Marksist-Leninist PKK, Laik-Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin Meclis kürsüsüne, “HDP vekili” tiltiyle, düpedüz kâfir, tipi kakmalı, edası istifralı, toplamı kazurattan bombeli bir kadın çıkartmış ve tam da Regaip kandilinde şu sözleri söyletebilmiştir:

“Sizler, ta beş yüz yıl geride kalmış Osmanlı’yı, bin beş yüz yıl geride kalmış din esaslı toplum düzenini yeniden hortlatmaya çalışıyorsunuz!”

Nazarımızda, belirttiği fikir ve düşmanlık kalitesiyle ancak bir avuç et parçası olabilecek bu kadına, gene belirttiği toplama karşılık verir gibi şöyle demek isterdik:

“Hayır! Onlar değil! O dediklerini yapacak bizleriz!”

Öyle ya; seslendiği kitlenin yarısından fazlası tabiatiyle zaten laik ve sekülerdir, kalanının da aklının kilerinde olsun “bin beş yüz yıl geride kalmış din esaslı toplumu yeniden tesis” gibi bir niyet yoktur…

Osmanlı’yı, İslam’la tesis emeli, orada değil burada yani…

Bu sebeple bu kadın sesimizi, ne beş yüz ne de bin beş yüz yıl geriden değil, kendi gerisinden itibaren her an duysun ve ürksün diye, buradan sesleniyoruz:

-Nasrun minellahi ve fethun garib!

Ah ah, imkânlarımız yetseydi de, Osmanlı’ya ithaf edip bestelediğimiz ama stüdyoya sokup kulak ve gönüllere arz edemediğimiz şiirin şu nakaratı, tam da şu anda çalabilseydik:

“Vur mehteran vur! Osmanlı izindeyiz!

Osman, Fatih ve Yavuz’un dizindeyiz!

Kâfirden korkmaz, atılgan bir şevk ile

Hücum marşı belirten bir vezindeyiz!”

HDP’nin hilkat garibesi kadın vekili, Türk Sanat Musikisi belirtenler karşısında elbette esip gürler gibi bir vaziyet belirtmiştir ama bizim hücum marşı belirten veznimizin terennüm edildiği gün, arkasına saklanacak kendi gerisi bile kalmayacaktır!