Kadem Fili Ve Kutsal Marula Ağacı

Yazan: 28 Mart 2020 2000

Ahmaklık suç değildir ama ahmak, baştaysa, başa beladır… Hem de ne bela… Su aygırı, zatıyla bir hayvan, bir mahlûktur, kendi gerçekliği ve ortamı içinde lüzumludur ama Sular İdaresi’ne genel müdür atanmış bir su aygırı, kendi gerçekliğinden başka, suyun gerçekliği içine de etmek üzere tasarlanmış bir lüzumsuzdur…

Ya da…

Tilki, kümesten tavuk aşırmak isterken güzeldir, tabiî dengenin hırsızı olarak belki lazımdır ama onun çiftliğe kâhya atanması bir felakettir…

Daha ne kadar sayalım; iyilerden kötülere, güzellerden çirkinlere, müspetlerden menfilere her şey ve herkes, varlıkları tabiî mecralarında kaldıkça hikmet tablosunun renk renk, çizgi çizgi, lif lif kadrosudur ve hep birlikte ahenkli bir bütünlük belirtirler.

Ama ya bir şey veya bir kimse, olmaması gereken bir yerde ya da bir imkânın burcundaysa… Zücaciyeci dükkânının gevşeyen ampulünü, hortumu var diye kim bir file büktürmek ister ki?

Elbette kimse istemez ama ya kişi, zücaciyeciye yardım için davet ettiği filden daha ahmaksa!

Bütün bu hikmet karalamalarını bize tedai ettiren şey ne mi? Aile zücaciyecisinin gevşeyen ampul mıntıkasından gelen şu tekerleme:

“Çocuk, ebeveynlerinin doğrusal uzantısı değildir!”

Felsefe burgulu hortumuyla bir yandan ampulü çeviren ve bir yandan da bu tekerlemeyi söyleyen fil, teşbih âleminde elbette ormanın iri cüsseli ve ahmak mahlûkuna tekabül etmez… O’nun tekabül ettiği şey, bir kurum ve kimse…

Arz edelim:

Bu kurum ve kimse, Ak Parti hükümetlerinin Amazon Birlikleri gibi işleyen KADEM ve onun, tipleri seri malı halinde değiştirilse de, zihinleri değiştirilmeyen “başkan” modellerinden Saliha Okur Gümrükçüoğlu… Zira felsefî bir kabz halinden çıkma gibi görünen bu lafı, Kadem Başkanı vasfıyla Saliha Okur Gümrükçüoğlu 5 Mart’ta, hem de Toplumsal Cinsiyet borazanını inatla öttürdükleri kendi kongrelerinde etti.

İstanbul Sözleşmesi için “Dinimize aykırı yanları olduğunun farkındayız!” dedikten sonra İstanbul Sözleşmesi’ni adeta bir vatan vasfıyla müdafaaya devam eden, üstüne bir de hamakat sigortası yaptırmak namına “İstanbul Sözleşmesini biz mi imzaladık!” diye çıkışan, böylelikle içinde fışkı olduğunu kabul ettiği yemeği iştahla yerken, kusma ve zehirlenme ihtimallerini de himayesinde bulunduğu Ak Parti’ye havale eden KADEM, kırlarda kendi halinde gezen ve sadece kutsal Marula ağacının yapraklarını kemirerek yaşayan bir fil olsaydı, lafını bile etmezdik…

Ama KADEM fili, Aile Bakanlarının atama karargâhı olmaktan başka, bir de ortaksız Ak Parti hükümetlerinin, onun her imkânından faydalanan ortağı mesabesindedir ve bu haliyle sadece, millî kültür ve aile ağacının yapraklarını kemirerek hayatını sürdürmektedir.

Bunu net bir şekilde görmek için evvela millî kültür ve aile ocağına, sonra da KADEM Başkanı’nın felsefî kabzından çıkma “Çocuk, ebeveynlerinin doğrusal uzantısı değildir!” sözüne ardışık bakmak yeterlidir.

Allah, buyurur:

“Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz." (Tahrim-6)

KADEM, ıkınır:

“Çocuk, ebeveynlerinin doğrusal uzantısı değildir!”

Allah Resulü, buyurur:

“Çocuğa gereken ikramı yapın, terbiyelerini güzel eyleyin… Hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban nasıl sürüsünü korursa, siz de evlerinizde ve emriniz altındakileri –çocuklarınızı- cehennemden korumalısınız. Onlara Müslümanlığı öğretmelisiniz. Öğretmezseniz mesul olacaksınız…”

KADEM, bağırsak düğümü bir hikmet irtifasından seslenir:

“Çocuk, ebeveynlerinin doğrusal uzantısı değildir!”

Allah, buyurur:

“Asıl ziyan edenler, asıl hüsrana uğrayanlar hem kendilerini hem de ailelerini kıyamet günü hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun ki apaçık hüsran işte budur…” (Zümer-15)

KADEM, musluk başı şadırvana, boru sapı takdis leğenine uzanan bir döşeme hissiyle konuşur:

“Çocuk, ebeveynlerinin doğrusal uzantısı değildir!”

Allah ve Resulü, çocuk dallarını o denli ebeveyn köküne rabt ederler ki; bazı âlimler kıyamet gününde Allah’ın ebeveynlerden dolayı çocukları sorguya çekmeden önce, çocuklardan ötürü ebeveynleri sorguya çekeceğini söyler.

Ama ne fark eder; KADEM, İslamî bir ideolocya merkezinden ve ulvi bir sayhayla değil, Batılı kültür değerlerinin, dünyayı tek tip ve dinsiz kılmaya odaklı şer üssünden ve süfli bir böğürmeyle haykırır:

“Çocuk, ebeveynlerinin doğrusal uzantısı değildir!”

Allah, çocukları anne babalarının “doğrusal” bir imtihanı kılar ve ta ki evlendikleri ana kadar, bu imtihan hududu genişler:

“Mallarınız ve evlatlarınız sizin için bir imtihandır…” (Tegabün-15)

Ama KADEM için çocuklar, gene kendi ifadeleriyle “ebeveynlerin keyfi tutumlarına terk edilemeyecek kadar” önemlidir ve bu sebeple:

“Çocuk, ebeveynlerinin doğrusal uzantısı değildir!”

Anlayacağız, KADEM, “Toplumsal Cinsiyet” denilen şeytan borazanını 6. kez öttürdüğü ve terennümünü “Değişen Dünyada Ebeveynlik” temasıyla ettirdiği 5 Mart 2020’de, büyük bir ahmaklık, misilsiz bir fikirsizlik ve pişkin bir sinsilikle çocukları Allah’ın ve Allah’ın emanetine bıraktığı Müslüman Anadolu Ailesi’nin inhisarından çıkarıp, Laik Devlet kuluçkasının inisiyatifine doğru kışkışlamak manasına bir halt daha yedi.

Kimin elinin, kimin cebinde olması hesabı, Uluslar arası şeytani kuruluş ve şeytanlar arası dürülü sapıklıkların, toplu bir daldırış halinde ellerini bizim devletin cebine soktukları bir hengamda, KADEM, bir cep garsonu ve bir cop teşrifatçısı olarak çalışadursun, yakın istikbâlde, cepleri boşaltılan ve kıçları coplananların kimler olduğunu göreceğiz…

Duamız, doğrusal değil, derinseldir:

-Allah, Müslüman ailelerinin “doğrusal uzantısı” olan müminlere yardım etsin ve Müslüman Anadolu halkının kesinlikle doğrusal bir uzantısı olmayan KADEM’in şerrinden bütün müminleri korusun…

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi