Türkiye’de muhalefetin, nasıl da içlerinde tek bir akıllı adam olmamak belasına maruz kaldığını anlamak için, seçim propagandasında kullandıkları şu “Halil İbrahim Sofrası” imgesine bakmak kâfidir. Hatırlayın, Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı saflarına başkalarını her çağırdığında ya da çağrıya kulak verip gelenleri her oturttuğunda, kurdukları ittifakın bir Halil İbrahim Sofrası olduğunu kaydediyor, diline doladığı bu kavramı da mitinglerinden açıkoturumlarına, her yerde sık sık kullanıyordu. Oysa pek açık idi ki, Halil İbrahim’e de ait olsa sofra, bir yeme mıntıkasıdır ve ona oturan kimseler hep beraber önlerine gelenleri bir afiyetle yemektedir. Vatandaşın dimağını subliminal yolla aylar boyunca sarkan ve orada “Ulan memleketi mi yiyeceksiniz, ne sofrası!” imajı bırakan Kılıçdaroğlu ve muhalefet toplu halde açıktır ki, bir manga bir halta yaramazlar kadrosudur ve zaten Ak Parti’nin seçim zaferi de, Ak Parti’de takdir edilesi çok şey olduğundan değil, muhalefette takdir edilesi tek şey olmamasından, hatta takdir bir yana tekdir edilecek nice şey olmasından kaynaklanmıştır…