İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
11 Eylül 2001’de İkiz Kule saldırıları gerçekleşti. ABD, 7 Ekim 2001’de Afganistan’a saldırdı ve işgal etti. Aynı yılın sonlarına doğru bir El-Kaide hücresinde, İkiz Kule saldırılarını gerçekleştiren eylemcilerden ikisine ait bir videokaset ele geçirdi. Videokaset, 18 Ocak 2000 tarihinde doldurulmuştu. Yani 11 Eylül 2001’den yaklaşık 20 ay önce… Kasette, saldırıları gerçekleştirenlerin ekip başı mevkiindeki Muhammed Atta ile Zaid Jerrah var idi. Tebessüm ederek yaptıkları konuşmaları herhangi bir ses olmadan kaydedilmiş, dudak okuma uzmanlarınca da dedikleri deşifre edilememişti. Buna rağmen anlaşılmaktaydı ki; vasiyetlerini okumaktaydılar… Yani ikisi de, 11 Eylül’de İkiz Kulelere saldıracaklarını bilmekte, videokasetini de şahadet konuşması yapmak üzere doldurmaktaydı…
Yukarıdaki pasajı, geniş bir 11 Eylül analizi yapmak üzere değil, sadece şunun için husule getirdik…
11 Eylül saldırılarından sonra ABD’nin, çizilen façasını kurtarmak için bizzat Pentagon’a ürettirdiği ve “ABD, ABD’de vurulamaz, vurulsa bile bunu ancak ABD yapabilir!” ana mesajlı komplo teorilerinin hıyarına, ellerinde çuval çuval tuz ile koşanların, bu komplo teorilerini lojiklerine alırken, Muhammet Atta ile Zaid Jerrah dahil 19 eylemciyi alışageldikleri üzere ve mutlaka yok saydıklarını göstermek ve bunu göstermek suretiyle de, komplo teorileriyle itminana ermiş huzurlarının kabasına esaslı bir cimcik atmak için…
Öyle ya; 11 Eylül hadisesini “bizzat ABD’nin kendisi bizzat ABD’ye” yaptıysa, aynı ABD, hayat hikâyeleri ve Müslüman kimlikleriyle tam 19 eylemciyi ne şekilde ve bizzat punduna getirmiş, matematiksel ihtimal hesaplarıyla muhale yakın bir zorluk belirten bu eylem senkronizasyonunu, hem ölmeye de ikna olacakları şekilde, varlıklı ve iyi eğitim almış bu 19 genç insan özelinde nasıl icraya dökebilmiştir?
Hele 11 Eylül saldırıları üzerinden 20 yıl, hem de nihayetinde Taliban’ın Afganistan’dan ABD’yi yüz geri ettirdiği halde geçmişken, hem bu 20 yıl fırlama bir garson gibi ABD’ye 20 yıllık adisyonu 8 trilyon dolar olarak kesmişken, ve dahi fırsat maliyetleriyle ABD’yi 8 trilyonun çok çok üstünde bir zarara sokan aynı 20 yıl, ABD DEVİ’nin iktisadî ahvalini, ABD DEVESİ’ne ait dengesiz bir iktisadî ahvale evirmişken ve hatta, asla kemer sıkmaya alışık olmayan ABD’ye kaçınılmaz kemer sıkma politikalarını işaret etmiş ve bunu da, ABD’nin bazı eyaletlerini ABD’den kopma noktasına getirebileceği ihtimalleri şekline sokmuşken, az evvel işaretlediğimiz ayrıntı, nasıl da esasa doğru esaslı ipucu verebilici bir mahiyet belirtmektedir, değil mi?
Şu cümlelere bir bakın…
“Senden kaçmadım elbet! Yapmam gerekeni yaptım ve bu sebeple sen, benimle gurur duymalısın! Kim olduğunu ve nereden geldiğini hiçbir zaman unutma… Başını dik tut! Seni bütün kalbimle seviyorum, bundan asla şüphen olmasın… Seni hep sevdim ve sonsuza dek de, seveceğim…”
Bu cümleler de nereden çıktı diyeceksiniz şimdi?
Arz edeyim…
11 Eylül eylemcilerinden az evvel mevzubahis ettiğimiz Zaid Jerrah’ın, imam nikâhıyla evlendiği Türk eşine 10 Eylül 2001’de posta edilen ama 11 Eylül saldırılarından çok sonra yerine ulaşan mektubundan…
Türk eşin ismi, Aysel Şengün… Kendisiyle yapılmış doyurucu bir röportaj var… Zaid Jerrah’ın, İslamî hayatı sonradan tercih edişi ve pilotluk eğitimine başlayışını doyurucu olarak anlatıyor. Tabi Aysel Şengün, eşi Jerrah’ın pilotluk eğitimini, yerleşecekleri Türkiye’de Türk Hava Yolları’nda pilotluk yapmak maksatlı olarak aldığını zannediyor. Diyoruz ya; 11 Eylül saldırıları olduktan belki bir ay sonra, mektup eline geçince anlıyor Aysel Şengün, Zaid Jerraf’ın saldırı eylemcilerinden biri olduğunu…
Bu da, komplo teorilerinin mayıştırıcı huzurunda saadetli kafa konforu yaşayanlara, öylesine dürtülmüş bir bilgi olsun…
Amman yahu…
Ne olursa olsun…
ABD, dünyaya irtikâp ettirdiği onca zulmüyle beraber yıkılsın da tek, eroinmanlara taş çıkartırcasına komploinman tipler de varsın, olup biteni el üstlerindeki enfiye çukuruna:
“Olmaz! ABD’yi, ancak ABD yıkabilir!”
Diye ufalayıp doldursun ve burun deliklerinden ta beyin loblarına kadar derin bir nefesle çekip huzura ersinler!
ABD yıkılsın da hani, yeter ki ABD yıksın!