Ters manyel… Ne demek? Satrançta bir argo tabir… Yaptığı hamleyi karşıya, olmadığı şekliyle açık edip tuzak kurmak… Yemlemek… “Manyel” (manière), Fransızca… “Jest, mimik, davranış” manalarına geliyor. Hulki Aktunç’un Büyük Argo Sözlüğü’nde “manyel”, “iskambil oyununda kaş göz ile verilen işaret” manasıyla karşılanmış… “Ters Manyel” bu manada, yanıltıcı olarak kaş göz işareti vermek, verirken yakalanmış gibi yapmak, böylece elini rakibine iyi iken kötü, kötü iken iyi göstermek…

Şimdi iskambili bırakıp gerçek hayata dönecek olursak, bizim ülkemiz, kendisinde cereyan eden hadiseler açısından tam bir TERS MANYELİSTAN yurdudur!

Zira bu ülkede, İslam’ın bir çığ gibi tepelerde devleşip gelmesini ve muarızlarını tepelemesini engellemek için her daim “ters manyel taktiği” uygulanır, yani kendisine İslamî süsü verilmiş yığma karlar, kontrollü ses hareketleriyle tepelerden harekete geçirilir, bu esnada gerçek İslamî hamle ve hıncı oluşturan sahici kar kütleleri de bu sahte hareketi takip eder, bu yolla kontrollü bir şekilde bulundukları tepelerden dağ eteklerine doğru indirilir ve böylece varlık gayesi olarak tepelemek istedikleri odaklar selamete erdirilmiş olunur…

Diyoruz ya; Türkiye, Müslüman Anadolu halkının her defasında tufaya getirebilmesi açısından tam bir TERS MANYELİSTAN yurdudur!

Burada, bazen ak zannettiğiniz zift gibi kara, aydınlık zannettiğiniz zifiri karanlıktır da, bunun tersi anlaşılsın diye akla hayale gelmeyecek tertipler yapılır ve aka ve aydınlığa müştak millî kuvvet, karaya ve karanlığa hizmette harcanır, tüketilir…

Bu ülkede Ters Manyel, bir eldir ve milli hınç barajı her ne zaman milli olmayan rejimin başına patlamak derecesine çıksa, bu el ile bu barajın kapakları açılır ve su tahliyesi ile bu barajın patlaması önlenir, yani milli hınç vasat derekelere indirilir… Doldur boşalt, yükselt alçalt şeklinde böyle böyle milletin makûs talihi de sürdürülüp durulur…

Peki, bu makûs talihi, bahtiyarlık lehine kırmak mümkün müdür?

Ne zaman ki; “Ters Manyel” tabiri satranç tahtası ya da iskambil masasından aşırılır, fikrî bir örgü ile buluşturulur, esaslı bir feraset himmetiyle donatıldıktan sonra da Türkiye’deki her şeye, yaprak hareketinden, ihtilâl girişimlerine kadar her kımıldanmaya onun delici işkiliyle bakılabilir, o zaman belki bu denilen olabilir…

Bu olmadıkça; üst perdeden her daim ters manyel plânlar yapılır ve koyunun önüne otunu serer gibi bu plânlar tatbik edilmeye devam edilir!

Anda, olduğu gibi…