İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Zonguldak’ta, temizlik işçisi bir baba… On dokuz yaşındaki kızı, sütüne uyku ilacı karıştırıyor ve sonra kırıştırmak üzere eve sevgilisini alıyor. Baba uyku ilacının tesiriyle uyurken de, yan tarafta sevgilisiyle şehvet ve zina güreşine tutuşuyor.
Öyle ki; babasından uyku kalktığı halde, o yatağından kalkmıyor ve sevgilisiyle anadan üryan yatmaya devam ediyor. Baba, sokakları süpürmek üzere evinden çıkarken, kapı önünde kendine ait olmayan bir erkek ayakkabısı görüyor. Tekrar içeri giriyor ve bakmak için odasının kapısını açtığında, kızıyla bir adamı çırılçıplak ve koyun koyuna görüyor.
Böyleyken kudurmuyor, bıçağı kapıp ikisini de doğramıyor, içi böyle bir durumda nasıl yanarsa öyle yanıyor ve kızını dışarıya çağırıyor. Bu manzaranın sebebini büzülmüş dudaklarıyla kızına sorarken de, kızından ukalaca cevaplar alıyor ve o an dayanamıyor ve kızına hepi topu bir tokat atıyor…
Ve sonra sokakları süpürmek ve süpürdükleriyle, yanan içinin ve yaşanan hadisenin üzerini örtmek üzere evinden çıkıyor…
Zonguldaklı temizlik işçisi babanın, içi yanmaya devam ededursun, hadiseyi örttüğünü zannettiği bir günde, kapısına polisler dayanıyor. Meğer kızı, tokadı yer yemez, Türkiye’nin Feministan’a dönmüş ahvalinden de cesaret alarak karakola gitmiş ve:
“Ben bile isteye yattığım halde, bana tokat attı!”
Diyerek babasından şikâyetçi olmuştur. Ve içi yanan baba iken, yaşanan piçliği örtmek için susan baba olmayı tercih eden adamın kahrına, şimdi bir de herkese reklam olmak belası ekleniyor. Yetmiyor, devlet, on dokuz yaşındaki kızı, babasının evinde çitileyen sevgiliye değil de, on dokuz yaşındaki kızına, kendisini kendi evinde çitilettiği için bir tokat atan babaya para cezası kesiyor… Daha da yetmiyor, “Darp izine rastlanmamıştır!” raporuna rağmen, kızın beyanını esas alarak üst sınırı beş yıl olmak kaydıyla babaya dava açıyor…
Daha yeni yaşanmış bu hadise, Türkiye’nin, ne Noel’e ne Eurovision’a, ne şuna ne buna, sadece ahlâk ve kültür yönünden batış hızında zirve adaylığı için bir misaldir. Çin Seddi’nden Viyana’ya, siyasî ve idari yönden silinse de, kokusu ve tesiriyle hala “Şanlı Türkistan” olmaya devam edegelen Türkiye, “Tam Porsiyon Kemalizm” damgalı 80 yılın üstüne, şimdi bir de “Yarım Porsiyon Dindarlık” damgalı 20 yıl ile beraber “Şanlı Türkistan” edasını köstebek deliklerine tıkma ve bir 20 yıl daha böyle devam ederse “Fistanlı Türkistan” olma yoluna girecektir.
Bu devrenin 20 yıllık devrinde, gökteki SİHA’lara baktırıp da, Zonguldaklı babanın başına gelen türden binlerce vakıaya karşı kayıtsız kalmaksa, her yönüyle ortada bir “Cambaza bak” oyunu sergilendiğine nişane olacaktır…
Anadolu kızına “Babanın döşüne yatak serip, sevgilinle orada fuhuş yapabilirsin!” diyen bir kanun kiminse, SİHA’lara baktıran ve bakanların ceplerini ahlâk, namus, kültür adına ne varsa boşaltanlar da onlardır…
İkâz ediyoruz…
Milli irfan, eğer kendisine:
“SİHA’lara bak!”
Diyenlere:
“Zonguldaklı temizlik işçisi babaya bak!”
Diye karşılık vermez ve düşmana göklerden itibaren gösterilen millî muvaffakiyetin şartını, yerlerdeki millî mukavemete bağlamazlarsa, vatanı Zonguldaklı babalarla dolduranlar, yarın SİHA’ları da yanlarına alıp bu millete toptan saldıracaklar…
Ruha yaslanamayan maddî kuvvet, ruhu da talan edecek maddî felakettir… Ruhsuz madde devleşmesinin ekâbirleri, bunun devleşmek değil, dehhameleşmek olduğunu gördüklerinde, milletin ruh ve madde kemoterapisiyle çoktan anası ağlatılmış ve daha da ağlatılacak demektir…