Eşcinsel Sapıklardan İlk Cinsolojîk Cinayet

Yazan: 02 Şubat 2019 2893

Lut kavminin Türkiye klanından bir totoş, “ailemizi” tiye alan istihzaî bir pankart açmış:

“Düğününe değil, boşanma davana geleceğim!”

Biz boşanıyoruz ve onlar, sadece boşanma davalarımıza değil, sokaklarımıza, televizyonlarımıza, çarşılarımıza, çocuklarımızın çizgi filmlerine, üniversitelerimize, gazetelerimize, kitaplarımıza, bize ait nere varsa, kan kokusuna gelen köpekbalıkları gibi geliyorlar. Hükümet, kendine bağlı “Amazon Birlikleri” eliyle Avrupa’dan Anadolu ailesi için kanun ihraç ededursun, günden güne, yıldan yıla yıkılan aile sayımız hızla artıyor. 2011 yılında yaklaşık 120.000 çift boşanmış… Ailelerini bilfiil yıkmışlar yani… 2012’de bu rakam yaklaşık 124.000 olmuş… 2015’te 130.000… Olmasın mı, yeni çıkarılan kanunlar, boşanmayı adeta teşvik ediyor. Aile Bakanlığı, kadın için yaptığı kanunlarla, kadının canına okuduğunun farkında değil… 2011’de 121 kadın cinayeti işlenmiş… 2018’de bu rakam, 440’a çıkmış… Bir kar topunun, zirveden eteğe yuvarlanırken irileşme istatistiğini resmeden bu rakamları, bir de Lut kavminin etekten zirveye doğru tırmandıkça büyüyen şeytanî istatistiğiyle çarparsak, vaziyet vahim… Zirvede çığlaşacak, üzerimize oradan itibaren katlana katlana yıkılmaya başlayacaklar… Devlet, Avrupa’dan esen furyanın kucağında, toplum saadeti için “Toplumsal Cinsiyet” örmek adına milyon milyon harcarken, Anadolu’yu “toplaştırmak” isteyenlere çanak tuttuğunu fark edecek fikirden de azade… Anıtkabir istatistikleri arttırılabilirse, huzuru her iki kesim için de sağlayacağını düşünüyor! Atatürkçülerle, Atatürk sever muhafazakârlar için… Anadolu insanına, üçüncü bir sınıfın kalıplarına girmek, sanki de yasaklanmış gibi… Devlet politikaları, dilinden damıtabildiğimiz kadarıyla böyle… Tablo vahim… Bu vahim tablo, eşcinsellik haşaratının üreme ve yayılma iklimini ihdas ediyor. Birkaç gün önce Malî’de bir İslam âlimi, eşcinsellik aleyhine verdiği vaazlar sebebiyle bizzat eşcinseller tarafından bıçaklanarak şehit edildi. Afrika’ya, batısından Batı hücumu… Artık totoşların, sadece yatak fantezilerinden fışkıran değil, ideolojik cinayetler işlemeye başladıklarını söyleyebiliriz. İdeolojik değil de, onlara has ve o manada olarak cinsolojik cinayet… Tabiri şimdi uydurduk ama sonraları çok duyacaksınız… Yani bu nevi cinayetler daha da artacak… Türkiye’de, bu manada henüz kan dökmediler. Ama dökmeyeceklerini sanmayın… Döşeme altında sessiz sedasız çoğalan haşereler gibi, Avrupa’dan aldıkları sınırsız yardımlarla palazlanıyorlar. Devlet, en sert DDT tedbirleriyle bu haşarıları temizlemek varken, cemiyeti, bu haşarıların iklim koşullarına uygun hale getirecek avanaklıklar yapıyor. Az daha, dünya çapında estirilen eşcinselleştirme furyasını, okullarda çocuklarımızın fişine zerk edecek, “Ayşe’ye top attırıp”, “Ali’ye sofra kurdurtacaktı”… İtfaiye sirenleri öttürür gibi vaziyetin ne kadar vahim olduğunu haykırıyoruz. Yoksa geleceğin neşelerine karşılık, geçmişin sıkıntılarını bile özler hale geleceğiz… Bunu, aklıma gelen şu hadisenin tedaisiyle söyledim: Malatya’da, oğlu Vahhabî olan ve Cuma namazına gitmemeye başlayan mümin bir baba, evin banyosundaki bir boruya onu bağlamış, hortumla dövüyormuş… Emeli, oğlunun İslam’ın ruh köküyle kopan bağını yeniden tesis etmek… Ama oğlu da, aldığı zehirle babasını müşrik Ümeyye bin Halef, kendisini de onun işkence ettiği Bilal-i Habeşî görüyor, hortumu yedikçe de:

“Ya Ehad! Ya Ehad!”

Diye inliyor, babasına direniyormuş… Yakın gelecek de, banyo borularına bağlanan ve babaları tarafından hortumlanan oğulların:

“Bu benim cinsel tercihim! Sana ne!”

Diyeceğini vehmediyoruz da, tüylerimiz ürperiyor… Bize ne olur bilmeyiz ama Batı’nın, bizde zuhur ettirmek istediği şeyin mutlaka bu olduğuna eminiz… Uyanın…

Dergiler

Servet Turgut'un Kaleminden

© 2022 Seriyye Dergisi