Dua, Dua Eller Karıncalanmış

Yazan: 24 Eylül 2020 5873

Dua, mümine verilmiş bir anahtar gibidir. Allah bazen bizlere bazı nimetleri biz dilemeden verir, ancak bazı nimetler de vardır ki yalnızca kulun dilemesi üzerine ikram edilir. Misal, bir saray düşünün, o sarayın odalarında bazı hazineler vardır ve bu hazinelerin olduğu odalardan bazıları açıktır, dileyen o odaya girer ve oradaki nimetlerden faydalanır. Ancak bazı odalar da vardır ki kapılarına kilit vurulmuştur. İşte bu odalarda bulunan nimetlere ulaşabilmek için de kulun bir anahtara ihtiyacı vardır. O anahtar da duadır.

Ayet Meali:

“(Ey Resûlüm!) De ki: “Eğer duânız olmasa, Rabbim size ne diye ehemmiyet versin?” (Furkan Suresi-77)

Hadis Meali:

“Dua, ibadetin aslı ve özüdür. Allah katında duadan makbul bir şey yoktur. Dua 70 türlü kazayı önler. Ömrün bereketini artırır.”

Allah'tan bir şey isteyebilmenin dahi büyük bir nimet olduğu şuuruna erebilmek gerekir. Allah, biz kullarını ona dua edebilme imkânını sunarak nimetlenirmiştir de belki farkına bile varmamışızdır. İsrailoğulları’ndan biri Allah’a hitap ediyor:

“Ya Rabbi! Ben ne günahlar işledim ve sen bana cezasını vermedin!”

Allah onun peygamberine vahyediyor:

“Git ona de ki; ben ona cezaların en büyüğünü verdim ama farkında değil, ondan gözyaşı ve duayı kaldırdım!”

Allah bazen kulunun niyazını o kadar çok sever ki sırf o niyaz bir müddet daha devam etsin diye ona istediğini hemen vermez. Nitekim kabul olunmamış dualarımızın bile karşılığının verileceği bizlere vaat edilmiştir. Dua edip de duası kabul edilmeyenlere, kıyamet günü Allahu Teâlâ:

“Bu senin falan zamanda ettiğin duadır. O duanın yerine sana şu sevapları veriyorum.” buyuracak, o kadar çok sevap verecek ki, o kimse:

“Keşke dünyada hiç bir duam kabul olmasaydı da, bugün onların karşılıklarını görseydim.” diyecektir.

Üstadımız Necip Fazıl’ın Rabbine niyazına bakalım;

“Kalbim ve ellerim karıncalanarak, benden çıkıp ta Arşa yükselmek ve oraya takılmak isteyen incecik ruh ipliklerini görür gibi oluyor ve haşyetle mırıldanıyorum:

  • Allahım; sen kabul etmeyeceğin duayı ettirmezsin! Allahım; sen sevmediğin kulunu bu dehşetlere düşürmez, bu türlü ağlatmazsın! Sen hiçbir nefse takatinden fazla yük yükletmezsin! Beni ensemden, bir kedi yavrusu gibi tut ve kaldır!”

“Dua edin ki icabet edeyim.” diyen Rabbimiz bizden her düştüğümüzde O’na sığınmamızı ister. Aciz olan kul, istenecek tek merciin Allahu Teala olduğunu bilir, insanlara değil Rabbine el açar ve sadece ondan ister, her şeyi ister…

Hadis Meali:

“Sizden herkes, ihtiyaçlarının tamamını Rabb'inden istesin, hatta kopan ayakkabı bağına varıncaya kadar istesin.”

İsteyeceğiz, hem de her şeyi Rabbimizden isteyeceğiz... Bedenimizde bulunan bütün hücrelerle isteyebilme kudretini de Allah'tan isteyeceğiz. Çünkü hakikatiyle isteyebilseydik eğer ne çok şey değişirdi... 

Bu sebeplerle biz de avuçlarımızı açıyor ve Büyüklerin dualarını da duamıza katarak Allah'a niyaz ediyoruz:

  • “Allahım! Hatalarımı kar ve dolu suyu ile temizle. Beyaz elbisenin kirlerden arındığı gibi kalbimi hatalardan arındır. Doğu ile batı arasını uzak kıldığın gibi, beni de hatalarımdan ırak eyle.”
  • “Allahım! Ben zayıfım, zaafımı senin rızayı şerifini kazanma hususunda kuvvetlendir. Nâsiyemden tutarak beni hayra sevkeyle! İslâm’ı rızamın en son noktası kıl!”
  • Allah’ım! Bizleri ahir zaman fitnelerinden muhafaza eyle... İmanı elde tutmanın kor ateş tutmaktan daha zor olacağı hakikatini yakînen idrak ediyoruz. “Ey kalbleri çekip çeviren Rabbim! Kalbimi dînin üzere sâbit kıl!”
  • Allahım! Beni dağınıklıktan kurtarıp derli-toplu hale getir.
  • “Allahım! Faydasız ilimden, ürpermeyen kalpten, işitilmeyen duadan, doymayan nefisten ve açlıktan kuşkusuz sana sığınırım.”
  • Allahım! Senin Peygamberin hayır olarak senden neyi istediyse biz onu senden isteriz. Hangi kötülükten de sana sığınmışsa, biz de ondan sana sığınırız.
  • Allahım! Bizi hak yola çağıran, kendileri de söz ve fiilleriyle doğru yolda olan, hak ve doğru yoldan sapmayan ve saptırmayan kimseler eyle.
  • “Biz divanımızı günahla simsiyah ettik ve sen saçımızı sakalımızı hadiselerle bembeyaz ettin. Ey akın ve karanın yaratıcısı bizim siyah ettiğimizi sen fazlınla ve beyazlaştırıcılığın yüzü suyu hürmetine yok et, ortadan kaldır.”
  • “Allahım! Beni bir rekât namaz kılmış veya bir kere secde etmiş bir kimsenin eliyle öldürtme ki, kıyamet gününde o bir rekât namazla ve tek secde ile benimle tartışmasın.”
  • Allahım! Dualarımızın kabulüne engel olan günahlarımızı bağışla.
  • “Bende sıklet, sende letafet… 
    Allahım, affet! 
    Lâtiften af bekler kesafet… 
    Allahım, affet! 
    Etten ve kemikten kıyafet… 
    Allahım, affet! 
    Şanındır fakire ziyafet… 
    Allahım, affet! 
    Âcize imdadın şerafet… 
    Allahım, affet! 
    Sen mutlaksın, bense izafet! 
    Allahım, affet! 
    Ey kudret, ey rahmet, ey re'fet! 
    Allahım, affet!”
  • Allahım bizi hem af, hem adam et.
  • “Bizi, boynumuza geçirdikleri asırlık idam ipini kravat diye taktığımız için affet! Tek kelimeyle “Müslüman” yaftası altında Müslüman olamadığımız için affet!”
  • “Allahım bizleri kâfirin ağzıyla konuşturma! Bakışıyla baktırma, gülüşüyle güldürme! Şu fani hayatımızdan eğer tek saniye fırlayacak ve küfrün saatinde tik tak edecekse, onu durdur Allahım!”
  • Kâinat Efendisi’nden alınan maya gereğince, kainatı doyuracak hakikat ekmekleri pişirebilmeyi nasip eyle.
  • “Ne yazacak, ne okuyacak, ne adım atacaksak yalnız İslam’ı kuvvetlendirmek için yazılmış, okunmuş, atılmış olsun…”
  • Nerede ve ne zaman olursa olsun boğuşulan türlü mesele karşısında aynı nabzı attıran gönüldaşlığımızı daim eyle.
  • İlahi mahkemeyi bu dünyada da kurabilenlerden olmayı nasip eyle.
  • Şeytanın parmak izlerini görebilip, ona göre istikamet çizmeyi, her daim itidal üzere kalmayı nasip eyle.
  • Zerresi kaybedilince bütünü de kaybedilecek olan İslam’dan zerre taviz vermeyi bizlerden uzak eyle!
  • Sahte kahramanları tahtından indirip gerçek kahramanların tahtına irca edilmesine vesile kıl bizleri ve bu milletin doğrulduğuna şahit olalım.
  • Allah için sevmek ve Allah için öfkelenmek düsturunu hayatımızın her anında gösterebilmeyi nasip et.
  • “Mutlak iktidarının vesilesi kıl bizi

     Hasmı et düşmanının, dostuna dost kıl bizi

     Umudu kıl mazlumun, en ön safa sür bizi

     Nur doldur kalbimize, adını nakşedelim büsbütün yeryüzüne…”

  • “Ölüp de ölmemiş olanlarımızın, geçip de geçmemiş olanlarımızın RUHUNA FATİHA!”

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi