İlim, Fikir, Kültür ve Sanat Dergisi...
0539 924 64 98
editor@seriyyedergisi.org
Üstadımız Necip Fazıl Kısakürek, Demirel’e ait bir masonluk belgesini Büyük Doğu’da yayınlayınca, Demirel, Mason locasından aldığı ve üzerinde “Süleyman Demirel, üyemiz değildir!” yazılı belgeyi Adalet Partisi kongresinde okur, böylece kendini temize çıkarmaya kalkar ama yaptığı işin ne kadar manasız olduğunu gene Büyük Doğu’dan aldığı şu karşılıkla anlar:
“Sizin Mason olmadığınıza dair Mason Kulübü’nden belge almanız, iffetli bir kadının randevu evinden, orayla münasebeti olmadığına dair vesika almasından farksızdır ve masonlukla münasebetiniz olmadığına değil, aksine, tam ve kurmayca bir alakanız bulunduğuna delildir!”
Demirel’e, “Üyemiz değildir!” belgesi veren Mason Locası, türlü isim ve görünüşlerle serpildikleri Türkiye sahasında da bizzat kendileri için:
“Biz mason değiliz!”
Şeklinde serdedilen bir saklanma ve paklanma aparatı kullanırlar. Zira masonluk, Türkiye efkâr-ı umumisinde, sümük gibi, kazurat gibi, zift gibi bir anlamla karşılanır olmuştur. Şiiliğin, takiyye diye kullandığı bu şeytanî kamuflaj ruhu, Masonlukta bugün için masonluk kimliğini reddetmek şeklinde icraya konulur ve sonra insanların gözüne, toplum yararına faaliyetlerden müteşekkil bir güzellik cilası çekilir, bu yolla oluşturdukları sempati alanına da, o toplumun kadim düzenini bozmak üzere şeytanî yem küspeleri serpilir. Mesela düşünün, bin öğrencinin okuduğu bir okula, göz boyamak yollu bir peyzaj cilası çeken mason dernekleri, yaptıkları bu işi sokmadık göz bırakmazlar ve hatta, okulun duvarına da bu işin kendileri tarafından yapıldığını ikrar edici süslü levhalar asarlar! Üç kuruşa beş köfte hesabıyla böylece, binlerce insanın sempatisini kazanmış olurlar…
Kadim düzenini bozmak imkânına ermek için, kurulu bir düzenin rengine bürünmek ve hangi ülkedeler ise o ülkenin hâkim rengine bürünmek, bukalemun hayvanından önce mason biraderlerin hususî özelliğidir! Bunlar Sovyet Rusya’da Komünisttirler, Komünist Partiyi desteklerler, Türkiye’de Kemalisttirler ve iktidar partisi hangi parti ise, o partiyi desteklerler…
İşte size; 2005 yılında Rotary Kulübü’nde varılabilecek en üst düzey olan ve dünyanın en büyük alana yayılmış olan 2430. Bölge Guvernörü Erhan Çiftçioğlu’nun söylediklerinden birkaç cümle:
“Bizler mason değiliz!”
“Bütün Rotaryanları bir çuvala koyarsanız, içerisinden rast gele isim çekilse, bakanlar kurulu oluşabilir…”
“Bir mucize Turgut Özal’dı. Bir başka mucize, Tayyip Erdoğan'dır. Türkiye'nin kaybedilmiş yıllarını, tekrar kazandırdılar…”
“Hükümet, bizi destekliyor…”
Uzayıp gider… Ama sözü uzatmadan ne sebeple mason derneklerine atıfta bulunduğumuzu söylemeliyiz:
Ak Parti Bursa milletvekili Atilla Ödünç, yanına Uludağ Rotary Kulübü üyelerini de alıyor ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u ziyaret ediyor. Hoş sohbetler ediliyor, İzmir Rotary Kulübü’nün, İzmir Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce desteklenen “Rotary Okulda” projesi hakkında konuşuluyor, Bursa’da Rotaryenlerin yapmayı düşündükleri projeler hakkında fikir alışverişinde bulunuluyor, fotoğraflar çekiliyor, karşılıklı hediyeler takdim ediliyor ve bütün bu görüşme manzarasından herkes, Rotary Kulübü’nün resmî sosyal medya hesabından şu açıklama yapılınca haberdar oluyor:
“Başkanımız Mehmet Yıldız’ın organizasyonun ile guvernörümüz Fatih Akçiçek ‘Rotary Okulda’ projesi ile ilgili olarak bugün Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u makamında ziyaret ettiler. Komite Başkanı Bahar Yorgancıoğlu ve Bursa Milletvekili Atilla Ödünç’ün de katıldığı çalışma toplantısında Sayın Bakanımız, projenin tüm bölgemize yayılması için tüm desteğini vereceğini bildirerek, ilgili valilere protokol detaylarının aktarılması talimatını verdi… ‘Rotary Okulda’ projesinin ‘Tasarım ve Beceri Atölyesi’ kapsamında genişletilmesi de ayrıca değerlendirildi…”
Bu açıklamadan sonra hadise kamuoyu tarafından öğreniliyor, haliyle tepki gösteriliyor ve işte tam da Süleyman Demirel’in kendini temize çıkarma hamlesine benzer bir şekilde evvela Ak Parti Bursa Milletvekili Atilla Ödünç açıklama yapıyor:
“Bursa’da yardıma muhtaç okullar vardı, yardım edeceklerini söylediler, vatandaşlık görevi icabı Bakanlığa götürdük… Bunun haricinde benim şimdiye kadar Rotary Kulüpleriyle hiçbir bağım ve ilişkim olmamıştır…”
Rotary Kulübü’nün göz boyamak için yapacağı yardımlara devleti muhtaç gösterici, milletvekilliği deruhte etmesi gerekirken kendini sade vatandaş gibi lanse edici ve ellerinden tutup Bakanlığa götürecek kadar bağ ve ilişki kurduğu halde, Rotary Kulübü’yle ilişkisini salağa yatarcasına “Bakanlığa girerken ‘Abi bizi de soksana!’ dediler, ben de acıyıp soktum!” gibi bir tavırla izahlandırıcı bu açıklamayı, gene Süleyman Demirel’den kopya edilmişçesine Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklaması takip ediyor:
“Rotary Kulübü’ne bir desteğimiz yok!”
Ortaya tam bir “E ağam o zaman biz bu boku niye yedik!” hikâyesi çıkaran bu açıklamalar, Türkiye ve Türkiye’yi idare edenlerin, üstün bir devlet aklından hisseli olmadıklarını da, kıssadan hisse ele veriyor! Zira 2017 yılında da Milli Eğitim Müsteşarlığı, Türkiye’nin tüm il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine gönderdiği bir belgede Rotary Kulübü’nün piarını yapmış, yeni kurdukları site için iştirak istemiş, öğrenci ve velileri onlara yönlendirmişti!
İsmi Lions ya da Rotary, Masonluk için bir hazım ve hazırlık sürecini ifade eden ve bu süreci bizzat hazırlayan bu nevi müesseseler, merkezleri yurt dışında olan, gözümüzü çıkarmaya odaklı idealleri gizli, gözümüzü boyamaya odaklı faaliyetleri ise aleni vasıflarıyla yalnızca çürütür, millî ve manevi değerleri, evrensel makyajlı bazı lakırtıların patronajı altında yok etmek ister, uluslar arası çapta kurduğu ağ avantajlarıyla askerî, siyasî ve iktisadî sahada çok rahat avlanır ve ruhî maktaılarından devşirdikleri insanlar eliyle güçlenir, güçlendikçe de kendilerinden başka her gücün içini boşaltmak isterler!
İslamî sahada boy boy serpilen reformistlerin atası mevkiindeki Cemalettin Afganî ve Muhammed Abduh’un, “İslam âlimi” pozlarıyla İslam’ın içini boşlatmak ameliyeleri, az aklı olan herkese çok şey söyler!
Genel merkezi ABD’de Illinois’teki Evanston şehrinde bulunan Rotary Kulübü de, kendisine “Biz asla mason değiliz!” diye verdikleri süse rağmen, Masonluk senfonyasının peşrev makamında öten bu oluşumlardandır. Rotary’i bir bütün soğan kabul etseniz, onun en dış kabuk hattında insanlığa hizmet cakasını görürsünüz ama bu kabuktan sonra katmanları birer birer aşabilseniz ve Rotary’nin cücük hattına sarkabilseniz, orada ne dine, ne imana, ne milliyete, ne de vatan hissine dair tek bir zerre bile bulamaz ve orada bir tek, dinsiz, imansız, milliyetsiz ve vatansız bir Tanrı modeli bulunduğuna, ona da Deizm müktesebatına göre âlemi inşa eden “Usta” denildiğine şahitlik edersiniz!
Ama mesele bunları sizin görebilmeniz ve şahitlik edebilmenizde değil, Millete “Vekil” olan ahmakların görebilmesi ve şahitlik edebilmesindedir!
Bakan’ların, sadece “bakan” olmadıkları bir ülke için, en üstte duran ve kendini mutlak fikre göre hizalayan bir dünya görüşüne ihtiyaç vardır ama bu ülkede halâ bu dünya görüşü, devlet dairelerindeki kapı paspasları kadar olsun devlet içre değildir!