Biz desek “İrtica konuşuyor!” der, kayda almazlar… Ama konuşan Dünya Sağlık Örgütü’dür ve dediği şudur:

-Şiddet olaylarının %50’si, trafik kazalarının %60’ı, tecavüzlerin %50’si, cinayetlerin %85’i, kadına şiddet olaylarının %70’i yaşanırken, failler alkollüdür…

Zaten mezkûr facialar yaşandıktan ve suçlar işlendikten sonra da en çok duyduğumuz fail ifadesi:

-Alkollüydüm hatırlamıyorum! Alkolün tesiriyle yaptım!

Değil midir? Hal böyleyken siz hiç, yaşanmış bir trafik kazası, tecavüz, cinayet ya da kadına şiddet hadisesinden sonra ortaya çıkıp:

-Alkol yasaklansın!

Diyeni duydunuz mu?

Ya da alkollüyken işlenmiş bir kadın cinayetinden sonra siz hiç, dikkatini Hatice’ye de, neticeye de değil, sebebe, yani alkole yönlendiren bir kadın kuruluşu gördünüz mü?

CHP’nin ya da Ak Parti’nin kadın birlikleri, birinciler imansızlık esasına aykırı olduğu için, ikinciler de cesaret bakiyelerinin yetersizliğinden ötürü asla “Alkol yasaklansın!” diyemezken, boşboğazlıkla ne çok şeyler söyler ve söyledikleriyle sosyolojik manada cinayet pastasının üzerine kremasını çekerler, asla çözüme odaklanmaz, böylece kadını öldüren bıçağın çeliğini bileylemiş, tabancanın şarjörünü doldurmuş olurlar…

Zira soldan ve sağdan tabi oldukları rejimin, kendine has iman esasları vardır, mesela alkol, bu iman esaslarından biridir, ona dokunulması, dokunulmasının teklif dahi edilmesi mümkün değildir, işte tam da bu sebeple, toplumdaki kaotik ortamın bataklığını kurutmak tedbirini akıllarından dahi geçirmez, ellerinde tahta kürekler, şehir halkının kafaları üzerinde sinek öldürücülüğü yapıp dururlar…

Onlar:

-Kadına şiddete hayır!

Diye diye sinek öldürücülüğü yaptıkça da, kadından ve erkekten müteşekkil toplum halkının kafaları, üzerlerine inen tahta küreklerle patlayıp durur…

Sahtekârlar…

Kadına gerçekten dost olsaydınız, alkolün gerçekten düşmanı olurdunuz!