İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Milletin acılı sinesinden, devletin zirvesine, hatlar arası bir avazla ve bu avaz herkese merhem olsun diye sesleniyoruz:
Buraya toplanma vesilemizi biliyorsunuz… Mehmetçik, bizim için Anadolu ruhunun mücessem kalıbıdır. Bu kalıp olmadan, Anadolu olmaz ve Anadolu olmadan, millet olmaz…
O millet ki; gönül sofrasını, büze büze, kısalta kısalta bugünkü sınırlarına çekeli sadece bir asır olmuştur. Ama bu resmi bir ölçülendirmeye matuftur. Oysa resmi olmayan ölçülendirmeyle gönül soframızın bu sınırı, hala Yemen’e, Türkistan’a, Keşmir’e, Libya’ya, Kırım’a kadar serpilmektedir!
Bu kıymet hükmümüze tarih ve istikbal şahittir!
Bu kıymet hükmümüze, bu coğrafyalarda yaşananlar ve yaşadıklarıyla gözleri yaşaranlar şahittir!
Bu kıymet hükmümüze Allah şahittir!
Kaldı ki; sınır köylerimizden dama çıkınca, avlumuzu izler gibi gördüğümüz Halep, İdlib, Resulayn ve tüm Suriye sahası… Suriye sahası bu yanlarıyla, evimizin içidir, elimizin içidir, gönlümüzün içidir, gözümüzün içidir!
Bugün evimizin içi yanıyor, elimizin içi kanıyor, gönlümüzün içi kavruluyor ve gözümüzün içi ağlıyor!
Hele otuz üç Mehmetçiğin İdlib’de, Rus-İran-Esed rejimi ortaklığıyla şehit edilmesi, yüreğimizi adeta yakmıştır! Ama aynı zamanda öfkemizi kat be kat kabartmıştır!
Bu minvalde, hüzün ve öfke arası bir muvazeneyle haykırıyoruz:
An itibariyle Halep’ten Şam’a, İdlib’ten Lazkiye’ye bütün Suriye sahası, bizim için artık yad eller değil, başka eller değil, komşu iller değil, sırtlan Esed çetesi tarafından işgal edilmiş birer vatan toprağıdır…
Ve bu vatan toprakları tez elden özgürleştirilmelidir!
Ey Rus çarlarının köpeği, İran Kisralarının kapatmalığı, alçak, zalim, sünepe, pislik Esed ve onun içimizdeki yalayıcıları!
Himmetimizi yüksek tutuyor ve kelimeden mıhlarla size sesleniyoruz:
And olsun! İşgal altındaki Lazkiye’yi de kurtaracak ve bir buçuk milyon müslümanın intikamına sembol olsun diye Esed’in yaşarken kokuşmuş pis cesedini, yağlı bir direkte teşhir edeceğiz! And olsun!
Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbür gün mutlaka geleceğiz!
Rus köpeklerine Şamil olacağız, kasırga olup kopacağız ve geleceğiz!
İran ve Esed köpeklerine Yavuz olacağız, şimşek olup çakacağız ve geleceğiz!
İllaki geleceğiz ve illaki hakkınızdan geleceğiz!
Bir marşımızda dediğimiz üzere:
“Kan kusarken can Suriye
Niye gülsün ki Türkiye
Osman’dan kalan bakiye
Bitmez bitmez asla bitmez!
*
Halep ve Şam seni sordu
Hama Humus gönül koydu
Döner ise Altınordu
Küsmez küsmez asla küsmez!
*
Elbet bir gün döneceğiz
Zulme hesap soracağız
O güne dek gönül ağız
Susmaz susmaz asla susmaz!”
Susmayacağız, korkmayacağız ve Altınordu gölgeli bir heybette mutlaka geleceğiz ve mutlaka hakkınızdan geleceğiz!
Gönlümüzü söze ve düşmanımızı dize getirmek kastıyla bir de, Cumhurbaşkanımıza sesleniyoruz:
Sayın Cumhurbaşkanımız!
Ne olur, otuz üç Mehmetçiğimizin intikamı mevzuunda içimizdeki bir avuç Esed yanlısı ve onların çokça çıkan sesine itibar etmeyiniz!
Ardınızda koca bir tarih ve koca bir millet, ne olur, adım atarken, kalbi Esed sevgisiyle dolu Avanak Avni’den bozma tipiyle Kemal Kılıçtaroğlu’na ve avenelerine değil, bize bakın ve bu adımlarınızı sert ve tereddütsüz atın!
Her birimiz, birer şehit adayıyız! Emrinizdeyiz! Tek bir talimatla kimliklerimizi gömmeye ve düşmanın üzerine kasırga gibi boşalmaya hazırız!
Gerekirse 333, olmadı 3333, olmadı 33.333 şehit daha verelim ama 33 şehidimizin intikamını, bir buçuk milyon müslümanın intikamına şamil bir çapta alalım ve İdlib’ten vurduğumuz yumruğu, Lazkiye’den çıkaralım!
Nasrun minallahi ve fethen garibe… Allahu ekber!
SERİYYE VAKFI GENEL BAŞKANI
SERVET TURGUT