Nemrut'u Devrilmemiş İbrahim'in Elinden Baltasını Almak! O İbrahim, Müslüman Anadolu Halkıdır!

Yazan: 04 Şubat 2023 1920

Doğudan Türkiye’ye bakılsa, Erdoğan’ın Türkiye’yi Batıya yaklaştırdığı sanılabilir. Batıdan bakıldığında da, Erdoğan’ın Türkiye’yi Doğuya yaklaştırdığı sanılabilir. Peki, gerçekte Erdoğan, Türkiye’yi Doğuya mı, Batıya mı yaklaştırmıştır?

Bu sualin cevabı şimdilik şöyle dursun; şu hadiseye bir bakın:

“The National News” isimli bir gazetede, bir köşe yazısı yayınlanıyor, köşe yazısı içinde mevzusu ile pek de ilgisi bulunmayan, Nato’nun bildik soydan ve eski Erdoğan endişesini izah için kaydedilen “Erdoğan’ın, laik Türkiye’yi kademeli olarak İslamcı bir yöne kaydırması sebebiyle” diye bir cümle kuruluyor, işte bu cümleyi sanki de Erdoğan hakkında bir İngiliz gazetesinin, Batı emperyalizminin ortak bir kıymet hükmünü deklere etmesi şeklinde tabelalaştırıyorlar ve en sonra da bu tabelanın altına “Elhamdulillah! Biliyorduk zaten, şüphemiz kalmadı, Reis’le yola devam!” gibi bir paçozluk idrakiyle toplanmalar oluyor…

“The National News” isimli gazetenin, bir İngiliz ya da Amerikan gazetesi değil, Abu Dabi’de yayın yapan bir Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi olduğunu beyandan sonra gelelim şu; Türkiye’nin yirmi yıllık Erdoğan idaresinde nereye yaklaştığı meselesini, Erdoğan’ın yirmi yıllık icraatının apaçık görünen vetirelerine bakmak yerine, İngiliz görünümlü BAE gazetesinde geçen bir cümlecikle çözmeyi yeğleyen Müslüman tipine…

Bu Müslüman tipi hakkındaki kıymet hükmümüzü başın başında peşinen kaydedelim:

Evi yanarken itfaiyeyi aramaktan, yangın tüpüne sarılmaya kadar bir dizi tedbire sarılmak yerine, evinin buzdolabına sarılan ve vücudunu saran görece serinlikten ilham alarak “Yangın yok canım, yok!” diyen bir adam ile Türkiye’yi saran ve değme Müslümanları bile tesirine alan Kemalizm furyasına bakıp da Erdoğan idaresini sigaya çekmek yerine, Abu Dabi’deki bir gazetenin kendisine süslenerek takdim edilmiş cümlesine, hem de o cümle bir İngiliz gazetesinde geçiyormuş gibi bakan ve “Erdoğan Türkiye’yi laiklikten uzaklaştırıp İslamî yöne kaydırıyor, hamd olsun!” diyen bir Müslüman arasında bizce bir fark yoktur!

Ve maatteessüf, Türkiye’de Müslümanlık meselelerin halli hususunda da asıl söz hakkı en çok, bu cinsteki bir Müslüman tipindedir…

Bu sebeple, 20 yıllık tek başına iktidar devresinden sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’yi laiklikten uzaklaştırıp İslamî yöne mi kaydırdığına, yoksa İslamî yönden kaydırıp laikliğe mi yaklaştırdığına tam sıhhatli bir bakış atılamamaktadır!

Oysa Türkiye, son 20 yıllık süreci açısından perdeler ardında değil, gözler önündedir…

Son yirmi yılda Türkiye’nin “İslamî yöne yaklaşmak” manasına geçirdiği bir evrim var mıdır, varsa nedir?

Türkiye son yirmi yılda ahlakî cihetten terakki mi etmiştir, dumura mı uğramıştır?

Son yirmi yılın önceki demlerinde, yani ülke yönetimin İslam’dan iğrendiği günlerde bile Türkiye’de “Deistleşme artıyor!” nevinden bir şikâyete şahitlik edilmemişti! Aksine, o günlerde Türkiye’yi idare eden İslam düşmanlarının en ciddi şikâyetlerinin başında, Türkiye’nin İslamî yöne doğru kayması gelmekteydi.

Başörtüsü şahsında, coplar yemek, kodeslere tıkılmak pahasına verilen mücadele, yalnız dostları değil, düşmanları bile imrendirmekteydi. Oysa şimdi muhafazakâr üniversite hocaları, odalarına gelen onlarca “başörtülü ateist”ten dem vurmakta, umum Müslümanlık kitlesi başörtüsü mağduriyetinin şimdilerde onu yasaklamak isteyen kimselerden değil de, onu yanlış takınan başörtülü kimselerden zuhura geldiğini düşünmektedir.

Ak Parti’den önce basın-yayın dünyası nasıldı, şimdi nasıldır? Aydın Doğan medyası denilen İslam düşmanı basın cümlesi, handiyse sonrasında toptan Ak Parti’nin eline geçmiştir de, bu yazılı görsel yayın cümlesinde İslamîleşme namına tek bir şey olmuş mudur? Bu kadro içinde fuhuş albümü denilebilecek enstrümanlardan kendisine “Artık fuhuş albümü değil!” denilebilecek kaçı vardır?

Ak Parti’den önce faiz bir fıskiyeden tüm vatandaşlar üzerine püskürtülen bir şey idi de, Ak Parti’den sonra bu şey bir damacana içinde hapsedilmiş bir şey mi olmuştur?

Ak Parti’den önce zina suç değildi de, Ak Parti zinayı suç sayıcı yasayı mı yapmıştır? Aksine, Ak Parti’den önce zinanın suç olduğunu ve bunu suç olmaktan çıkaranın da Ak Parti’nin ta kendisi olduğunu cümle âlem bilmektedir…

Daha kaç başlıkta bu sualleri arttırabilir, Ak Parti namına ortaya “Laikliği mi, İslamîliği mi tahkim etti!” minvalinde bir karne çıkartabiliriz, bunu vicdan sahibi her akıllı Müslüman yapabilir!

Eğer eller vicdanlara koyulur ve işi oluruna getirmek manasına kulak arkasına yatılmazsa, aslında her şey çok açıktır…

Ak Parti, Nemrut’u henüz devrilmemiş olduğu için elindeki baltasını henüz indirmemiş İbrahim’in elinden, Nemrut’u devrilmese de baltasını almanın bir yolunu bulmuştur!

Bu İbrahim, Cumhuriyet’in başından beri mevcut rejime karşı İslamî buğz tavrı takınan ama işte Ak Parti eliyle bu buğzu törpülenerek Kemalist-Laik rejime angaje edilen Müslüman Anadolu halkından başkası değildir!

Oysa bu halkın elinden o baltayı, olanca hegemonyasına rağmen Nemrut bile alamamıştı!

İnsaf, vicdan ve irfan gözüyle baktığımızda bizim gördüğümüz budur!

Gördüğümüzü duyurmak da namımıza bir iman borcudur!

Yoksa bu gördüğümüzü duyurmak, devleti idare mevkiindeki Ak Parti’nin bize karşı buğz duymasına yol açar, bu açık bir vakıa…

Aynı zamanda bu gördüğümüzü duyurmak, muhalefet cenahını da bize karşı “Tam dinciler!” gibi bir hisle kinlendirir…

Öyleyse biz, ormanda ayı ile sırtlana aynı anda boynuz vuran sarsak bir geyik miyiz?

Elbette hayır!

Biz, bütün dünya karşımızda birleşecek olsa da, bu vatanın ve milletin imanî selameti için, olmakta olanı, olmakta olduğu vech ile haykırmayı imanî vazife bilen ciğeri kavruk, yüreği çelik bir hareketiz!

Muradımız halistir, akıbetimiz de inşallah hayır olacaktır!

Bu minvalde Müslüman Anadolu’ya diyeceğimiz kısaca şudur:

Bir BAE gazetesini İngiliz gazetesi zannedip “Yürü be! Kim tutar seni!” diye paçozluk etmek yerine, Ak Parti’nin, idare ettiği devletin tüm enstrümanlarını kullanarak Anadolu halkına “Alpaslan da bizim, Atatürk de bizim!” diye telkinde bulunduğunu görmek ve büyücünün efsunu içine kaçmadan evvel ona, ana lazım Euzu Besmeleyi çekmek daha evla değil midir?

Evla da ne demek, mutlaka şarttır!

Şarttır; zira Nemrut’u devrilmemiş olduğu halde baltasını indirmiş bir İbrahim olmak, Müslüman Anadolu halkı için Müslümanlığını kaybetmek felaketinin ta kendisidir!

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi