ÖSYM, Ne Kastetti?

Yazan: 17 Temmuz 2020 1962

ÖSYM, dört harfli… LGBT de, dört harfli… Harflerinin karşılık oldukları kelimeleri de, şunlar: Öğrenci, Seçme, Yerleştirme ve Merkezi… Lezbiyen, Gay, Biseksüel ve Travesti…

Baksanız, aralarında bir alaka yok… Baksanız, öyle… Ama derunî bir şekilde nazar etseniz, ikisinin de, ikisini son terkipte aynı kılan esasî bir benzerlik taşıdıklarını görürsünüz:

-Tavırsızlık, idealsizlik, merkezî ahenkten yoksunluk…

ÖSYM, öğrenciyi hangi mutlak’a göre seçeceğinden ve hangi ideal’e göre yerleştireceğinden mahrum, bir aleladelik merkezi…

LGBT ise, insan cinslerinin bir mutlak’a göre tayin olunduğu fikrine karşı, bu karşılığı ideal edinmekten müteşekkil bir idealsizliğin hapsinde ve lezbiyen, gay, biseksüel, travesti gibi insandan bozma, hayvandan sızma tiplerse, onun mutlaksızlık ve idealsizlik vatanının ucube güruhu…

Son terkipte, iki dört harfli kavram da, yapmaya değil, bozmaya, dizmeye değil, düzmeye, şekillendirmeye değil tahrişe, bereketlendirmeye değil iğdişe odaklı…

LGBT, zaten Şeytan kucağında olarak, fiiliyatı, geliş ve varış mıntıkaları açısından, tam şeytanlık belirtir.

Ya ÖSYM?

İşte o da, idaresi altında olduğu idareden mülhem, fiiliyatı, geliş ve varış mıntıkaları açısından, tam perişanlık belirtmektedir…

Perişanlık ki; kendi idare anlayışına, hakikat yolunu teşekküle getirmek ve onu iyice tebellür ettirmek gibi ulvi bir ideal nezaret etmez de, hakikatsiz ve pazar esnaflığından mülhem, tam bir orta yolculuk nezaret eder…

Seçeceği öğrencinin, okul mahzenlerindeki plastik küre çapında olsun, dünya görüşü yoktur da, onu seçecek ve yerleştirecek ÖSYM’nin bir dünya görüşü var mıdır? Elbette yoktur… Hem de, idaresi altında olduğu, hükümetle beraber…

Bu sebeple, ÖSYM başkanından, en alt kademelerdeki çalışanlara kadar atamalar hep, orta yoldan yürünerek ve kelle hesabı, herkesi memnuniyet esasına dayanılarak yapılır. Hani soru hazırlayacak bir ekip mi kurulacak, en kaba ifadesiyle oraya bir dindar kişilik, bir de Atatürkçü kişilik atanır, böylece hazırlanacak sorulara kadar, bu dünya görüşünden mahrumluk ve orta yola mahkûmluk vaziyeti sirayet ettirilir…

En sonki Mabel Matiz hadisesi de, bu sirayetin eseri… Hani tam tamına bir LGBT sancağı olan bu şarkı zerzevatçısının bir şarkı sözü, milyon verse yaptıramayacağı reklama da havi olarak, Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda bir soruya malzeme teşkil etmiş ya, o mevzu…

Sual şu:

-“Gözünün gördüğü, göğsünün bildiği ile bir değil…” cümlesinde anlatılmak istenen nedir?

Ama YKS kitapçığında değil de, milletin irfan duvarına yazılı olarak, asıl sual şu olmalı:

-ÖSYM’nin, ibneliğe hoparlörlük eden bir ibneyi, milyonlarca gence takdiminde anlatılmak ve yapılmak istenen şey nedir?mabel

Öyle ya, gerçek ismi Fatih Karaca olan ama ismini, cinsel sapıklıktan dava edilmiş “Kumral Ada Mavi Tuna” kitabının baş karakteri Mabel’den alıp, soy ismini de Yunanca “ahlaksız” anlamındaki “Matiz” kelimesiyle değiştiren, böylece varlık gayesini ahlaksızlık, namussuzluk, sapkınlık yanlısı olarak ortaya koyan ve dahi, milyonlarca insana, anlatacağını ne gözüyle, ne göğsüyle anlatıp da şöhreti yakalayamayınca, bu defa g.tüyle anlatmaya yeltenen, buna rağmen gene de şöhreti yakalayamayan bu LGBT borazanına, ÖSYM, hem istediğini vermiş, hem de onun, göz, göğüs ve g.t teslisine gerdan kırarak, sacayağını dörtlemiştir…

Siz siz olun; ÖSYM ve Millî Eğitim’in, zaman zaman kırdıkları şeyi pot sanmayın, tam tamına her defasında kırdıkları şey, aslî çanaklarındaki zehrin istemsiz sızışı halinde, gerdandır…

Batı’ya, Batılı değerlere, kırılan gerdan…

O çanaklar kırılmadan ve yerine, bir mutlak’a göre şekil almış, bir ulvi ideal’e göre pozisyon belirlemiş gerçek fikrin testisi geçirilmeden, bu gerdan hep kırılacak ve çok hassas (!) cemiyetimiz, her defasında bunu pot kırış zannedip, mihraksız öfkelenecek…

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi