeceğine ve Altay’ın bu defa:
“Tamam işte! Cami cemaati, cemevlerinin de elektrik faturasını ödesin demişim, ne var bunda!”
Demeyeceğine kimse garanti veremez…